Paranoya Bölüm 3

146 19 0
                                    

Çalar saatin gürültülü sesi ile uyandığımda yatağımda yatıyordum. Dün gece eve nasıl geldiğime dair en ufak bir fikrim yoktu. Dün geceden en son hatırladığım bayılmış olmamdı. Neler olduğunu düşünmekten kendimi alıkoyamıyordum. Giray'a ne olmuştu öyle ve ben eve nasıl geri gelmiştim. Bunları düşünmek bile başımın çatlamasına yetiyordu. Bunun yanında bir de bugün okul çıktı başıma. Uykulu gözlerimi ovuşturarak duvardaki saate baktım. Daha servisin gelmesine kırk dakikadan fazla vardı. Bu hazırlanmam için yeterde artardı. Yatağımdan hızlı bir şekilde ayağa kalktım. Babama seslendim fakat cevap vermedi. Yine ben uyanmadan önce işe gitmişti. Uyurgezer biri gibi yürüyordum. Hala tam olarak uyanamamıştım. Yüzümü yıkamak için banyoya yöneldim. Yüzümü yıkayıp havluyla sildikten sonra aynaya baktım. Tam bir zom biye benziyordum. Gözlerimin altı sarkmış ve hafiften morarmış, tenimin her noktası bembeyaz kesilmişti. Onlardan tek farkım insan beyni yemiyor olmamdı. Bunu düşününce kendimi gülmekten alıkoyamadım. Şaka bir yana gerçekten çok acınası bir halim vardı. Kendime daha çabuk gelebilmek için musluğun altına kafamı soktum. O buz gibi su uyanmama fazlasıyla yardımcı oldu. Ayılmama yetecek kadar suyun altında bekledikten sonra kafamı sudan çıkardım. Soğuk su enerjimi yenilememe yetti de arttı bile.


Gözüm bir anda saatime takıldı. Sevisin gelmesini on üç dakika kalmıştı. Ama lanet olası servisçiler yok mu hep gereğinden erken gelirler. Kendime gelmem yarım saatten fazla sürmüştü.


İçimdeki ses "Kız mısın nesin ya. Bir erkek o kadar süre banyoda ne yapar." diye bağırıyordu.


Ama artık onu pek dikkate almıyorum. Dün gece olanlardan sonra banyodan erken bile çıktım. Kafamdaki düşüncelerimi atmam gerçekten uzun sürdü. Hemen odama çıkarak üzerimi değiştirmeye başladım. Gri tişörtümün üstüne kırmızı süitimi giydim. Aynanın karışışına geçerek son bir rötuşla saçlarımı düzeltim. Daha sonra da şimşek gibi kendimi dışarıya attım.


Dışarıya çıktığımda servisin gelmiş olması gerekiyordu. Ama hala görünürlerde yoktu. Hayret ediyorum doğrusu ilk defa bir servis geç geliyor. Babamı kandırıp arabamı aldırsam var ya bunların hiçbirini çekmek zorunda kalmayacağım. Keyfime göre okula giderim. Yani en azından okulun başlama saatine kadar. Muhtemelen okulun servisi olduğu için geç geliyor. O kadar çocuğu toplamakta kolay iş değil yani. İlerden sarı ve üzerinde siyah şeritleri olan uzunca bir otobüse benzeyen bir araç belirdi. Şok olmamak elde değil. Okulun servisi resmen Amerika da kullanılan servislerden biri. Abi resmen hayalim gerçek oluyor. Hep bunlardan birine binmek istemişimdir. Hayatım boyunca birçok dizi seyrettim. Ve hemen hemen hepsinde bu servislerden biri vardı. Bu gerçekten çok havalı. Bence araba almayı biraz ertelesem iyi olacak. En azından biraz servisi denedikten sonra.


Çok geçmeden cızırtılı bir sesle önümde duran servise bindim. İlk boş bulduğum yere oturmak için yöneldim ama diğer koltukta oturan çocuk burası dolu diyerekten beni oraya oturtmadı. İkinci boş bulduğum yere oturmaya çalıştım yine aynısı oldu. Artık sinirlenmeye başlıyordum. Ne sinir bozucu insanlar var boş yere dolu diyerek beni ayakta bekletiyorlar.


Başka boş yerler aramak için arkamı döndüğümde nefesim kesildi. Bir an orada dona kaldım. Sanki beni dünyaya bağlayan yerçekimi değil de bir anda o olmuştu. O kumral, dalgalı saçları ve siyah gözleri yok mu, beni baştan çıkarıyordu. İlk görüşte aşka hiçbir zaman inanmamışımdır. Ama artık inanmamın vakti geldi herhalde. Çünkü bunu başka açıklamanın bir yolu yok.

PARANOYAWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu