7

125 24 48
                                    


Yorgun ve yoğun geçen zamanların sonucunda üç arkadaş nihayet tatil bölgesindeydi. Yolculuk uzun ve yorucuydu ancak hepsi şu an yalnızca mutluluklarına, bolca dinlenip, rahatlamaya odaklıydı.

Tatil meselesinden sonra Teahyung o kabusu görmemişti 5 gündür rüyalarında da huzura kavuşuyor mutlu oluyordu.

Bu ona açıkcası çokta iyi gelmişti, o kasvetli depoda kendini tekrar görmek istemiyordu.

Tüm olanlardan sonra yorgun bünyesi, bitkin ruhu, kasvetli havası tatil ile renklere bürünmüş gibi cıvıl cıvıldı.

Otelin havuzunda Jimin ile karşılıklı olarak birbirlerini ıslatıyorlar, iki arkadaş da bu hallerine kıkır kıkır gülüyorlardı.

Bu akşam yemek olarak balık yapmayı düşünüyorlardı. Taehyung da bunun için arkadaşlarına balık avlamaya gitmeyi önermiş ama arkadaşlarından olumsuz yanıtlar almıştı.

Kim o kadar saat güneşin altında  oltayla bir balığın ağına gelmesini bekleyecek kadar sabredebilirdi ki?

Arkadaşları hazır olarak almayı daha mantıklı bulmuş, otelde kalmışlardı.

Taehyung ise inat etmiş otelde bulunan oltayı alıp tur arabasında diğer balıkçılar ile yola çıkmıştı.

Vardıkları bölge çok güzeldi, buradaki deniz balık konusunda verimli, insanlara ihtişamlı bir manzara sunan, etrafı orman ile çevrili bir yerdi.

Geçen saatler dur durak bilmiyordu, Teahyung her ne kadar şapkasını almış, güneş kremini sürmüş, yanında plaj şemsiyelerinden getirmiş olsa da şimdiden yorulmaya başlamıştı.

O kadar saat o güneşte bu şekilde beklemek de mantıklı değildi zaten.Bulunduğu kayalık kısmı denizin en verimsiz noktası olmalıydı.

Daha verimli bir nokta bulmak için elindeki oltasıyla ormana doğru yöneldi, ne kadar gittiğini bilmiyordu.

Denizin diğer ucu bu yolun sonunda olmalıydı değil mi? Akan suyun sesini duymasıyla burada bir de nehir olduğunu orada daha çok balık bulabileceğini düşünerekten o tarafa yöneldi.

Bu biraz garipti buraya gelirken bu tatil bölgesinde yalnızca deniz bulunduğundan emindi. Gözden kaçırdığını düşünerek sese doğru gitti.

Gördüğü manzara ile elindeki oltayı düşürdü, ayakta dikelirken şaşkın şaşkın karşısındaki nehre baktı.

Çiçeklerin, ağaçların, kayaların yerleri aynıydı; nehrin akışı, o düz yapısı rüyada gördüğü  ile birebir aynıydı..

Ne düşünmesi gerektiğini bilememişti nasıl olup da bu nehrin tatil bölgesinde olmadığı halde şu anda karşısında neden böylesine durduğunu merak ediyordu.

Bulunduğu bölgeyi özellikle araştırmış, denizden bahsediliyor fakat böyle bir nehrin var olduğu bilgisi geçmiyordu.

Sudan zıplayan balıkları görünce düşüncelerini bir kenara bırakıp oltasını gerdi, balıkları gördüğü yere doğru konumlandırararak bıraktı.

O anda duyduğu ses ise onu fazlasıyla korkutmaya yetmişti.

"Demek buradasın seni küçük kaçak, her yerde seni aradım ya, tamam gel hadi seni aldığım yere geri götüreceğim "

Ona bu sözleri söyleyerek gelen Jungkook ile yeniden bir uykuda olup olmadığını düşündü.

Yatağa girmediğinden emindi, gün yeni başlamıştı, şu an gerçekci hissiyatın bir kere daha içindeydi, şu anda bu yaşadığı nasıl rüya olabilirdi?

Different WorldsOù les histoires vivent. Découvrez maintenant