gracia william

572 61 619
                                    

yazın bu sıcağında yorum yağmuruna tutulmak istiyorum
hadi elleriniz dert görmesin aşklar<3

_______

Fırtına kükredi, saat yaklaşıyor,
Korkuyla beslenen karanlık, tecavüz ediyor.
Güçler çatışmasında, bir prensin kaderi,
Üstlendikleri seçimlere dayanır.
_______

Sunoo

Gözlerimi ağrıyla açtığımda bedenimi saran soğuğu hissi hissettim. Her iki elim ve ayağım arkadan zincirle bağlanmıştı. Bir anlık deja vu yaşadım, ancak hızla kendime geldim ve bulunduğum odaya göz attım. Bu geniş oda, bordo tonların hakim olduğu inciler ve altınlarla süslenmişti. Nerede olduğumu tahmin edebiliyordum. Diğerleri de mi kaçırıldı yoksa sadece ben mi buradaydım, şu an için bilemiyordum. Önemli olan,
diğerlerinin başının derde girmemesiydi.

"diffindo" kısık sesle söyleyip zincirleri kırmak istedim, ancak bunu tahmin etmiş olmalılar ki karşıt bir büyü yapmıştılar.

"Kendini boşuna yorma, Kim Seon-Woo." Başımı kaldırıp içeri giren kişiye baktım. Siyah uzun bir elbise giymişti ve elinde kısa dantel beyaz eldivenler vardı. Saçları kırmızıya yakın kısa kesimliydi. Oturduğum koltuğun karşısına geçip devam etti. "Ahh, yoksa Gracia William mı demeliydim?" Ardından sinir bozucu bir kahkaha attı.

Demek ki Gracia'lar arasında bana William deniyordu. Rüyalarımda bana seslenen adamın neden böyle seslendiğini şimdi anlamıştım.

"Planın zekicey miş ancak seçtiğin yol çocukca."

"Aynı Seraphina gibisin-fazla dik başlı."

Sırtını koltuğa yaslayarak bacaklarını birbirine geçirdi. Annemi tanımasam bile, babamın söylediği üzere ona benzediğimi az çok biliyordum. Fotoğraflardan gördüğüm anneme benzeyen bu kadının teyzem olduğunu anlamam çok uzun sürmemişti.

"Geçen günkü tarzım için üzgünüm, beni tanımaman gerekiyordu. Biliyor musun, notu göremeyeceğini düşünmüştüm ama bir Gracia'lı gibi çok zeki ve ayık çıktın William."

"Beni neden kaçırdın? Zaten kendim gekecektim. Ve diğerleri nerede?" Ciddi bir ses tonuyla sordum.

"Geleceğini biliyordum ama yanlız gelemeyeceğin için ufak bir gösteri hazırladım."

"Sevecen gözükmeye çalışma Ariana. Fazlasıyla tiksindirici görünüyorsun."

"Ahh, anlaşılan Kim'ler sana edep ve üslubu öğretememiş. Teyzenle böyle konuştuğuna göre."

"Bak şuna, görüyor musun, Kim'ler bana edep öğretmemiş olabilir, ama en azından aileye değer vermeyi ve sevgiyi öğretti. Sizden farklı olarak."

Sözlerimden sinirlenmeye başladığını hiss ede biliyordum. Oturduğu yerde daha da dik durup kaşlarını azacık havalandırdı.

"Hala neden burada olduğunu sormadın?"

"Dediğim gibi, zaten buraya gelecektim. Cevaplarını bulmam gereken sorularım var. Sen sadece işimi kolaylaştırdın."

"Sorularına kolaylıkla cevap bula bileceğini mi sanıyorsun."

"Bazılarına haberin bile olmadan cevap verdin."

Aslına hiç birine cevap bulamamıştım ama ona böyle hiss ettirmek zevk veriyordu. Karışan kafası yüz ifadesinin ani değişimiyle kendini belli ederken, oturtulduğum koltukda daha da geriye yaslandım. Başka bir büyücüye yazdırdığı notu el yazısıyla bulmamızı sağlamış ve oradan da kaçırılmamı planlamıştı. Zamansız bağ meseleside mi bu planın bir parçasıydı henüz soru altındaydı.

bite me | sunkiDove le storie prendono vita. Scoprilo ora