Haiiii, ben geldiiim :') Ailemiz 200K olmak üzereee çok mutluyuum, nice 200K'lara hep birlikte <33
Bölümün yarısından çoğu düzyazı yine sdjhfdsf bir kısmı da text ilerliyor haberiniz olsun. Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx
+++++
"Sikeyim, senden kaçamıyorum. Senden artık uzak durmaya dayanamıyorum Jungkook." diye soluk soluğa konuştu.
Çarpışımın etkisiyle nefesim teklerken, kalçalarımdan kavrayarak beni kapıya sürterek kucağına aldı ve dudaklarını ağzıma mühürlercesine kapattı.
Dudaklarımızın haşin bir şekilde kavuşmasıyla birlikte ellerimi boynuna dolayıp onu hiddetle öperken hırsımı, hırçınlığımı çıkarmak istercesine saçlarını çekiştirdim.
En başından bana söylemekten kaçtığı için ona kızgındım. Çok tutarsız görünmüş ve bu durum beni yıpratmıştı. Benimle oynadığını düşünmemi sağlamıştı bu tutumuyla.
Benimle yüzleştiği evrede ise ne kadar kaçmaya çalışırsa çalışsın, hırpalandığımı yıprandığımı görünce daha fazla direnememiş, teslim olmuştu. Gerçekler gün yüzüne çıkmış, ağzındaki baklayı çıkarmıştı.
Yine de beni kısacık bir zaman diliminde bile bu hâle getirdiği, buhrana uğrattığı için öfkem hafiflemiş sayılmazdı.
Hâlâ içten içe ona kızgınlığım devam ediyor ve öfkemi onu hırçınca öpüp saçlarına asılıp çekiştirerek çıkartmaya çalışıyordum. En azından bir kısmını...
Her şeye rağmen o dudaklara esir olmak, hapsolmak istediğim için hunharca öpüştüm onunla. Ta ki her ikimiz de soluksuz kalana dek.
Soluklanmam için bana fırsat tanıdığında, ağzımın içine sızan metal tadı fark ettim. Dudaklarımız ayrıldığı anda dişlediğim alt dudağının kenarındaki kanın benine doğru sızdığını gördüm.
Sırıtarak onun omuzlarından destek alıp kucağından kaydığımda kalçalarımdan tutarak bana yardımcı oldu. "Dudaklarından ayrılmak istemiyorum..." diye fısıldayarak yeniden dudaklarıma uzandığında başımı çevirerek ona engel oldum.
"Sonrasında pişman olacağın şeyler yapmadığına emin olduğun zaman görüşürüz Doktor Kim." Az önce hararetle öpüşen biz değilmişiz gibi ona rest çeker gibi soğuk bir sesle konuştuğumda, sözlerimin altındaki ima suratına bir tokat misali çarptı.
Ağzı bir karış aralanırken gözleri şaşkın bir hâle büründü. "Tabii cesur olmayı seçmek yerine pes edip istifanı vereceksen, orası ayrı."
İğneleyici sesimle birlikte kaşları çatıldı. Tam kapıyı açmak için kulpa uzanacağım sırada bileğimi yakalayarak beni durdurdu.
Başımı kapıdan ayırarak gözlerimi onun koyulaşan keskin bakışlarına çevirdim. "Ben sadece seni düşünmüştüm. Kahretsin, korkak falan değilim ben Jungkook."
Başımı ağır ağır olumlu anlamda salladım. "Bu yüzden kestirip atmayı ve bana gerçekleri söyleyebileceğin halde uzaklaşmayı seçtin değil mi? Buraya gelmeseydim çoktan bağları koparmaya hazırdın..."
Gözlerini yumarak burnundan derin bir nefes çekerken elleriyle yüzümü avuçlayıp alnını alnıma yasladı.
Ardından gözlerini açıp kirpikleri arasından bana bakarak söze atıldı. "Nasıl göründüğünü biliyorum. Dengesiz, tutarsız, hatta bipolar biri gibi görünüyorum gözünde kuvvetle muhtemel. Ama, baban bana tavrını o kadar net bir şekilde belirtti ki... Sana söylersem bile seni göndereceğini söyledi." dedi ve duraksadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MR DOCTOR • TAEKOOK +18 ✓
FanfictionJeon Jungkook, okulunun revirindeki görevli doktor Taehyung'tan hoşlanıyordu. Sırf onu görebilmek ve doktor Kim'in onunla bizzat ilgilenmesi için hastaymış gibi her gün bir bahane uydurup revire gidiyordu. Texting+düz yazı Semetae! Ukekook! Başlang...