Çaresizlik

31 6 0
                                    

Sağolsun Işıl beni eve bırakmıştı. Yorgundum. Adımımı eve attığımda kendimi yatağa atacağım emindim. Kapının önünde durduğumda çantamda anahtarımı arıyordum. Bir yandan da Letty'i düşünüyordum. Acaba bu sefer nereyi dağıtmıştı. Anahtarımı bulunca bütün düşüncelerim yok olmuştu. Kapıyı açtım. İçeri girer girmez çantamı yere attım ve mutfağa girip bardakların olduğu rafa uzandım.
"Anne, Letty ben geldim. Nerdesiniz ???"
Bağırdım ama çıt çıkmadı. Şimdiye kadar Letty'nin havlayarak yanıma gelmesi gerekirdi. Açıkçası ilk defa bu olaya tanık)olmuştum. Raftan aldığım bardağa su doldurup içerken hala aklım ikisindeydi. Belki de annem Letty'i dışarı çıkarmıştır diye içimden geçirdim fakat bu zamana kadar o işlerle hep ben ilgilenirdim ve annem bi kere bile olsun Letty'i hiç dışarı çıkarmamıştı. Su bardağını tezgaha koydum. Adeta meraklı adımlarla oturma odasına gidiyordum. Oturma odasına adımımı attığımda yok olmak istedim. Bağırdım sesim çıkmadı. Ağladım göz yaşım gelmedi. Ölmek istedim ölemedim. Gözlerim neye tanık oluyordu ???
"A-a-anne anneeee anneeeeeeee."
Hemen koştum annemin yanına. Yerde yatıyordu. Halı kıpkırmızıydı. Karnından vurulmuştu. Ayağı kalktım ve afallayarak çantamdan telefonu çıkardım. Hemen 112'yi aradım. Sesim cılız ve titrer tondaydı. Konuştuktan sonra hemen annemin yanına gittim. Bir bez alarak karnına tam vurulan bölgeyi bez ile bastırdım. Çok korkunç ve değşet vericiydi. Letty de annemin yanında yatıyordu. Elim ayağım titriyordu. Çok çaresizdim. Ve bi o kadarda muhtaç...
Kim yapabilmişti düşünmeye çalışıyordum fakat delirme raddesindeydim. Kapı çalındı. Koşa koşa gittim ve kapıyı açtım. Sağlık görevlileri ekipmanlarıyla içeriye girmişti. İkisi annemin olduğu odaya. Bir diğeriyse yanıma gelip beni sakinleştirmeye çalıştı. Açıkçası hiç sakinleşecek bir halim yoktu.
Ve işte o andan sonra hüngür hüngür ağlamaya başladım.
"Ş - ş - ş sakin ol. Geçecek, iyileştireceğiz anneni. Merak etme."
"Ya siz çocuk mu kandırıyorsunuz ? İyileştireceğiz demekle iyleşmiyor. Bunu sizde biliyorsunuz." ağlamaklı bir sesle.
Beni nazikçe yere oturtturdu. Annemi sedyeyle taşıyorlardı. Yanımdaki adamda beni kollarımdan tutup beni kaldırdı.
"Gel şöyle" dedi. Annemin arkasından yavaşça ilerliyorduk.
"Dur" diye bağırdım yanımdaki adama.
"L-Letty'i unuttum." dedim. Adam Sorgularcasına benden cevap bekledi.
"Köpeğim"
"Tamam. Sen yavaş yavaş ilerle getiriyorum ben Letty'i." dedi gülümseyerek. Bende başımı onaylarcasına salladım.

Birkaç dakika sonra adam elinde Letty ile birlikte döndü. Annem benim, sana ne oldu ya kim yaptı sana bunu. Altın sarısı tüylerine kim dokunabildi. Buna kim cesaret edebildi. Gözlerim doldu ve damlalar süzüldü yanaklarımdan.
"Sizi koruyamadım. Size sahip çıkamadım. Affedin beni." fısıldadım kendi kendime.

Hepimiz ambulansa zar zor sığmıştık. Annemin durumuna sağlık görevlileri iyi diyorlardı. Ama bence öyle değildi. İçime bir öküz oturmuştu ve bi türlü kalkmak bilmiyordu. Sanki bir şüphe vardı içimde anneme bir şey olacak diye.

Ve sonunda gelmiştik. İki sağlık görevlisi annemi hastaneye yanımda bana destek olan adamsa Letty'i veterinere götürmüşdü.
Annemi ameliyata almışlardı. Benimde başım dönüyor ve midem bulanıyordu. Çünkü beni hastane ve hastane kokusu tutuyor. Yavaşça fısıldadım Letty'e ve anneme:
"Sizi bekliyorum neredesiniz ??? Yalnız bıraktınız beni böyle olmuyor. Yapamıyorum. Dayanamıyorum yokluğunuza. Hadi bekletmeyin yaa özlettiniz kendinizi."
Daha önce bu duyguyu böylesine ağır yaşamamıştım ama artık biliyordun nasıl bir şey olduğunu. Ağlıyordum... Çok özlüyordum :(

----------------------------------------------

Kum TanesiWhere stories live. Discover now