Bölüm Dört - TÖREN

641 205 101
                                    

İyi okumalar dilerim. Umarım beğenirsiniz. 

paragraf aralarımız boş kalmasın. 


Aileler kopmasın diye Mehmetçik can verir, gençler okusunlar diye can verir, bayrak dalgalansın diye can verir, Mehmetçikler doğsun diye can verir.

Bölüm dört – TÖREN

ÜSTEĞMEN ARSLAN ÖZTÜRK ' DEN

'' Üsteğmen Ahsen Yıldırım. ''

Dünden beri aklıma her geldiğinde gülümsememi sağlayan, yüzü, sesi aklımdan çıkmayan, görmek için can attığım o kadın.

Sadece biraz zaman burada kalacak ve sonra gidecek, daha sonra da hiç göremeyeceğim bir kadın için bu istekleri içimden asla atamıyordum.

Odamda pencereden dışarıyı izlerken onu görmemle bahçenin ne kadarda güzelleştiğini gördüm.

Bir forma ancak bu kadar birine yakışabilirdi.

Vakit kaybetmeden bahçeye çıktım. Bugün saldırıda şehit olan askerler için tören düzenlenecekti.

Bahçeye çıktığımda Ahsen, onun Albay ' ı Minel, ve benim Albay ' ım Erdem komutanım ile konuşuyordu. Minel komutan ise dün şehit aileleri ile birlikte gelmişti.

Yanlarına gidip selam verdim.

'' Komutanım. ''

'' Gel Arslan. '' komutanım Minel Albay ' a bakıp beni tanıttı.

'' Timimin komutanı Üsteğmen Arslan Öztürk. '' Minel Albay sadece gülümseyerek yetinmişti.

Bahçede oturan şehit ailelerin yanına gittim. Acıları büyüktü.

'' Başınız sağ olsun! '' sandalyede oturan teyze sıkıca elimi tuttu.

'' Vatan sağ olsun! ''

💂‍♂️

Bahçede bizim askeriyeden askerler bir kısma kadın askerler ise diğer kısma sıraya geçmişti. Ambulans gelmişti askerler de onun önünde duruyorlardı. Bizim yanımızda biraz ilerde komutanlarla birlikte şehit aileleri duruyordu.

Ortada ise üç tane musalla taşı vardı.

'' Cenaze yürüyüşü! ''

Bir askerler önde resimleri taşırken diğer askerler ambulanstan aldıkları bayrak ile sarılı tabutu almışlardı.

Musalla taşına yaklaştıklarında komut gelmişti.

'' Dur! '' askerler durmuştu.

'' Dikkat! '' Ellerimizi alınlarımıza koyup asker selamı verdik.

'' Yerinde say! '' bir önceki komut ile duran askerler şimdi oldukları yerde sadece ayaklarını hareket ettiriyorlardı.

'' Dur! ''

'' Şehit bırak! ''

Şehitleri musalla taşına bırakıp ondan taraf dönmüşlerdi.

'' Dikkat! '' taşın önünde duran askerlerde asker selamında duruyorlardı.

'' İleri bak! '' bu komutla ellerini iki yana indirmişlerdi.

'' Sağa sola dön! ''

'' Yerlerine dön! '' Askerler komut ile yerlerine geçtiler.

Resmi taşıyan askerler resmi tabutun yanına koyup gitmişlerdi.

'' İleri bak! '' komutla elimizi indirmiş, saydı duruşunda durmuştuk.

Daha fazla dayanamayan şehit aileleri tabutlara koşup, sarılıp, ağlamaya başlamışlardı.

Aileler kopmasın diye Mehmetçik can verir, gençler okusunlar diye can verir, bayrak dalgalansın diye can verir, Mehmetçikler doğsun diye can verir.

Komutanım törenden sonra hepimizi yanına toplamıştı. Şimdi alay komutanlığında oturmuş onu bekliyorduk.

Üstçavuş Eren de bugün gelmişti birkaç gündür istihbarat için gitmiş ve elinde Sokur ' u bulmak için bilgiler vardı.

Komutanım odaya geldiğinde hepimiz ayağa kalktık. Eliyle sandalyelerimizi gösterip oturduğunda biz de oturduk.

'' Eren ' nin edindiği bilgilere göre Sokur ' un yerlerini biliyoruz. Buraya beş saatlik uzaklıkta dağlık bir alanda mağarada görünmüş yarın oraya gideceksiniz. ''

'' Hazırlıklarınızı iyi yapın, operasyon başlıyor. '' komutan ayağa kalktığında bize kalktık.

'' Emredersiniz komutanım. ''

Bizde çıkmış, koridora doğru ilerliyorduk odaların olduğu kısma geldiğimizde durdum.

'' Hadi gelin benimle. ''

'' Nereye komutanım. ''

'' Bakalım ne kadar dayanıklısınız. ''

Timimle bahçeye çıktığımızda durup onlara baktım.

'' İlk olarak beş tur koşu yapacağız. '' Eymen eliyle bahçeyi uzunlamasına göstermişti.

'' Yukarı aşağı beş tur değil mi komutanım? ''

'' Yoo, bahçenin tamamı. Arkadan dolanacağız askeriyenin etrafında yuvarlak çizeceğiz. ''

'' Tamamı mı? '' diye sordu Yiğit.

'' Ne o, şimdiden pes mi ettiniz. '' dedim gülerek.

'' Yok, komutanım koşalım tabi. ''

Üçüncü turumuza geldiğimiz de yavaştan yorulmaya başlamıştılar.

'' Üçüncü tur yorulmak için erken. '' dedim koşarken.

'' Durmak yok devam. ''

'' Düşmez yere haşa o bizim bayrağımızdır. '' yüksek sesle söylediğim de tim de benimle beraber tekrar etti.

'' Bir fecr olarak doğmadadır her dağımızdan. ''

'' Ay – yıldız... O mazideki bir süstür emin ol. ''

'' Atide güneşler doğacak bayrağımızdan. ''

Dördüncü tura yaklaşırken Üsteğmen Ahsen ve timinin de yeşillikler de hareketler yaptıklarını fark ettim.

Zira onlarda bizim sesimizi duymuş olacak ki bizden tarafa bakıyorlardı. Onlara yaklaştığımızda yavaşladım. Bu sefer ilk konuşan o olmuştu.

'' Kolay gelsin, teğmenim. '' dedi gülerek.

'' Size de teğmenim. '' Ahsen ' e karşılık olarak.

'' Sizleri aşağıya inmeden gördüm koşarken hala da koşuyorsunuz. ''

'' Daha çok antrenman yapacağız. Yarına hazırlık. ''

'' Sizi fazla tutmayalım madem, iyi antrenmanlar teğmenim. ''

Bu güzel ama kısa sohbetin ardından koşuya devam etmiştik. Beşinci turda bittikten sonra diğer kısma geçtik.

Parkur kısmına.

Sırayla parkuru tamamlarken ben timi izlemek için kenara çekildim. Tim ikinci tura geçerken biraz ilerimiz de Ahsen ve timine baktım.

Onlar da ısınma hareketlerine devam ediyorlardı.

Arada timime eşlik ederken fark ettiğim şey Ahsen ' nin beni izlemesiydi. 

BÖLÜM SONU.
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın, sizi seviyorum. 💞
Twitter üzerinden #vatansagolsunkitap etiketiyle destek olabilirsiniz çok mutlu olurum.
Instagram - Eysan.yagmur & Eysan.yagmurkitaplari
Görüşmek üzere 🩷

VATAN SAĞ OLSUNDonde viven las historias. Descúbrelo ahora