17

3K 289 38
                                    

Güneşin doğuşunu izledikten sonra eve dönmüş ve gideseye kadar kestirme kararı almışlardı.

Çalan telefonu yüzünden uykudan uyanan Jimin, gözlerini ovuşturarak telefonunu aradı. Bulduğunda da kimin aradığına bakmadan kulağına koydu.

''Alo?(Minnie günaydın! Uyandırdım mı yoksa?) Biraz evet. Gece uyuyamadım da. (Anladım...Biz hazırız. Siz de hazır olunca bizim eve gelin. Tek araba gidelim.) Tamam Taetae. Jungkook'u uyandırayım. 1 saate geliriz. (Öptüm bebek.) Ben deee.''

Telefonu kapattıktan sonra odanın içerisindeki banyoya girip ayılmak adına elini yüzünü yıkadı. Ardından odasından çıkıp yanındaki odaya girdi. Jungkook mışıl mışıl uyuyordu. Yavaş adımlarla yanına yaklaştı ve yatağın ucuna oturdu.

''Jungkook...''diye mırıldandı uyuyan bedeni uyandırmak için. Duyduğu hoş tınılı ses yüzünden hızla uyanan kumral genç, yüzüne sersem bir tebessüm yerleştirdi.

''Günaydın Min.''

''Taehyung aradı. Hazırlarmış. Bizim arabayla gidelim dedi.''

''Anladım...hazırlanıp çıkarız. Zaten orada yemek yiyeceğiz.''

''Tamamdır. Ben...gideyim o zaman.'' dedikten sonra yataktan kalkmaya çalıştı fakat kolunu tutan beden buna engel olmuştu.

''Günaydın öpücüğü yok mu?''

''N-ne?''

''Öpücük diyorum.''

Jimin tedirgin bir şekilde gülümseyip karşısındaki bedene bakmaya devam etti. Uzun olan onun bu halini oldukça tatlı bulurken öne atılıp, hafif dolgun olan yanağa öpücük bıraktı.

''Bugünlük benden olsun.''

''Ben...gidip hazırlansam iyi olacak!'' dedikten sonra aceleyle çıktı odadan. Jungkook da yüzünde takılı kalan gülümseme ile kapıya bakıyordu.

...

''Ooo sonunda gelebildiniz canlarım.'' diye şakıdı Taehyung, gelen ikiliye bakarken. Yaptığı kombin 'Ben hayvanat bahçesine gidiyorum!'diye bağırıyordu resmen.

''Güzellik uykusuna yatmışsınız.''

Kare gülümsemeli genç söylenmeye devam ederken, herkes arabaya yerleşti. Seokjin sürücü koltuğunda otururken, biricik nişanlısı yanındaki koltukta yerini almıştı. Jikook ikilisi de arka koltuğa yerleşmişti.

''Eee ne yaptınız görüşmeyeli?''diye sordu Taehyung arkaya doğru dönerek. Oldukça mutlu görünüyordu.

''Hiç. Aynı işte, normal hayatımıza devam ediyoruz.''

''Jimin aşkım hâlâ uyanamamış. Şu tipe bak ya! Yicem.''

''Off evet Taetae. Uykumun ennn güzel yerinde aradın.''diye mızmızlandı. Uykusuz kalmaktan nefret ediyordu. Jungkook'sa onun bu tatlı hali yüzünden ölmek üzereydi.

''Yolumuz uzun, yat uyu biraz daha.''

''Bir şey diyeyim mi? Harika olur.''

''Gel, başını yasla''dedi Jungkook, yumuşak bir şekilde dizini patpatlar iken. Sarışın gencin gözleri hızla parladı. Ardından başını sert ama onun için yumuşacık olan dize yasladı.

''Örtü istersen bagajda var. Durabiliriz.'' dedi Taehyung, bir anne edası ile. Jimin'i gerçekten çok seviyordu.

''Gerek yok, üşümüyorum.''dese de, Jungkook üzerindeki ceketi çıkardı ve dizinde yatan bedenin üzerine örttü.

''Hadi uyu artık.''diye mırıldandı bir elini sarı saçlara atarken. Ardından şefkatle okşadı yumuşak tutamları.

Jimin kısa sürede uyuya kalırken, uzun olan genç aşık bir şekilde izliyordu uyuyan bedeni.

Player|Jikook|✔Where stories live. Discover now