2. Bölüm 'Bir kuyruk Meselesi'

358 39 47
                                    

Beğenmeniz dileğiyle 2. bölümü yazmış bulunmaktayım. Keyifli okumalar ballı katmerlerim.


Saat gece yarısı ikiyi gösterirken yeni iş için oluşturduğum tabloya son kez baktım. Bu sefer ki iş her zamankinden farklıydı. Her zaman tek tabanca ve yahut Tarsan' ın uygun gördüğü biriyle çalışırdım, bu sefer benden istenen şey ise müşterimin emri altında hareket etmemdi. Bu iş taşşaklı bir işe benzese de aklıma yatmayan çokça şey vardı. Kazancı her zamankinden fazla olan iş her ne kadar cezbedici dursa da, bunun bir aldatmaca olmadığını nereden bilecektik ki?

Normalde Müşterilerimize değil, müşterimiz istediği şeye yoğunlaşırdık. Bu sefer ise direkt müşterimizi anlatan bir ek dosya da yanında gelmişti. Adamın dosyasını tekrar elime alıp fotoğrafını dosyadan kopardım. Elime aldığım fotoğrafı dikkatlice süzdüm. Yakışıklı olmasının yanı sıra farklı bir aurası vardı. Fotoğraftan bile belli olan bir ağırlığa sahipti. Her an fotoğrafı canlanıp otoriter bir sesle emirler yağdırmaya başlayacak gibi duruyordu. Geniş omuzlarıyla kumral teni güzel bir ahenk içindeydi. 30 yaşında olmasına rağmen dünyanın en zengin insanları arasına girmeye aday bile olabilirdi.

Kafamı karıştıran şey ise tam olarak buydu. Bu kadar güç ve kudret sahibi olan bir adamın bizimle ne işi olabilirdi. Kendisi isterse bir parmak şıklatmayla bu işi halledebilirdi. Yani bence öyle olmalıydı. Ya bu adamın bizim için başka planları vardı yada başka bir beklenti içerisindeydi. Fakat bizim gibi insanlarla ne işi olabilirdi ki...

''Amacın ne Şanlıkan.''

sesli olarak dile getirdiğim düşünceme kulak vererek acaba dedim. Acaba neden yolu bize düşmüştü. Tamam genelde zengin insanlara hizmet ederdik ama bu sefer ki adam farklıydı. Büyük servetinin yanında yaptığı kirli işlerinin de olduğunu biliyordum. Gerçi aklı ve mantığı az daha olsa çalışan her insan bunu tahmin edebilirdi. Genç bir adam bu kadar büyük bir serveti 6 sene içinde nasıl elde edebilirdi. Yağız Şanlıkan cemiyette büyük bir ün sahibi olmasının yanı sıra yaptığı işler ne kadar göz önündeyse de özel hayatı bir o kadar muammaydı.

Gerçekte nasıl biriydi diye düşünmekten kendimi alamadım. Acaba onunla çalışırken adamlarıyla mı, yoksa onunla muhatap olacaktım. Böyle bir adamın bize başvurması bile bir mucize iken kalkıp birde bu iş için kendi uğraşacak değildi. Gerçi Tarsan onunla iletişime geçen kişinin onun sağ kolu olduğunu söylemişti. Demek ki bu iş onun için büyük önem taşıyordu. Eğer öyle olmasaydı bu adam bizle değil sağ kolunu, Kıçı kırık şirketlerinin bir tanesinde ki güvenlikçisini bile muhatap etmezdi. Belki de gerçekten müşkül bir durumdaydı.

Canımı sıkan bir başka şey ise dosyada ne sikim yapacağım tam anlamıyla yazmıyordu. İşin belli bir kısmını anlatan bir dosyayı önüme koymaya cüret eden Tarsan' a ettiğim küfürlerin haddi hesabı yoktu. Kaşlarımı çatmaktan ağrıyan başıma elimi götürerek ovmaya başladım.

''Ah siktir.''

Saatlerdir kağıt parçalarına bakmanın vermiş olduğu yorgunlukla, oturmaktan düzleşen kıçımı kaldırarak salona geçtim. Masadan telefonumu almak için uzandığım esnada Yağız' ın fotoğrafını hala elimde tuttuğumu fark etmem çok zamanımı almadı. Masanın köşesine fırlattığım fotoğraf hızını alamayıp yeri boylarken bende Tarsan' ı aramak için numarasını tuşladım. 3 kez çalan telefonun ardından Tarsan 'ın sesini duymamla derin bir nefes verdim.

''İyi geceler kızım. Bu saatte aramanı neye borçluyum acaba.''

Ah babalık, gerçekten mi ?

'' Tarsan sayende bana iyi bir gece olmuyor. Babalık affedersin de benle dalga mı geçiyorsun amına koyayım.''

Okyanusun Sesi (+18)Where stories live. Discover now