dört

1K 38 13
                                    

Nur ve sevgilisinin sarılırken ki fotoğrafıydı belli ki arkadan biri çekmişti.

"İnşallah ayrılırlar kanka bokuma benziyo çocuk"

"Sen niye sinirlendin ki durduk yere anlamadım"

Ağzımı açıp bir şey diycekken yanımıza geldiklerinde susmuştum, Nur bize sıcak çikolata almıştı sürekli beni neşelendirmeye çalışması tuhaf hissettiriyordu.

"Çok sıcak dikkat et"

"Teşekkür ederim aşkımmm"

Bana kısa bir bakış atıp önüne döndüğünde bende sıcak çikolatamı yudumluyordum.

Okulun forması olsada giymiyorduk bende bugün dizime kadar gelen kırmızı elbisemi giymiştim, belime tam oturuyordu ve nedense Nur'u sürekli beni süzerken fark ediyordum.

Sena sırıtarak Nur'u dürtükleyip benim duymıycağımı düşünerek mırıldandı," Yavaş bak oğlum yavaşş yerler yaşş"

"Kes lan yavşak"

Gülerek onları izliyordum biz otururken ikiside başımızda dikiliyordu, arada sohbet edip gülüşüyorduk.

Rüzgar esince elbisemin etek kısımları uçuşmuştu, Nur yaklaşıp etek kısmını çekerken bana yardımcı oldu, Sena imalı imalı bizi izliyordu bunu hissedebiliyordum.

Tekrar açılınca Nur üstündeki deri ceketi çıkarıp benim dizlerime koymuştu, Sena da o da rahatlarına fazlasıyla düşkün olduklarından her zaman pantolon tercih ediyorlardı.

Zil çaldığında hep beraber derse girmiştik ben Nur'un ceketini elimde tutuyordum, sınıfa girince onun yanına gelip ona uzattım,

"Teşekkür ederim ceketin için", bal rengi gözlerini gözlerime sabitledi her zaman konuşurken göz göze bakmayı seviyordu bense bundan çok utanan biriydim en yakın arkadaşım bile olsa, " rica ederim ama gerek yoktu sende kalabilir",

"Yok yok zaten bahçeye çıkmam daha son dersler konferans olucak ya", Bir şey demeyip başıyla onaylamıştı , tam ceketini giyicekken onun kolundaki yara izlerini fark etmiştim, üstünde beyaz kısa kollu bir tişört vardı.

Elimi yavaşça onun kolundaki yaralarda gezdirdim, acı dolu bir inlemeyle eş zamanlı olarak kolunu ellerimin arasından çekmişti,

"Bunlar ne böyle Nur?" , Sesim istemeden sert çıkmıştı.

"Bir şey değil", gözlerim doluyordu. Bunu fark etmiş olucak ki ayağa kalkıp bana bakmaya başladı,benden bir kaç santim uzundu.

"Neden gözün doldu?" , Aptal cidden aptal, onun kendine zarar verdiğini ve bunu bilerek yaptığını iyi biliyordum, yaşadığı bir çok acıya karşılık kendi canını yakıyordu.

"Neden sence? Sence neden! Her seferinde kendine bunu yaptığın için olabilir mi?"

Geçen sefer de bunu fark etmiştim ve onu bütün okul koridorlarını turlayana kadar kovalamıştım , anlaşılan asla ama asla akıllanmamıştı.

O yara izlerinin üstüne yeni yaralar açtığını görmek kalbimde daha büyük yaraların açılmasına sebep oluyordu.

Onun masasında duran tükenmez kalemi aldım, sakince yapıcaklarımı izliyordu.

Yara izlerinin üstüne minik yıldızlar çizmeye başladım, " Bundan sonra birine sinirlenirsen sinirini benden çıkar kendinden değil"

Bana bakışlarını net şekilde hissediyordum ancak ona bakamıyordum, ona ne zaman baksam o bal rengi gözlerin tesiri altına giriyordum.

Bu tesire girdiğimde ise oldukça sakar birine dönüyordum bir kere az daha üstüne bile düşücektim.

Kalemi kapatıp kenara koydum, o ise masadaki ceketini alıp giydi, pantolonunun arka cebindeki sigara paketini çıkarıp ceketinin cebine koydu.

Hoca geldiğinde hâlâ onun bakışları üstümdeyken sırama doğru ilerleyip yavaşça oturdum.

Bütün ders boyunca o bal rengi hareleriyle bana baktığının farkında bile olmamıştım.



Bu hayatta sana açılan yaralara engel olamam belki ama yaralarına minik yıldızlar çizerim, en azından bunu yapabilirim can içim...

SCHOOL~ g×gWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu