Minicik Bölüm

422 24 35
                                    

Tatliş fragmandan bir şeyler yazmasam olmazdı. Tatlı bir bölümle geldim bence hadi okuyalım

Hatice'nin ağzından dökülen her kelime Mehmet'in ruhunu daraltıyordu. Bu gerçeğin ona en ağır gelen kısmı karısının bu bilgiyi ondan saklaması olsa da babasının böyle bir şeyi saklamasını da kabullenemiyordu. Aslı ile kavga ettikten sonra evi terk etmişti. Olanları sindirmesi için zamana ihtiyacı vardı. Babası yeni kalp krizi geçirdiği için onunla bu kadar sinirli iken konuşmak istememişti. Ziya ise kendisini tamamen iyi hissettiği için hazırlanıp çıkmıştı. İşe gitmeden önce uğramak istediği bir yer vardı ama gidecek bir bahanesi yoktu. İadeyi ziyaret yapmış oluruz diyip Alanur'un galerisinin yolunu tuttu. Asistanı Alanur hanımın henüz gelmediğini odasında oturup bekleyebileceğini söyledi. Beklemeye başlamıştı hala aklına bir bahane gelmemişti. Alanur'un geldiğini görünce gülümseyerek ayağa kalktı. Alanur'un yaklaşıp yanağından öpmesine saçlarının kokusuna içine çekerken o da yanağından öpmekle karşılık vermişti. Öpmenin etkisinden çıkamamıştı bir süre.

Alanur: Hoş geldin.

Ziya: Hoş bulduk.

Alanur: İyi görünüyorsun.

Ziya: Çok iyiyim.

Alanur: Niye geldin?

Ziya: Hiç. Sen hastaneye gelmiştin ben de buraya geleyim dedim.

Alanur: Evet Aslıyı yalnız bırakmak istememiştim.

Ziya: O yüzden mi yoğun bakıma yanıma geldin?

Alanur: Gelmişken görmek istedim.

Ziya: Bu kadar yani.

Alanur: Bu kadar. Sana bir şey diyeceğim ama yine bana inanmayacaksın.

Ziya: Ben sana hep inanırım Alanur.

Alanur: Yapma Ziya daha önce mektup işini dediğimde inanmadın.

Ziya: İnanmadım değil sadece tahmin yürüttüğün için öyle dedim.

Alanur: Peki şimdi sana hastanede Seher'in ağzından duydum desem bana inanır mısın?

Ziya: İnanırım. Konduramam belki ama ben sana inanırım.

Alanur sadece bakıyordu Ziyaya gerçekten doğru mu söylüyordu? İnanmak istiyordu ama inanamıyordu. Yine de Seher'in dediği cümleyi deme kararı aldı.

Alanur: Bana dedi ki "Size rağmen vazgeçmedim ondan ama siz tek bir yanlış anlamayla çekip gittiniz." Bu ne demek biliyorsun dimi Ziya

Ziya duyduklarına inanmak istemese de sevdiği kadının gözlerine baktığında ona inanması gerektiğini biliyordu.

Ziya: Yaşayamadıklarımızın sorumlusu Seher yani annem değil.

Alanur: Yani annen de işin içinde olabilir tabii.

Tam o sırada Aslı gücünü toplayıp annesini aramıştı açmayınca mesaj attı. Alanur mesajı okuyunca tekrardan konuşmaya devam etti.

Alanur: Mehmet bizi öğrenmiş. Sen söyleyecektin ama senden önce biri söylemiş.

Ziya: Bilmesi gerekiyordu zaten. Çok mu tepki vermiş?

Alanur: Sence? Evi terk etmiş. Şimdi ne yapacağız Ziya?

Ziya: Bilmiyorum.

Alanur: Neyse tamam sen hastaneden yeni çıktın zaten. Hem niye evden çıktın hemen biraz daha dinlenseydin ya. Gerçi sizin evin kasveti içini daha çok daraltmıştır.

Ziya: Ben şu an halimden çok memnunum. Ama dinlenmen lazım diyorsan benimle gelebilirsin.

Alanur: Nasıl yani? Nereye gideceğiz?

Ziya: Şu kaostan kurtulabiliriz sadece bugünlük. Olmaz mı?

Alanur: Olmaz sorumluluklarımız var yapamayız bunu.

Ziya: Hastaneden yeni çıkmış birini kırmayacaksın dimi?

Alanur: (Güler) Bunu kullanacak mısın hep

Ziya: Sana karşı işe yarayacaksa kullanırım. Gidiyor muyuz?

Alanur: Çocuklar ne olacak şimdi. Hem Mehmet sinirli gittiyse Aslı kötüdür. Benim onun yanına gitmem lazım.

Ziya: Aslı şu an sana da kızgındır. Seni görmesi çok iyi olmaz bence Besteye haber verebilirsin.

Alanur: Beste de iyi değil ki ama öyle mi yapsak. Ben bir arayayım Aslıyı

Ziya: Besteye ne oldu?

Alanur: Anlatırım.

......

Aslı: Yalnız kalmak istiyorum anne sana yazdım zaten niye arıyorsun?

Alanur: İyi misin diye

Aslı: Sağ ol sayende çok iyiyim

Alanur: Geleyim mi yanına

Aslı: İstemiyorum ben eve gelicem zaten sonra

Alanur: Tamam o zaman dikkat et kendine

Aslı: Görüşürüz anne

.......

Ziya merak eder bakışlarla bakıyordur. Alanur'dan olumlu bakışı alınca çocuklar gibi mutlu olmuştu. Alanur da Besteye mesaj atıp Ziya ile birlikte galeriden çıkar.

Bir süre arabayla gittikten sonra ormanın içinde tek katlı küçük ama bakımlı bir evin önünde durdular.

Alanur: Burası neresi, neden buraya geldik?

Ziya: Burası benim kaçma yerim. Çok bunaldığım zamanlarda buraya gelirdim. Burayı kimse bilmiyor. Çok sevdiğim bir abimin ama o gelmez. Bana bırakmıştı zaten. Girelim mi içeriye hava serin biraz hem şömine de var yakarız.

Alanur: Olur girelim.

Kapıdan içeriye girdiklerinde geniş bir salon onları karşılar. Salon ve mutfak birdir. Çok şık bir şekilde döşenmiştir. Ziya hemen gidip şömineyi yakar. Alanur da koltuğa oturmuş onu izliyordur.

Alanur: Bu eşyaları sen mi aldın?

Ziya: Evet güzel mi?

Alanur: Hıhıh çok güzel. Sizin eve hiç benzemiyor.

Ziya: Alanur

Alanur: Tamam tamam bir şey demedim. Ee ne yapıcaz biz burada niye geldik.

Ziya: Dedim ya dinlenmeye geldik.

Alanur: Nasıl yapıcaz onu?

Ziya: Hemen gösteriyorum.

Ziya pikapa bir plak takar. Yavaşça dönerken o da Alanur'un yanına gidip oturur. Fikrimin İnce Gülü çalıyordur.

Alanur: Unutmamışsın şarkıyı.

Ziya: Bizimle alakalı hiçbir şeyi unutmam.

Birbirlerine bakıp gülümsediler. Yine çok yakındılar, ikisinin de gözleri birbirlerinin dudaklarına kitlenmişti. Bu sefer adım atan Ziya olmuştu. İkisinin dudaklarını birleştirdi. Birbirlerini çok özlemişlerdi. Öpüşmeleri hızlandı. Olaylar başka yere gitmeden Alanur geri çekilmişti. Hiçbir şey demeden kafasını Ziyanın omzuna yasladı. Ziya da saçından öpüp daha çok kendine çekerek sarmaladı sevdiği kadını. Birlikte dinlenmişlerdi, kimseyi düşünmeden sadece birbirlerinin nefesini dinleyerek huzuru yakalamışlardı.

SON

Aslında bugün bölüm attığım için bunu yarın atabilirdim ama dayanamadım. Iyi okumalar ❤️

Bitmeyen AşkWhere stories live. Discover now