14

29.2K 2.6K 2.8K
                                    

Haiii, ben geldiiim. Bölümün bir kısmı düzyazı bir kısmı text, bilginiz olsun. Bu arada ailemiz 100K okunmaya ulaştııı, ağğğ yerim. Çok teşekkür ederim okuma şansı veren ve desteğini esirgemeyen herkese, nice 100K'larımız olması ümidiyle :')

Yazım yanlışlarım varsa affoluna, keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

+++++

Revirin bulunduğu kata indiğimde, basamakların sonunda duraksayıp soluklandım. Kalbimi tutup derin bir nefes çektim içime. "Özlemiş olsan da soğuk yapacaksın, mesafeli davranacaksın Jeon!" diye söylendim kendi kendime.

Planın tıkır tıkır işlemesi için benim bu tutumumu sabit bir şekilde korumam şarttı.

Bulunduğum noktada dikilmeye son verip revire doğru çıkan koridora yöneldim.

Adımlarım beni kısa sürede aralık revirin kapısına ulaştırdığında, yavaşça kapıya tıklattım.

Taehyung, elastik eldivenlerini takmış ve parmaklarının uçlarıyla minik kabın içindeki karışımı karıştırıyordu.

"Merhaba Doktor Kim." diyerek başımı hafifçe onu selamladığımda, bakışları kapıya doğru çevrildi. "Merhaba Jungkook."

Merakımı bastıramayıp elindeki minik kabın içindeki karışıma bakmak için yanına gittiğimde kabı masanın kenarına bıraktı ve elastik eldivenlerinden birini dişleriyle çekiştirerek çıkarttı.

Diğer eldivenini de çıkarıp atık kutusuna attığında dişleriyle eldivenlerinin kenarından çekiştirip çıkarttığı an gözlerimin önünde perdelenmeye devam etti.

O an, gözlerime kazınmıştı sanki ve bana eziyet çektiriyordu. "Gel bakalım." Düşüncelerimin derinliğinden beni çekip çıkartan derin sesi oldu.

Gözlerimi kırpıştırarak ona bakarken, Taehyung beni sedyelerin olduğu bölüme yönlendirmek yerine bileğimden yakalayarak kalçamı masaya yaslamamı sağladı.

Yakınımda değilmiş gibi, kalçamın arkasında, masanın üstünde kalan hazırladığı minik merhem kutusuna uzanırken göğsü göğsüme sürtündü.

Yakın temasımız nedeniyle dudaklarımı sımsıkı birbirine bastırıp nefesimi tuttum. Ah sikeyim... Soğuk yapmak gerçekten dehşet zordu! Üstelik bana bu kadar yaklaştıkça deliriyordum. İlk adımı ondan bekliyorum diye takla atıyordum resmen! Of!

İnanılmaz derecede yavaş hareket ederek merhemi eline aldı ve uzun, ince, kemikli parmaklarından ikisi merhemin içine bulandı.

Gözlerimin içine bakarak bunu yaptığı için ölecekmişim gibi sıkıştım. Nefesim kesildi. Öyle ki, tuttuğumu unuttuğum nefesimi yavaşça havaya salmaya başladım.

"Dudakların gerçekten çok çatlamış." diye hırıltılı bir sesle homurdanırken parmaklarına bulanan merhemi dudaklarıma sürmeye başladı.

Parmaklarının o sıcak darbeleri kanımı kaynatırken, sıkı sıkıya masanın kenarlarından tutundum. Aralık dudaklarımda özenle merhemi gezdirirken o parmağını ısırmamak için zor tuttum kendimi.

Soluk soluğa kaldığımı fark edince, piercingimle oynarcasına dürterek merhemi sürmeye son verip parmaklarının dudaklarımla olan temasını sonlandırdı. "İyi misin?"

"Uçak kalkıyor." diye fısıldadığımda, kaşları çatıldı. "Ne uçağı?"

Bacaklarımın arasında hissettiğim yoğun karıncalanmayı bu şekilde dile döktüğüm için dilimi ısırdım.

"Arkadaşım yurtdışına çıkacaktı. Uçağı kalkacaktı, unuttum da ben şey. Gitmem lazım." Kıvırma çabalarımla onun bedenine sürtünerek yaslandığım yerden sıyrıldım.

MR DOCTOR • TAEKOOK +18 ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin