(2 gün sonra)

Batu'dan
___________

Görüşüm netleşti. Gözlerim çok acıyordu, ama kalbim kadar değil... Hala içimde yaşamasını umuyordum. Ama sadece bir umut işte. Kapı açıldı. Ben sadece yan tarafıma döndüm ve gözlerimi tekrar yumdum. Her kim ise konuşmak istemiyordum. İki gündür olduğu gibi uyuma numarası yapmaya başladım. Tutku'nun sesini duydum bu defa.

"Uyumadığını biliyorum abi... 2 gündür yemek yemiyorsun. Kimseyi dinlemiyorsun. Bir defa dinlesen zaten kahrolmayacaksın"

Ne yani dinleyince Aleda'yı unutacak mıydım? Tamamen saçmalık!

"Abi... Seni görmek isteyen birisi var. Şu inadını kır ve kim olduğuna bir bak olur mu? Seni çok seven bir insan, senin bu halini görmesin"

Kim olduğu umrumda değildi. Aleda gider gitmez bir başkası ile aramı yapmaya çalışmaları çok iğrençti. Onca zaman yakın gibi durmuşlardı. Kardeşimin iki yüzlü olması iğrençti.

Tekrar kapı açılma sesi geldi. Sanırım tekerlekli sandalye ile getirmişlerdi. Sandalyenin sesini duymuştum çünkü. Kısık ses ile onu getiren kişiye teşekkür etti. Kapı açılıp kapanma sesi geldi. Ardından derin bir nefes alış veriş sesi. Burnuma dolan koku Aleda'nın kokusuydu. Bu kişiden tekrar nefret ettim. Bu koku benim için Aleda'ya has idi.

"Batu?"

Aleda'nın sesini duymam ile kafayı sıyırdığıma emin oldum.

"Batu bana bakar mısın bi?"

Dönmedim. Hayal olduğunu görmek istemiyordum.

"Ben sana geldim... Sen, neden kendini bu kadar saldın?"

"..."

"Söz vermiştin... Yaşamaya devam edecektin, niye böyle yapıyorsun?"

Ağladığını işittim. Hayal olduğunu görmek benim için yıkıcıydı. Gelen kişiye dönmedim. Bir süre sonra yanağımda dudaklarını hissettim. Sinir ile arkama döndüm.

"Sen kim oluyorsun da benden izinsiz beni öpüyorsun! İstemiyorum seni! Beni sadece Aleda öpebili-"

Karşımda ağlayan Aleda'yı görmeyi beklemiyordum.

"Aleda..."

"Sevgilim..."

Tavana bakıp histerik bir şekilde güldüm

"Yine hayal görüyorum değil mi. Delirdim lan ben! Niye beni bıraktın! Kafayı sıyırdım sevgilim. Neden bıraktın beni? "

"Batu... Ben buradayım. Hayal değil, gerçeğim"

Korkarak karşımda üzerinde hastane üstü, başında sargı ile bana bakan Aleda'ya baktım.

"Sevgilim... Hayal falan değil oldukça gerçeğim. 2 gündür uyutuluyormuşum izin vermediler. Normalde yine izin vermiyorlar ama inat edince tekerlekli sandalye ile getirmeyi kabul ettiler"

Doğruldum. Ellerimi gerçek olduğuna inanmak istercesine yanaklarına koydum. Ellerim sıcacık yanakları ile buluştuğunda gülümsedim. Bir hayal bu kadar gerçek olamazdı değil mi? Yataktan kalkıp önüne çöktüm. Dudaklarımız birbiri için titrerken dudaklarımızı buluşturduk. Emindim artık Aleda yaşıyordu. Peki bunu neden bana söylememişlerdi? Dudaklarımızı ayırdığımızda gözlerine özlem ile baktım.

"Sen... Nasıl? Bana niye söylemediler?"

"Dinlememişsin ki! Doktor öldüğümü belirtmemiş. Detaylı bilgi için çağırmış sen yanlış anlamışsın. Abime ameliyatı kaldıramadığım için kalbimin durduğunu, kalp masajı ile hayata döndürdüğünü, ancak 2 gün uyutulmam gerektiğini söylemiş. Tabi sen ayılıp bayılmışsın. "

Aşk Mücadelesi Where stories live. Discover now