MUTLU OLMAYI HAYAL ETTİK 1: GEÇMİŞİN SIRLARI (KİTAP OLACAK)

SUİKASTÇİLER

"Fikirleriniz benim için çok değerli oylamayı unutmayın. Hepinizi öpüyorum umarım bölümü beğenirsiniz<3 "

Uyandığımda saat'in kaç olduğunu bilmiyordum, ama havadaki güneşten çok geç olmadığı aksine erken olduğu belliydi. Ne yapmam gerektiğini düşündüm. Bugün Açılay'ın mahkemesini görecektim. Ciddi olacaktım gerçi herzaman yaptığım bir şeydi. Açılaya nedense kalbimden inanıyorum suçsuz o. Bugün olacak herşey için hazırlanmak amacıyla girdiğim mod bana ani hızla yataktan kalkmama neden oldu.

"Günaydın nöbetçiler, bana Nina'yı çağırın 30 dakika içerisinde odamda olsun"

"Emir Tanrıçanın'dır" dediler tabi onlar bunu derken kapıyı suratlarına kapatmıştım. Nina gelene kadar banyoya girecektim sıcak suyun altında rahatlamak, sorunlardan biraz olsun kaçmak istiyordum.

Banyo kapısını açtığımda gelen sıcak su buharı benim aklımda ılık göle girme isteği uyandırmıştı. Tam gözümü kapatıp açmıştım ki, önümde olması gereken sıcak su dolu küvet yerini göle bırakmıştı. Hızla üzerimdeki kıyafetlerden kurtulup göle doğru ilerlemeye başladım. Önce sıcaklığı kontrol etmek için ayak parmaklarımı suya soktum. Suyun ılık olduğunu anladıktan sonra yavaşça ilerleyip tüm bedenimi suya soktum. odanın şuan çok rahat bir havası vardı. Vücudumun alışmasının ardından yavaşça önce duya daldım sonrada kendimi suyun üstünde sırt üstü serbest bıraktım. Kendimi çok rahatlamış sanki gerçeklikten uzaklaşmış, bulutlara çıkmış gibi hafiflemiş hissediyordum. Kısa bir rahatlamanın ardından kapı çalmasıyla sudan çıkmak zorunda kaldım.

"Tanrıçam beni çağırmışsınız, bir sorun mu var?"

"İçeri girme. Seni bana kıyafet hazırlanan ve saçımı yapman için çağırdım. Gidip bana siyah deri tulum getir, uzun kollu olsun ama."

"Tamamdır Tanrıçam, peki yemek hazırlamamı istermisiniz?"

"Çok iyi olur ama ağır şeyler hazılamasınlar."

"Emredersiniz." Diye kapıya doğru seslendim. Nina'nın gittiğini anladıktan sonra havluya sarınıp dışarı çıktım. Nina kapıyı çaldıktan hemen sonra içeriye geldi. Tam istediğim gibi bir tulum hazırlamıştı. Aceleyle giyinip, Nina'yı saçımı yapması için içeriye çağırdım.

"Nasıl bir model istersin?"

"Topuz yap. Sıkı yap ama yukarıdan"

Kafasını sallayıp ellerini hareket ettirmeye başladı. Saçım kendiliğinden bir şekle girdi. Aynada kendime baktığımda şaşkınca Nina'ya döndüm.

"Harika olmuş. Hatta hayal ettiğimden daha güzel olmuş. Teşekkür ederim ellerine sağlık."

"Bu benim görevim. Rica ederim"

"Yemeğim ne durumda?"

"Hemen öğreneyim bekleyin bir saniye"

"Dur dur dur. Birlikte gidelim mutfakta yerim sonra Taylan'a geçeriz. Ya da bir dakika Taylan uyanmış mı?"

"Evet, uyandılar Tanrıçam."

"Öyleyse mutfağa çağır Taylan'ı orada hızlıca yeriz."

"Koruyucu kralım nasıl mutfakta yer"

" Ben Tanrıça olduğum halde mutfakta yiyeceğim o neden yiyemesin ki? Kimse kendini halkımızdan üstün tutmayacak. Bu Taylan veya ben olsam bile"