21

132 19 7
                                    

Mina'nın bakış açısı *

Kahve kokusundan uyanıyorum. Gözlerimi açtığımda yanımda oturduğunu ve elimi tuttuğunu gördüm.

"Günaydın bebeğim." dedi ve alnıma yumuşak bir öpücük kondurdu.

"Günaydın. Kahvaltı hazırladın mı?" Ona sordum ve yanındaki yiyecekleri gördüm.

"Evet. Sana kahvaltı hazırladım. Hadi kahvaltı zamanını."

"Ahh hala sana sarılmak istiyorum." dedim onu kendime çekerek. Yemeği yatağın yanındaki masaya koydu ve yanıma uzandı. Başımı omzuna koydum ve ona sarıldım. Alnımı öptü.

"Güzel kokuyorsun Chaeyoung-ah!!"

Gülerek "Biliyorum." dedi.

"Bunu sana kim söyledi? Nereden biliyorsun." ona bakarken sordum.

"Biri önceden bana çilek koktuğumu söylemişti."

"Kim?" dedim ciddi sesimle. Çok fazla gülüyor.

"Sensin, sen hahahaha. Bu günlerde çok tatlısın. Ve kimseyle yatmadım. İlkim sensin. Sen. Bunu biliyorsun." dedi ve dudaklarıma yumuşak bir öpücük verdi. Alt dudağını ısırdım ve gözlerinde acı gördüm

"Auch bebeğim.. Sert olman canımı acıtıyor ah. Benim de sert olmamı ister misin?" dedi, sırıtıyor ve göz kırpıyor. Sonra kucağıma oturdu ve bana yaslandı.

Gözlerinin çok koyu olduğunu görebiliyorum. Beni çok sert öpüyor ama bu duyguyu seviyorum. Onu çok özledim, birbirimizi özledik.

Daha düne kadar bana hızlı ve kısa bir öpücük veriyordu, bugün farklı. Ellerini başımın altına yerleştirdi, ellerimi boynuna sardım.

Birbirimizin ağzımızı keşfediyoruz, dudaklarının tadı çilekli. Öpücüğümüzü kırıyoruz ama dudaklarımız hala birbirine değiyor.

Sonra dudaklarıma, burnumun ucuna, iki gözüme, sonra alnıma öpücük verdi. Neden bu kadar tatlı. O çok sakin ve bana çok iyi duygular yaşatıyor.

"Chaeng, Mikio-chan burada değil mi?"

"Hayır pazara gitti. Biraz geç kalacağını söyledi." dedi. Yani bu yüzden benimle oynuyor yoksa Mikio-chan'ın bizi göreceğini söylerdi. O çok tatlı.

"Chaeyoung ah.."

"Mm" bana bakarken mırıldanıyor.

"Bugün ailemle konuşmayı düşünüyorum."

"Birdenbire neden? Acele etmene gerek yok dedim. Önce dinlenmeni istiyorum Mina." dedi ve yatağa oturdu. İki elini de tuttum.

"Chaeyoung-ah!! Burada zamanını harcamanı istemiyorum. Burada günlerin nasıl geçtiğini ve işinle de ilgilenmen gerektiğini gör." Ellerini ellerimden ayrıdı ve yanağımı avucuna yasladım. Okşuyor.

"Benim için sen en önemlisin. İşim değil. Ve Yeri onunla ilgilenmek için orada. İşim hakkında benden daha fazla bilgisi var. Yani lütfen bana burada vaktimin boşa gittiğini söyleme. Seninle olduğum için mutluyum."

Ondan bu kadar iltifat almayı hak ediyor muyum? Dünyanın en şanslı insanı olduğumu hissediyorum.

"Hala senin için endişeleniyorum chaeng, işine odaklanman gerekiyor. Yeri'nin iyi idare ettiğini görebiliyorum ama yine de senin toplantıya katılman gerekiyor, Yeri değil. Sen patronsun."

"Biliyorum bebeğim. Bunu daha sonra konuşabiliriz. Şimdilik sadece seninle kalmama izin ver. Şimdilik sen benim patronumsun. Yani patron lütfen bana seninle ne yapmam gerektiğini söyle." dedi üzerime uzanırken. O çok sevimli.

Hala yataktayken "Duş alıcam izin verirsen." dedim. Bileğimi tuttu ve kucağına oturtturdu.

"Seninle duş alayım." dedi şakacı bir şekilde.

"Hayır bugün değil." dedim ve köpek yavrusu gibi bakıyor.

"Hayır Chaeng bugün değil." dedim ve banyoya girip kapıyı kilitledim.

Duştan çıktım ve odada Chaeyoung'u görmedim. Bu yüzden dolabıma gittim ve giymem için kıyafetler seçtim.

Çünkü yanıma kıyafet almamıştım. Sadece havlumu giyiyordum. Kıyafet seçerken birinin kapıyı açtığını duydum.

Kapıya baktım ve Chaeyoung'un yüzünü gördüm. Beni havluyla görünce şaşırmış gibi görünüyor.

Çıplak omuzlarımı ellerimden kapattım ve ona sırtımı döndüm. Bana yaklaştı ve tekrar sarıldı. Kollarını belime doladı.

"Chaeyoung-ah. Giyineceğim."

"Hayır lütfen böyle kal. Önümdeki bu manzarayı seviyorum." dedi başını omzuma koyarken.

Elinin yavaşça havlumun içine girdiğini hissettim. Eli çıplak karın kaslarıma dokunuyor. Otomatikmen başımı omzuna yaslandım.

Sıcak nefesini boynumda hissedebiliyorum. Durmasını istiyorum ama durduramam. Elimi saçlarına daldırdım.

Ensemi öptü. Bu sefer kendimi durduramıyorum. Ona doğru dönmek üzereydim ama odamın kapısının çaldığını duyduk.

"Ah.. Ah evet, efendim?" nefesimi düzene sokmaya çalışırken dedim.

"Mina; aşağı gelin, sizin için atıştırmalıklar hazırladım." dedi Mikio-chan.

"Oh tamam geliyoruz Mikio-chan." dedim ve sanırım gitti. Chaeyoung'un yüzünden hayal kırıklığına uğradığını gördüm. Dudaklarına yumuşak bir öpücük verdim. Kıyafetlerimi aldım ve giyinmek için tuvalete gittim.

Oturma odasına gittik ve atıştırmalık yerken film izledim. Chaeyoung yanımda bilgisayarından e-postalarını kontrol ediyor.

O benimleyken kendimi çok mutlu hissediyorum. Keşke sonsuza kadar benimle kalsa.

Friends with benefit-MichaengHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin