A.K.G. ~3.Bölüm~

1.9K 136 21
                                    

Kader bir biri için yazılmış olsa bile bazı kişiler bunu çok sonradan fark eder. Mesala birisi başına gelen bir şeyden sonra kader der ve gezer.

Mevsimler hızlı geçer hızlı biter ama o mevsimde yaşanan şey hayla içinde kalır.

Evimin olduğu sokağa girmek üzereyken az ileride olan siyah renkteki range rover araç görüş açıma girdi.

Araç ile aramda toplasan dört yada beş adım vardı.

Soluklanmak için durdum. Hızlı koştuğum için nefes nefes kaldım.

Sakinleştiğimi hisetiğim için adımlarımı gergin bir halde atım.

Arabanın önünden geçerken aracın siyah penceresi aşağıya inince gerilmemek için elimden geleni yaptım.

Ne kadar beçerdiğimi bilemiyordum.

"Küçük hanım, bakarmısınız?" Sesini ince tutmaya çalışan adamın sesi ile gerim gerim gerildim.

Omuzumun üzerinden arkamadaki arabanın camından bana bakana adama bakarak bedenimi tamamen döndüm.

"Buyrun?" Sert bir çehreye sahip olan ve esmer tene sahip olduğu için girdiği ortamda ilgiyi üzerine çekebilecek birine benziyordu.

"Korkmayın, bir adres sorucam." Gergin olduğumu anlamıştımı?

"Tabii, buyrun?"

"Ahen Berjin'in konağı ne tarafta?"

Ahen...Ahen...Ahen...

"Kusura bakmayın, bilmiyorum." Arkamı dönüp hızlan yoluma ilerledim.

...

Yine Poraz evinde bağırış sesi yükseliyordu.

"Sen nasıl onu orada bırakıp gidersin. Lan seni öldürürüm Ahsen!" Elindeki kemeri sıkıyordu Akif abim.

Akif abim gözlerinden ateş saçarak beni öldürmek için kendini kastigi beliydi.

"Akif sakin ol Allah Aşkına?" Yengem ne kadar araya girmek istesede abim müsade etmiyordu.

"Evin aradan çık." Abim yengemi sert sesi ile uyararak bana bir adım daha atı.

"Ahsen, bak seni diri diri gömerim!"

Vurduğu her yer yanıyor ve sızlıyordu.

"Ye...yeter, yeter..." Ağlamaklı çıkan sesi ile yengem bana doğru adım atmıştıki abim Akif yengemin kolunu tutu ve geriye hafif bir şekilde itirdi.

"Evin, onun saçın'nın telini bile dokunursan seni öldürürüm ona göre haraket et!" Diyerek elindeki kemeri son bir defa bacağıma sert bir şekilde vurarak yere fırlatıp yengemin kolundan tutup götürdü.

Salonda belirli yerlerinden kanlar akıyor ve canım yanıyor.

Kimsem yoktu. Benim kimsem yoktu.

Az ileride olan telefona elimi uzatım ve biraz yerde sürünerek elime telefonu aldım.

Birinden yardım almam gerekiyordu. Yoksa kan kaybı ile öle bilirdim. Yada başka bir şey ola bilirdi.

Telefonun ekranı bulanık bir şekilde görünüyordu.

Kimi arayacaktım?

Arama yerine girip aklıma gelen sayılar ile  bir numarayı aradım.

Aramamın sebebi telefon yengemin telefonuydu ve  bir kaç kişinin numarasından başka numara yoktu.

Polisi yada ambulansı ararsan burada hiç iyi karşılanmazdı. Bu benim ölüm hükmüne bile kararı çıka bilirdi. Belkide başka birşeye.

Hızla dokunduğum tuşlardan sonra telefonu kulağıma götürdüm ve bekledim.

Çalıyor...Çalıyor...Çalıyor...

Canımın acısını unutup içimden dualar ediyordum açılsın diye.

Sonunda ümidimi kesmiş telefonubkapatmak için yetiştirdiğim  sırada açıldı.

"Ne var be gecenin bu saatinde?" Karşından gelen erkek sesi ile hem ürperdim hemde acım ile bağırmamak için dişlerimi sıktım.

"Ban...bana yardım edin..." tekrar ruhuma işleyen acı ile dişlerimi sıktım.

"Ne? Sizi anlamıyorum?" Dedi karşıdaki sert erkek sesi.

"Nolur... bana yarďım edin...Ağh-" dişlerimin arasından çıkan inleme ile telefon elimden düştü.

"Hanım efedni siz neredesiniz şimdi?" Ben neredeydim?

"Ağh-" daha fazla bu acıya dayanamazdım.

"Bana nerede olduğunuzu söyler-" telefon kapandı. Elimi telefona uzatım ama kapanmıştı.

Burada ölecektim ya da ölecektim.

Hem canımın acısı hemde kimsesizligime duvarın dibinde vücudumdaki akan kanım için ağladım.

Artık bilincinin kapanmasına ramak kala birinin kapıyı zorladığının sesini duyuyordum ama tepki veremiyordum.

"Açlan şu siktiğimin kapısını!"

Vücudum daha fazla dayanamadı. Gözüm sert zeminin üzerinde kapandı.

...




Bölüm sonu oy ve yorum yapmayı unutmayın.

Tiktok.

@wttp_yazar_dogulu

Ağa'nın Küçük Gelini Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin