9. Bölüm

312 24 31
                                    

Alanur: Hep benimle kal o zaman.

Ziya: Bir yere gitmeye niyetim yok hanımefendi.

Ziya koltuktan kalkıp karşısındaki kadına sıkıca sarılır. İkisi de yavaşça birbirlerinin kokusunu içlerine çekerler. Adeta birbirlerinin kokusuna hapsolurlar. Yavaşça ayrılırlar. 

Alanur: Bazen bu olanlara inanamıyorum. Yıllar geçti ama biz yine birbirimizi bulduk. Bir sürü şey yaşadık. Çok tuhaf geliyor bunlar bana.

Ziya: Ben hep bana sunulan ile yetinmeye çalıştım sonra sen geldin ve ilk defa kendim hissettiğim için bir şeyler yaptım. Sonra sen gittin ve ben o saatten sonra kendim hissettiğim için hiçbir şey yapamadım. Ben sadece senin yanında kendim olabiliyorum Alanur. Bunu hep biliyordum ama yaşamam gerekiyordu ya da ben öyle sanıyordum. Geçmişi unutalım diyemem sana ama geleceğimizi güzelleştireceğime söz verebilirim.

Alanur: Seni çok seviyorum.

Ziya: Ben de seni çok seviyorum. Kızımızla buluşmak için hazırlanacak mıyız?

Alanur: Affedecek mi acaba bizii

Ziya: Bir adım attı bence güzel olacak.

Alanur: Umarım öyle olur. Hazırlanalım o zaman (O sırada Beste konum atar) Beste konum atmış. Bu balıkçıyı nereden hatırlıyor ki?

Ziya: Neresiymiş orası bakayım?

Alanur: Bizim seninle gittiğimiz küçük bir yer vardı ya iskelenin orada

Ziya: Aa ne güzeldi orası. Ara ara gidiyordum ama sonra gidemedim.

Alanur: Ben Besteyi götürürdüm oraya ve babasıyla gittiğimizi falan anlatırdım ama çok küçüktü o zamanlar. Babasından sadece orada bahsederdim ona çok bir şey anlatmazdım ama anlatırdım. Bir kere bana babam niye bizimle gelmiyor demişti. Bir şey diyememiştim. 

Ziya: Evlendiğin adam hakkında hiç konuşmadık seninle. 

Alanur: Onun için formalite değildi ama benim için formalite bir evlilikti. 

Ziya: Zorladı mı yani seni? 

Alanur: Boşver Ziya konuşmak istemiyorum bunları şimdi sadece bu zamanı konuşalım kızımız bizi bekliyor hadi giyinip çıkalım.

Yavaşça yaklaşıp saçlarından öper kadını ve elinden tutup odaya çıkartır.

...........

Alanur: Ziya kıpırdanıp durmasana gelir Beste birazdan.

Ziya: Heyecanlandım ne yapayım? İlk defa hep birlikte yemek yiyeceğiz sonuçta.

Alanur: Yani ilk değil aslında ama o anlamda ilk. Burası hiç değişmemiş dimi?

Ziya: Evet hala çok güzel ama sensiz geldiğimde çok karanlık geliyordu burası bana şimdi ışıl ışıl. Demek ki burayı aydınlatan senmişsin.

Alanur: Yine şiir gibi konuşuyorsun. Eskiden de böyle yapardın. Ah geliyor Beste. Sakin ol tamam mı?

Ziya: Tamam tamam sakinim.

Beste ikisine de sarılmaz sadece hafifçe gülümseyip selam verir. Ziya yerinden kalkıp Beste'nin oturması için sandalyeyi çeker.

Beste: Geldiğiniz için teşekkür ederim. 

Ziya: Kızım ne teşekkürü asıl biz....

Beste: Size bir şeyler söylemek istiyorum. Öncelikle neden burayı seçtiğim ile başlayabiliriz. Ben burayı hep çok sevdim hatta annem ile en çok buraya gelmeyi seviyordum. Annem buraya geldiğinde başka biri oluyordu sanki. Hep çok iyi bir anne olmuştur ama bazen çok sert olurdu. Kırmak istemezdi belki bizi ama en çok da o kırardı. Ama burada her şey çok güzeldi. Aslı doğmadan önce buraya da gelmeyi kestik. Neden olduğunu sormuştum ama söylememişti. Babamdan bahsederken gözlerinin ışıldadığını ben sadece burada gördüm. Bahsetmek derken çok bir şey demezdi tabii küçük şeyler. Ben sizi affedeceksem en mutlu olduğum yerde affetmek istedim. Zamanı değiştiremeyiz bunu biliyorum. Bir şeyi de çok iyi biliyorum ben anneme çok küs kalamam. (Alanur ve Ziya dolan gözlerle dinliyordu Besteyi. Beste de aynı şekilde anlatmaya devam ediyordu.) Ben kafamda hep bir baba figürü yaratmıştım. Annemin az şey anlatmasına rağmen evdeki adamdan bahsetmediğini anlıyordum ama çocuğum tabii ne kadar tahmin edebilirim ki. Ben onun anlattığı adamı çok sevmiştim. O adamın evde olan "baba" diye bildiğim kişi olmasını istedim ama olmadı. Ben babama benzediğimi bile geçenlerde öğrenmiştim mesela annemden. En ufak söylediği şey benim için o kadar kıymetliydi ki anlatamam. Siz hayatımıza girdiğinizde o kadar içten "kızım" dediniz ki bana o an çok şey hissettim. Babam sandığım adama öfkelendim bana bir kere bile sizin gibi "kızım" demediği için anneme öfkelendim onu kaçırdığı için ve ben yıllarca hep kendime öfkeleniyordum sevilecek biri olmadığım için. Sizin sevginiz bana çok iyi gelmişti. Siz aşkınıza bir kez daha şans verdiniz ve ne olursa olsun aşkınız için mücadele ettiniz. Geç kalınmış bir mücadeleydi belki ama bunu sorgulamayacağım artık. O yüzden ben de bize bir şans vereceğim. 

Bitmeyen AşkWhere stories live. Discover now