Bölüm 15 "mehmet"

14 2 0
                                    

Kabanımı üstüme alıp at kuyruğu yaptığım saçlarıma göz attım, cebime yedek telefonu koyup pantolonumun cebine normalde kullandığım telefonu koydum sonra kapıyı açıp dışarı çıktım kapıyı kitleyip bahçeden çıkmak için ilerlemeye başladım.

Mehmet'in yanına gidicektim çocuk hasta hâliyle göreve gelmiş sonra beni kurtama görevine gelmiş kötüyken daha kötü olmuş.

'bir zahmet git yani'

Sonrada tabura gidicek dayım ile konuşucak time yeni gelecek teğmenle tanışacaktım. Evet time birisi geliyordu, sanki çok değilmişiz gibi daha çok kişi getiriyorlardı.

Yan bahçeden yiğit barış ve hira'in kahkaha sesleri geliyordu bahçeme kadar, demir kapıyı açıp çıkarken esmer bir taş fatih amcaların evine giriyordu.

'yiğit barış'in maniti olabilir'

Olabilir.

Arabama binip Kübra'in evine sürmeye başlamıştım, ilk önce Kübra'yı alacaktım çünkü oda mehmet'e gidecekti bide ben Mehmet'in evini adresini bilmiyordum.

'istesen bulamazsın sanki?'

Bir kerede ben bulmayayım? İnsanlar biraz bana bir şeyler öğretsin?

'çok ama çok egolusun'

Seni umursadığımı düşünmüyorsun di mi?

'düşünmüyorum'

Ee o zaman niye kendini yoruyorsun?

Uzun sürmeden Kübra'ın evine gelmiştim telefonu çıkarıp Kübra'yı aradım "geliyorum komutanım"dediğinde telefonu kapatım ve koltukta rahat rahat yayıldım o gelene kadar.

Kapı açılınca bakışlarım o tarafa döndü "günaydın komutanım"dedi gülümseyerek "günaydın Kübra"dedim ve sürmeye başladım.

"Nasıl oldunuz komutanım?"dedi yüzümde ki yaraları sorarak uzun bir uyku mükemmel gelmişti hem bana hem yüzümde ki yaralara.

"Çok iyim, Kübra cenk nasıl? O koluna bıçak yarası almış diye gördüm grupta"dedim merakla cenk beni kurtarma görevinde bir piç'in bıçağından yara almış diye biliyordum.

"Evet, yara aldı"dedi gülümseyerek seviyordu onu hemde deli gibi, ismini geçmesi bile yetiyordu gülümsemesine başımı ona çevirdim bir anlık o gözlerindekini yeşil zamanında görmüştü.

Şimdi ben bir başkasının gözlerinde görüyordum, umarım, umarım mutlu olurdu Kübra. Mutlu olmayı hak eden bir kızdı çünkü, gerçekten gülümsemeyi hak eden birisiydi.

"Dün revirde hasta çoktu ben yapmıştım hatta pansuman"dedi utanarak bildiğiniz utandı! Bir şey unutmuş gibi ekledi "yara derin değil bu yüzden hemen iyleşir"

"Çok sevme Kübra"dedim bakışlarımı yoldan çekmeden "çok seversen kalbini çok kırarlar"dedim ve yine bir anlığına çevirdim bakışlarımı yine ona "her şeyi dozunda sev"dedim ve önüme döndüm "cenk ise bile dozunda sev güzelim"

Bir an şaşırdı neye şaşırdı bilmiyordum ama şaşırdı "siz bana güzelim mi dediniz?"dedi merakla buna mı şaşırdı şimdi? "Evet niye ki?"dedim yola bakıp gülümserken "ilk defa böyle bir kelime kullandınız bana karşı"

"Bu beni mutlu etti"dedi gülümseyerek "seni mutlu ettiyse hep söylerim"dedim yine bakışlarımı yoldan hiç çekmeden görmedim ama gülümsediğini hissettim

"Heh burda evi komutanım"dedi Kübra gelmiştik Mehmet'in evine son konuşmadan sonra Kübra ile aramızda ki konuşmalar yol tarifinden başka bir şey olmamıştı.

DİKİŞ İZLERİWhere stories live. Discover now