peşimi asla bırakmayan bu tatlı bela aslında hoşuma gitmiyor değildi. bana olan ilgisi hoşuma gidiyordu.
ona istediğini kolay kolay vermeyeceğimi ve onunla oynayacağımı söylesem bile bu sözüm çoktan kayboluvermişti.
ona karşı koyamıyordum ve o bunu çok iyi biliyordu. hyunjin ile kavga ettiğini duyduğum gibi hemen kapısında bitmem de onun zaferine bir adım daha yaklaştığını gösteriyordu. haklıydı, eskisi gibi onun kucağında bulacaktım kendimi.
derin bir nefes alıp evin ziline bastım. birkaç saniye sonra açılan kapıyla, karşımda ağzı yüzü kan içinde olan changbin'i görmemle yüzümdeki endişe büyüdü.
"tanrım," söylenip içeri girdim hemen, kapıyı kapatıp yüzünü avuçladım ve kanayan yerlerine baktım. bazı yerler çoktan kabuk bağlamıştı ama taze olan yaraların da hâlâ küçük damlalar halinde yol alan kanlar vardı.
üstündeki beyaz gömleğin üst düğmelerinden birkaç tanesi kopmuştu ve bu da kanların açık kalan göğüsüne doğru ilerlemesini sağlamıştı.
kötü gözüküyordu fakat yüzünde tek bir acı ifadesi yoktu. benim endişeli yüzümü inceliyordu sadece.
"aptalın tekisin, seo changbin." söylenerek elinden tuttum ve salona doğru sürükledim onu. koltuğa oturttum ve ezbere bildiğim ilk yardım kitini alıp tekrardan yanına gittim.
pamuğa biraz batikon döktükten sonra koltukta yanına oturarak şakağının biraz altında olan yarayı inceledim.
"ama kucağımda yapacaktın." dudaklarını büzüp konuşmasının ardından derin bir nefes verip kucağına yerleştim. bacaklarımı belinin arkasına doladım.
hoşnut bir ifadeyle birlikte ellerini ince belime yerleştirdi. yavaşça aşağılara doğru kayan ellerini hissettiğim zaman kolunun tekine boşta kalan elimle hafif bir tokat attım.
ellerini hemen belimden çekip dudaklarını iyice büzdü.
"adam akıllı dur yerinde," dedikten sonra çenesini kavrayıp başını hafifçe sola doğru çevirdim. pamuğu yavaşça yarasına bastırdığımda derin bir soluk verdi.
böyle böyle tüm yaralarına pansuman yaptıktan sonra kanayan elini sargı bezi yardımıyla sardım. kaşına, şakağına ve dudağının kenarına yara bantları yapıştırdım.
şimdi eskisinden daha iyi görünüyordu.
"bitti mi?" diye sorduğunda kafamı sallayıp kucağından inmek için hareketlendim.
fakat birden kalçalarımı kavrayan ellerle beraber afalladım, olduğum yerde kala kaldım. yüzündeki hoşnut ifade ve sırıtmasıyla beraber kalça yanaklarımı okşarken, ellerim onun boynunu buldu.
"nasıl özlemişim..." başını hafifçe boynuma yaklaştırıp kokumu içine çekti.
kabul, bu hareketleri kalbimin hızlanmasına sebep oluyor.
"changbin, artık gideyim ben." diye mırıldanıp kucağında kıpırdandım. ondan kurtulmaya çalışırken kucağında hareket etmem işleri daha da kızıştırmış gibiydi ki şu an dudağını dişliyordu. yara bandının düşmesine ramak kalmıştı.
"seni böyle bulmuşken bırakmaya hiç niyetim yok, jeongin." diyerek dudaklarıma bir öpücük bıraktı.
deja vu hissiyle içim karıncalanmaya başlamışken kolları gittikçe daha da sıkılaşıyordu. kolları arasında mahsur kalmıştım adeta.
"changbin," diye mırıldandım.
şu an buradan kalkmayı hiç istemiyordum fakat kendime verdiğim sözün bu kadar kolay kaybolmasını da istemiyordum.
kalçama bir tokat attığı sırada kısıkça inlemiştim. kıyafetler üzerinden olduğu için pek acımamıştı.
bu sırada duyduğumuz anahtar sesiyle beraber durmak zorunda kaldık. changbin küfürler mırıldanırken beni kucağından indirip yanına oturttu.
gelenin hyunjin olmasından korkmuştum ama neyse ki gelen kişi sakura olmuştu. eun chae geldi hemen aklıma, kardeşimi yatağa atan kız buydu işte.
"hayırlı işler abi, kolay gelsin size." sırıtarak koridora doğru yol aldı, odasından birkaç parça bir şey alarak tek kelime etmeden evden geri çıktı. kardeşi de tıpkı changbin gibi, ikisi de deli.
büyük demir kapı kapandığı gibi changbin bana dönmüştü. "eh, nerede kalmıştık?"
×
bolum nasildi 🤨 benim pek icime sinmedi amma neyse
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
