Baby, we built this house on memories

197 22 7
                                    

Nagi, Reo'nun çocukluk halini görmesinin şaşkınlığı içerisindeyken Reo'nun çocukluk hali küçücük eliyle elini kavradı.Nagi'yi çekiştirerek arkadaş grubunun arasından çıkardı. Arkadan gelen "Korkak Nagi!" seslerine de hiç aldırmıyor gibi görünüyordu.

Nagi'nin utanıp sıkılmış suratını gördüğünde "Haydi ama Seishiro yapma böyle hepimiz çocuğuz işte utanman gereken bir şey yok." dedi. Nagi, Reo'nun çocuk haliyle bu sözleri söylemesinin ne kadar sevimli olduğunu içinden geçirerek "Tamam sen yanımdayken bununla baş edebilirim." diyerek Reo'ya karşılık verdi.

Nagi, Reo ile el ele tutuşarak eski evinin önüne geldiğinde hüzünlenmeden edemedi. Eskiden olsaydı eski evini gördüğünde pek bir şey hissetmezdi. Lakin anıların ne kadar değerli olduğunu öyle bir anlamıştı ki artık her bir parça çok değerliydi Nagi için.

Nagi, kendisini kaptırmış vaziyette eski evini seyrederken elini sıkı sıkı tutan elin yokluğu Nagi'nin dikkatini dağıttı ve Reo'yu çimlerin üstünde uzanırken buldu. Reo ile gözleri buluştuğunda Reo ona gülümsedi ve işaret parmağı ile 'gel' işareti yaptı Nagi'ye. "Seishiro birisini öldürmen gerekmiyor mu? Haydi gel de öldür!" dedi neşeli bir sesle.

Nagi, anlamamış bir ifadeyle bakarken Reo onu kendisine doğru çekti. Kollarını Nagi'nin sırtında birleştirdi ve sıkı sıkı sarıldı. Sanki böyle ölmek istermiş gibi. Nagi'de Reo'ya sıkıca sarıldı. Böyle öldürmek istermiş gibi.

"Bu adamın nesi var anlamıyorum. Zırt pırt kaybolup duruyor neyseki bir yolunu buldum. Onu çabucak bulabiliyorum."

Ego, elini çenesine yerleştirip Nagi'nin anı haritasını incelerken duruma gerçekten inanamadığını belli eden bir sesle konuştu ardından da enter tuşuna basıp Nagi'yi o an bulunduğu anıdan uzaklaştırdı.

Nagi, kollarının arasındaki bedenin varlığını hissedememesiyle gözlerini açtı. Evi parçalanıyordu. Duvarlarının sıvası çıkıyor, ahşap parçaları çürüyordu. Nagi'nin yaşadığı şey gibi. Reo'yu tamamen unutursa eğer o eve mi benzeyecekti? Yoksa daha kötü mü görünürdü?

Bisikletine binip Reo'yu tekrardan bulmaya çalışmadan önce bu soruların cevabını hiç merak etmediğini düşündü. "Öğrenmek istemiyorum" dedi içinden. "Reo'yu unutursam neye benzeyeceğimi öğrenmek istemiyorum. Onu unutmak istemiyorum." diye düşündü.

Görüş açısı tekrardan kararırken yine nefesinin kesildiğini hissetti. Sanki okyanusun en derinlerine doğru batıyormuş ve çıkmayı umut etmediği halde çırpınıyormuş gibi. Zihninde kaybolmak bu muydu? Reo ile beraber o da mı kaybolacaktı?

Bilinci yerine geldiğinde görüş açısı hala karanlıktı ve nefes alamıyordu. Ama en azından suratına bastırılan yumuşak dokudan anlayabildi nedenini. Kasıklarının üstündeki sıkı kalçalar, yüzüne bastırılan yastık ve kulaklarına gelen tatlı kıkırtılar...

Reo'nun onun evine ilk kez geldiği zamandı bu!

Sinema gecesinin ardından -Nagi'nin uyuşukluğu yüzünden en son seansa bilet alabilmişlerdi- Nagi uyuşukluğunu telafi edebilmek adına yorgun görünen erkek arkadaşını eve bırakmak yerine sinema salonuna daha yakın kalan kendi evine götürmek istemiş Reo da Nagi'nin evini çok merak ettiğinden kabul etmişti.

"Yedi günahtan birisi nedir biliyor musun Seishiro? Tembellik. Tanrı beni seni bu sebeple cezalandırmak için gönderdi. Çek bakalım cezanı!"

Nagi'nin nefesi, Reo'nun suratına yastığı tekrardan bastırmasıyla kesilir gibi oldu. Öldürecek boyutta değildi elbet kollarını hareket ettirebilecek hatta ellerini farkında olmadan Reo'nun kalçalarının üstüne getirecek kadar ayıktı. Kalçasındaki ellere bakıp kıkırdayan erkek arkadaşına küçük bir oyun yapacak kadar hem de.

house of memories| nagireoWhere stories live. Discover now