Paranoya-Bölüm 2

1K 30 8
                                    


Hızlı adımlarla yukarı, odama doğru çıktım. Uzun ve yorucu koşudan sonra en iyi ilaç dinlenmekti. Kapıyı açar açmaz yatağa atladım. Bu yapmayı en sevdiğim birkaç şey arasındaydı. Yorucu bir günün ardından yatağa atlamak keyfimi yerine getiriyordu.

Bütün düşüncelerimi boşaltıp, odak noktasına yani dinlenmeye bırakmıştım. Uyumama yardımcı olması için kulaklığımı yatağımın yanındaki çekmeceden aldım. Müzik listeme göz attım. İçinden rastgele bir müzik açtım. Şansa Mirrors açılmıştı. Beni ne kadar uyumaya teşvik etmese de enerji toplamama yardım eden bir parçaydı.

Çevredeki sesleri duymamak için sesi sonuna kadar açtım ve yatağıma uzanıp gözlerimi kapattım. Bir süre sonra vücudum ritme uymaya başlamıştı. Müzikle birlikte bir ileri bir geri gelip gidiyordum ve bu beni çok rahatlatıyordu.

Babam aşağıdan bir şeyler bağırıyordu ama sesi boğuktu, tam olarak ne dediğini anlayamadım. Muhtemelen saatlerdir odandasın, artık çıkma vaktin gelmedi mi diye bağırıyordu. Odanın kapısı birden açıldı. O kadar afalladım ki kendimi yerde buldum.

Babam kızgın görünüyordu. " Kaç kere söyledim şu müziğin sesini bu kadar çok açma beni duyamıyorsun diye Arkadaşın Giray geldi. Aşağıda seni bekliyor."

Afallamış bir şekilde babama baktım. Kolumu düşmenin etkisiyle burkmuştum ve dehşet verici şekilde ağrıyordu. "Hemen geliyorum baba." Diye bağırarak kulaklığı kulağımdan çıkardım. Bu babama odama kapıyı çalmadan girdiği için yaptığım bir protestoydu. Ancak bir nedendir ki sürekli odama kapıyı çalmadan giriyor. Babama çok fazla karşı gelemiyordum. Maazallah bir keresinde topuğuma kurşun sıkmasına az kalmıştı. Tekrar olmasını göze alamıyorum. Evde polis olduğunu unutamıyor ne yazık ki. İşine o derece bağlı.


Merdivenlerden neredeyse uçarak indim. Giray beni görünce yüzünde anlayamadığım bir gülümseme belirdi. Gülmemek için kendimi zor tuttum. "Hey, Hoş geldin." diyerek elimi uzattım.

Elimi tutmadan direk boynuma sarıldı. Ağzı kulaklarında "Senin için bir hoş geldin partisi hazırladık. Umarım hoşuna gider. Okul için endişeleniyordun ben de sana alışmaları için bir parti ayarladım."

Ne diyeceğimi bilemiyordum. Bu benim için bile çok fazlaydı. Bir şeyler söylemeye çalıştım ama boğazım düğümlendi. Bir an için küçük dilimi yuttum sandım. Uzun uğraşlar sonucunda "Buna gerçekten hiç gerek yoktu." diyebildim.

"Karşı çıkmaktansa sadece teşekkür etsen daha makbule geçer."

Babama göz ucuyla baktım. Benim kadar şaşırmamıştı. Aksine hoşuna gitmişti. Muhtemelen Giray onun için bir numaraydı. Gitmem için onay verirmişçesine başını öne eğdi.

Giray babama elini uzattı. "Çok fazla geç kalmayız efendim. Zaten küçük çaplı bir parti olacak."

Babam dalga geçermişçesine "Sen ne zaman bırakırsan o zaman gelsin Giray." diyerek bize kapıyı açtı.


"Bari üstümü değiştirseydim. Partiye pijama ile mi gideyim."

"Tamam, ama çabuk ol herkes seni bekliyor."

Bunu duymak beni daha çok endişelendirdi. Aslında utangaç falan değilimdir. Fakat şuan parti çocuğu ben olduğum için durum değişiyor. Herkesin gözü benim üzerimde olacak ve muhtemelen herkesle tanışmak zorundayım. En azından okulda tanışsaydım, sadece kendime yakın bulduklarımla tanışırdım. Küçük adımlarla odama çıktım. Gar dolabımda bulunan kıyafetlere göz attım. Hangisini seçmeliydim bilmiyordum. İçinden annemin çok sevdiği kırmızı ve vücudumdaki kasları ortaya çıkaran tişörtümle, soluk mavi pantolonu giyip aşağı indim.

PARANOYAWhere stories live. Discover now