Passenger | Sope

Hafıza

Silahımı indirip pustuğum yerde birkaç saniye sessizce bekledim.Güneş doğmak üzereydi ve bizi ele verebilirdi.

Fısıltıyla konuştum.

"Durum nedir?"

İlk cevap Jimin'den geldi.

"Temiz binbaşı."

"Jungkook?"

"Temiz."

Diğer ikisinden de cevap gecikmedi.

"Temiz."

"Temiz."

Etrafı kolaçan ettim.

"Devrem?"

Namjoon'dan ses gelmeyince bir kere daha tekrarladım.

"Namjoon?"

"Temiz."

"Korkutma beni adi herif."

"Tamam anne."

Kısık sesli gülüşmeleri duyduğumda görmeseler de kaşlarımı çattım.

"Anlaşılan birileri hafta boyu nöbet tutmak istiyor."

"Özür dilerim binbaşı."

Seokjin'in sesi ciddileştiğinde Taehyung da konuşmaya başladı.

"Ben daha çok özür dilerim."

"Zevzekliği kesin.Herkes gözünü dört açsın."

"Emredersiniz."

"Emredersiniz."

"Emredersiniz."

"Emredersiniz."

"Dikkat et devrem."

"Sen de."

Bir rehine kurtarma operasyonundaydık.İçişleri bakanının 10 yaşındaki oğlunu kaçırmışlardı.Olay özel kuvvetlere sevk edildi.

Diğer operasyonlardan tek bir farkı vardı.Bu seferki operasyonumuz çok tehlikeli bir terör örgütüne karşıydı.Onları bulmak pek kolay olmamıştı.

Duyduğum seslerle hareketsiz kaldım.Uzaktan izlediğimiz depodan bir adam çıktı.Kamuflajı kafama kadar çekerek kendimi gizledim.Çalıların arasında ve karanlıkta görünmeyeceğimi bilsem de operasyonu tehlikeye atamazdım.

Adam depodan uzaklaştığında izlemeye devam ettim.Kısa bir süre yürüdükten sonra sigarasını yakıp duraksadı.Sırtını pikabın kasasına yasladı.

"Biri çıktı."

Namjoon'un sesini işittiğimde fısıldadım.

"Bende."

"Önde olduğum için mi yapıyorsun?"

Güldüm.

"Seni geçeceğimi biliyorsun."

"Görelim."

Kamuflajı üzerimden indirdim.Ses yapmadan yavaşça kalkıp silahımla yürümeye başladım.Çalıların arkasından sakince geçerek pikabı tamamen görebileceğim bir yere geçtim.

Arkasından sessizce yaklaşarak pikabın arkasına geldim.Adamın beni görmemesi için eğilerek silahı koluma astım.Ellerimi iki yana açıp ilerlediğimde sigarasından derin bir nefes aldı.