-Ya işte Ahsen sobe gördün mü. Bu defa da sen sobelendin. Ne demiştin o gün Zehra'ma ben kardeşini öldürdüğüm için sende onu öldürdün öyle mi.
Evet yine Ahsen. Ahsen'in anıları her zaman önümdeydi. Küçük Zehra'nın ölümüydü konu bu defa.
-Ben seni kardeşin gibi öldürmeyecegim. Onun ölümü acısızdı. Sen acı çekeceksin.
Bu kadın Pelin'di anladığım kadarıyla. Zehra'sı ölen Pelin. Bir annenin canını acıtan Pelin. Bir çocuğun katil olmasını sağlayan Pelin.
-Benim kızımın suçu yoktu.
-Benim kardeşimin de suçu yoktu.
Diye cevap verdim anında. Bekliyordu bunu. Savunmamı yani. Yüzünden belliydi.
-Vardı.
Dedi. Ne vardı?
-Kardeşinin suçu vardı senin.
-Daha doğmamış bir çocuğun ne suçu olabilir!
Diye bağırdım. Doğmadan ne zarar verebilirdi ki.
-Haberin yok hiçbir şeyden, haberiniz yok hiçbir şeyden...
Dedi hiddetle, sinirliydi. Sonra birden durdu. Aklına birşey gelmiş gibiydi.
-...anlatmamı ister misin?
Dedi yumuşak bir sesle. Sesinin tonuna şaşırmıştım. Hiçbiri denedim. Sormak için değildi sanırım çünkü beni dinlemeden anlatmaya başladı.
-O ikisi yüzündendi. Onlar yüzünden bir bebeği öldürdün ben. Güveniyordum ben senin annene. Amcana da öyle, çok güvenmiştim.
Dudaklarına kırgın bir gülümseme hücum etmişti. Anlamamıştım ne oluyordu.
-B-ben hiçbir şey anlamadım.
-Aldattı!
Dedi bağırarak. Az önceki sakinliği geri gitmişti.
-O çocuk babandan değildi! Babanın bile haberi yoktu! Sen benim kızımı öldürdün. BEN DE SENİ ÖLDÜRECEĞİM.
-BIRAK LAN AHUSE'Yİ!
Bağıran kişiye döndüm birden. Yasir gelmişti. Koruma olan adamlar neredeydi. Arkasından abim girdi sonra 4 tane daha adam ve bir kız. Abim koşarak yanımıza geldi ve karşımdaki kadını kollarından tuttu.
-BIRAK BENİ. GÖRÜRSÜN AHSEN GÖRÜRSÜN SEN.
Çığlıklar içinde konuşurken dışarı sürükleniyordü. Yasir ve yanlarındaki kız koşarak yanıma gelmişti. Yasir kollarımı çözerken kız da ağlayarak konuşmaya başladı.
-Ahsen'im s-sen gerçeksin. S-seni çok özledim.
Dedi. Kollarım çözüldüğü için bana sarılmıştı. Kimdi bu kız? Beraber dışarı çıktık. Yağız yanıma geldi.
-İyisin değil mi? Birşey yapmadı sana.
Dediğinde kafamı hayır anlamında salladım.
-Ahsen özel konuşabilir miyiz?
-Olur konuşalım.
Dediğimde yanımdaki kız çok şaşırmıştı. Kulağıma yaklaşıp "sonra konuşacağız" dedi ve yanımızdan ayrıldı.
-Ahuse. Benim sana anlatmam gereken şeyler var.
-Ahuse mi? S-sen-
-Evet, ben biliyorum senin Ahsen olmadığını evet aynısınız ama tek bir farkla. Onun sağ kaşının kenarında ufak bir doğum lekesi vardı.
Dediğinde gözünden bir damla yaş düştü. Seviyor muydu onu?
-Seviyordun dimi?
Dedim. Kafasını salladı. Gözünden yaşlar akmaya devam etti. Sarıldım, sadece sarıldım.
-Ahsen.
Dedi arkadan abimin sesi. Ayrıldım ve arkama döndüm. Gözlerinden ateş fışkırıyordu.
-Lan sen hiç mi utanıyorsun lan arkadaşının kardeşine yan gözle bakmaya.
Hangi ara yanımıza geldiğini anlamamıştım birden Yasir'e kafa atınca olduğum yerde kaldım.
-Abi dur yapma.
-Hele sen Ahsen sen nasıl yaparsın böyle birşeyi? Benim seni bu şerefsize emanet ettiğim günler olmadı mı! Cevap ver Ahsen!
-Abi bir sakin ol ya!
Diye bağırdım. Yasir'i kolundan tuttuğum ve abimin elinden kurtulmasını sağladım. Abim şaşkın gözlerle beni izliyordu.
-Hem biz birbirimizi seviyoruz ve evleneceğiz sana söyleyecektik.
YOU ARE READING
OYUNBAZ
ChickLitEn çelimsiz olanından başlayabilirdim. Elimdeki sopayı kafasına vurmam çok ani olmuştu ve yere yığılmıştı. Sağ tarafındaki adam eline silahını alınca ona gülümsedim. -Özür dilerim. Elimden kaydı. Dedim bu defa yerdeki adamı göstererek. O da yerde...