|0.2|

1K 53 1
                                    

Selam canlarım, ikinci bölümle karşınızdayım ve çok uzatmadan devam ediyorum.

____________

" kimsi-"

Daha konuşmamı bitiremeden karşımda duran bedenlere gözlerimi kocaman açarak baktım. Şu gözlerim yuvalarından çıkacak kadar açıldı palavrası var ya hani, ha işte o artık palavra değil şuan gözlerimin öyle olduğuna eminimdim.

Bunların ne işi vardı burda? Uyuyor olmaları lazımdı ve beni bulmaları imkansızdı. Sessiz olduğuma da emindim ama niye karşımda abim(!) ve babam(!) duruyordu. Derin derin nefes alarak kendime gelmeye çalışsam da başarısız olduğum kesindi. Tuhaf bakışmamızı kesen ve ortamın sessizliğini bozan iğrenç iguana suratlı abi dışında herşey olmayı başaran bedenin sözleriyle ona döndüm.

" Senin ne işin var burada? Kimin altına girmeye geldin oruspu!?"

Sonrada doğru bağırarak konuşmasıyla tedirgince karşımdaki kişiye baksam da altta kalmak kim ben kim dimi?

" Düzgün konuş benimle, arkadaşımı görmeye geldim!"

" Bak bak baba arkadaşıymış, buraya gelirken güle eğlene geliyordu."

" Sen bizi salak mı sandın lan?!"

Babam olan adamın hiddetle bağırıp kolumdan tuttuğu gibi önden ilerleyerek beni de peşinde sürüklüyordu.

" Dur bırak kolumu!"

Beni dinlemek dışında herşeyi yapan adam apartmandan çıkmıştı e tabii beni de peşinden çıkartıp ilerlemeye devam etmişti. Eve gittiğimizi gelirken geçtiğim sokaklarla anlamıştım.

Eve gitmek istemiyorum. Olmazdı, ben o eve girersem bu sefer beni ölesiye döverdi. Gözlerimden yaşlar akmaya başladığında etrafa bakıp kaçma yollarını aramaya çalıştım. Gözüme çarpan bedenle bir kez daha ondan tiksinmiştim. Abim olan aşağlık sırıtarak benim bu halimi izliyordu. Evde değil miydi o ya da beni nasıl gördü Alp'in yanına giderken?

Soruları sonraya hatta direkt kenara bırakmış yalvarmaya başladım.

" Baba lütfen, beni dinle. Gerçekten arkadaşımdı. Yalvarırım yapma baba kızınım ben senin yapma bana bunu lütfen."

Her bir kelimeme tepki vermezken son sözlerimle bir anda durmuş bana döndüğü gibi boşta duran elini kaldırmıştı. Ben daha ne olduğunu anlamadan yerde kendimi bulmuş yanağımdaki sızıyla daha fazla ağlamaya başlamıştım.

" Kızım mı? Benim senin gibi kızım yok duydun mu beni!?"

Yapma işte bunu, vur döv hatta cezalandır ama bunları deme bana. Sözler vurmasından daha çok canımı acıtmıştı. N'eydi bu çektiğim? Niye bana böyle davranıyordu ki?

Bir anda saç diplerimde hissettiğim tarifsiz acıyla inlerken o beni umursamadan bu sefer saçlarımdan tutarak sürüklüyordu. Etrafta kimsenin olmamasına sevinecek kadar acizdim işte ben.

Hala yalvarmaya devam ederken açılan kapı ve bedenimin tanıdık mekana ait parkelere fırlatılmasıyla cehennemime gelmiştim. Kafamı kaldırdığımda koltukta oturmuş keyifle beni izleyen kadınla bir kez daha şansıma küfürler yağdırdım. Neden başka ailenin değil de bu ailenin kızıydım? Hayır doğru soru şuydu neden benden bu kadar nefret ediyorlardı? Okulumu onlar için bırakmış çalışmaya başlamıştım, her istediklerini yaparak onları memnun etmeye çalışsam da bir türlü o "aile sevgisi" ni tadamamıştım.

Anne ve baba kelimeleri bana tamamen yabancıydı bakmayın az önce baba dediğime. Bu insanlar değişikti, baba dediğimde de döverdi demediğimde de. Her halükarda bedenimde daha fazla izlere sahip olurdum.

PERİ MASALI - ᴳᵉʳᶜᵉᵏ ᵃᶦˡᵉHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin