who are u?

913 124 30
                                    

__________

Yine de gölgeler yılanlar gibi kayar, henüz anlatılmamış gerçekleri gizler,
Karanlık duvar halısını örerken, sırlar fısıldar, çeşit çeşit.

__________

Riki

Odaya çöken derin bir sessizlikten sonra hyung'ların yüzüne baktığımda hepsinin bakışlarında sorular yatıyordu, içi ben karışık.

Her yeni bir gün yeni bir başlangıç için anahtardır derlerdi, asla inanmazdım lakin üç saat önce başverenler bu fikri kanıtlar nitelikteydi. Son beş yıldır kim olduğumu bile doğru dürüst bilmeden yaşıyordum.

Sahi kimdim ben? Bazıları için cevap verilmesi en kolay soruydu, fakat benim için hiçde öyle değildi.

Şimdi odanın diğer ucunda baygın yatan bu genç benim kaderimin, hayatımın bir parçasıydı. Kendi bilinmezliklerime onu da katmıştım. Ancak görünen o ki onunda benden bir farkı yoktu.

"Emin misin, Kai hyung?" sesi her zamankinden daha kararlı çıkmıştı Jungwon hyung'un. Soruyu sorar sormaz hemen kafasını olumlu yönde sallayarak doğruladı.

"Evet, fakat yine de kesin bir cevap veremem."

"Nasıl anladın?" Bu sefer konuşan Jay hyung olmuştu.

"Kurşun yarası var bacağında. Oraya büyü yaparak iyileştirmeye başlayacaktım ama ilk önce genel olarak tüm vücudunu taramam lazımdı. Çünkü şüphlenemiştim." yutkunmuş bana bakmış ve yine heyecanla konuşmaya devam etmişti. "Belki sizler de anlamışsınızdır, etrafa yaydığı koku farklı. Eğer normal bir insan olsaydı sadece kan kokardı. Fakat ondan karışık- kan ve büyü- kokusu geliyordu. İncelediğimde ise kendisine büyü yaptığını anladım."

"Nasıl bir büyü?"

"Kendisini korumaya almış, bir nevi görünmez yapmışta denile bilir."

"Anlaşılan birilerinden kaçmış." konuşan Heeseung hyung'tu.

"Niçin kaçmış olabilir ki?" kendimi durdurmamış sormuştum.

"Orasını henüz bilemeyiz cevabı bir tek onda saklı" Kai hyung, beni yanıtlamış kafasını ona taraf çevirmişti.

"Ve asıl soru" Sunghoon hyung pencereye taraf giderek konuşmaya başladı "Veliaht olduğunu nasıl anladın?" En ilginç kısım da buydu.

Tamam, üstündeki kiyafetler normal bir insanın giye bileceği türden değildi ama düşünürsek zengin bir ailenin alabileceği cinstendi. Yani sadece kiyafetine göre yorum yapmak saçmalık olurdu ki, bu fikrimi Kai hyung'ta onaylamıştı.

"İşte benim de kafamı karıştıran kısım bu. Üstündeki kiyafetlere bakarsak bir düğünden ve ya önemli bir törenden kaçmış olduğu belli. Lakin kiyafetlere göre yorum yapmak anlamsız." Baş ucundan ayağa kalkmış üstünde ki pikeyi yavaşca kaldırmıştı. "İşte bakın, bu dövme bir krallığa ait. Hangi krallık olduğunu tam olarak anlamadım, ama bu tür dövmelere yalnızca kraliyet ailesi sahip olur." Eliyle körpücük kemiğiyle omzunun birleştiği kısmı göstermişti.

Ne yani evli miydi?

Konuşulan onca cümlenin arasından aklımı kurcalamaya ve kalbimi sıkıştırmaya yeten tek bir cümle olmuştu
'Üstünde ki kiyafetlere bakarsak bir düğünden ve ya önemli bir törenden kaçmış olduğu belli'.

Soobin hyungun elini omzuma koyması ve sarsmasıyla düşüncelerimden ayrılmıştım.

"Riki iyi değilsin. Senin de dinlenmen gerek. Daha beslenmedin bile."

"Haklı. Hadi odana gidelim." Elini diğer omzuma koyarak konuşmuştu Heeseung hyung.

"Gerek yok,iyiyim ben. Burada kalmak istiyorum."

Beni onaylasalar bile endişeli olduklarını yüzlerinden anlıyordum. Odadan çıkan Sunghoon ve Jay hyungla bir az daha sessizlik çökmüştü. İki dakika sonra Soobin hyung'un da odadan çıkmasıyla ben, Jungwon, Heeseung ve Kai hyung kalmıştık.

"Evli değil. Parmağında yüzük yok." Jungwon hyung düşüncelerimi okurmuşcasına konuşmuştu.

"Durumu nasıl?"

"Şimdi daha iyi. Bir kaç büyü yaptım. Ancak yarı insan olduğu için vücudunun kendisini iyleştirmesi de gerek. Uyanması bir kaç günü bulabilir."

Kısık mırıltılarla anladım demiştim. Jungwon hyung'un söyledikleri içimide ki ateşi azda olsa yatıştırmıştı. Fakat gerçekleri henüz hiç birimiz bilmiyorduk.

Elinde üç torba kanla içeri girmişti Soobin hyung. Benim için getirdiğini bildiğimden hafifce gülümsemiş ve almıştım. Henüz iştaham yoktu.

"İştahın olmadığını anlaya biliyoruz, Riki ama içmen şart. Yüzünün halinden haberin yok gittikce güçten düşüyorsun. En azından ikinizden biri iyi olsun."

Haklıydı. Ruh eşleri bir birilerini bulduklarında ruhları bir-birine dolanır ve görünmez bir bağ oluşur derdi Sunghoon hyung. Hatta bazıları bunun kırmızı bir ip olarak gözüktüğünü söyler.

Ne kadar doğru olduğunu bilmiyorum, fakat yazılan tüm kurt adam kitaplarında ruh eşini bulanların aralarında görünmez bağ oluşturduğu gerçekti.

Bu o demekti ki bundan sonra o nasıl hissederse bende onunla aynı şeyi hissedecek, üzlürse onunla birlikte üzülür, gülerse onunla birlikte güler ve acı çekerse onunla birlikte acı çekecektim.

Sahi, ruh eşi olduğumu öğrendiğin de nasıl bir tepki verecekti? Üzülür müydü? Yoksa sevinir miydi?

Tüm soruların cevabı hala saklıyken yüzüne baktığımda bulduğum huzur tüm endişelerimin uçmasına yetmişti.

_____________

Kai akıllı çiçeğim benimmm

Kendimi durduramayıp her gün yb yazıyorum

Umarım severek okur ve yorum yaparsınız

Yaptığınız yorumlar cidden benim için çok önemli)

Hala bazı şeyleri oturtamadım kafam da gelişi güzel yazıyorum.

bite me | sunkiWhere stories live. Discover now