1 BÖLÜM

11 8 2
                                    

1

Catherina ; hayatımın ışığı , kasıklarım ateşi . Günahım , cat-he-ri-na ; dilin ucu damaktan dişlere doğru 4 basamaklık yol alır. Gelir dişlere dayanır.

Sabahları ayağında çorabın bir teki,bir elli boyu ile catherina kayıtlarda ellie.ama benim kollarımda hep catherina idi.

Ondan önce biri var mıydı ? Vardı, hemde nasıl. Aslına bakılırsa, yazın birinde herşeyi başlatan bir çocuk-kız sevmemiş olsaydım. Catherina diye biri olmayabilirdi. Yabancı bir krallıkta. Ah ,ne zaman ? Yaşım catherina'nın daha doğmadığı yıllarda onun şimdiki yaşı kadar olduğu zamanlarda bir kış. Emin olun , katillerin hep böyle düz yazı üslupları. Saygı değer jüri üyeleri,bayanlar baylar, ilginize sunacağım 1 numaralı belge, melekleri,cahil,basit ama kanatları soylu melekleri hasetlerinden çatlatan şey. Bir kez bakınız şu taca...

2

1910'da Los Angeles'ta doğdum. babam cömert , nazik biri . Rus - Avustralya kökenli bir Rus vatandaşı... size biraz sonra güzel mı güzel, parlak mavi bir kartpostal dağıtacağım. Riviera'da lüks bir restorant sahibiydi.Babası ve her iki büyükbabası sırayla
şarap, mücevher ve ipek ticaretiyle uğraşmış-
lardı. Otuz yaşındayken ünlü dağcı Jerome Dunn'ın
kızı ve tarih öncesi yer katmanları ile Antik Yunan erleri
gibi hiç kimsenin uğraşmadığı konularda
uzmanlaşmış Dorset'li iki papazın torunu olan bir
İngiliz kızıyla evlendi. Fotoğraflarda oldukça güzel çıkan annem. Ben beş yaşındayken oldukça garip bir kaza oldu.

Kır gezintisinde araba kazası sonucu ölmüş.Kapkaranlık bir geçmişte kalan bir avuç dolusu sıcaklık dışında,
üzerlerinde çocukluğumun gü-
neşinin battığı anılarımı köşe bucak kuytuluklarında gözetim altında yazıyorum.annemden hiçbirsey kalmadı elimde. Hani bilirsiniz etrafında su sinekleri uçuşan , çiçekler açmış. ağır ko-
kulu öğleden sonralarının ya da bir tepeciğin eteklerinde başıboş
gezerken dalı verip altüst ettiğiniz
akşam üstlerinin sıcaklığı gibi; kürklü bir sıcaklık,
altın rengi su sinekleri...

Annemin büyük kız kardeşi Sophia , babamın kuzenlerin'den biriyle evlenmiş. Fakat kocası kendisini sürekli ihmal ettiğinden ailede bir çeşit ücretsiz mürebbiye ve çalışan görevini üstlenmişti. Sonraları bana teyzemin babama aşık olduğunu, babamında yağmurlu bir günde yaralandığını , hava açıldığındada geçenleri unuttuğunu söylemişlerdi. Teyzemi çok çok severdim.Beni, zaman için-
de babamdan daha aklı başında dul bir erkek olacak biçimde
yetiştirmek istediğini düşündüğüm olmuştur.

Sophia teyzemin deniz ma.visi bebekleri pembe hareli gözleri ve
külrengi bir benzi vardı. Şiir
yazardı, şiirli boş inançlar beslerdi.
O

n altıncı yaş günümden bir süre sonra öleceğine emin olduğunu söy-


lerdi, öldü de ... Çalıştığı parfüm firması adına durmadan iş


yolculuklarına çıkan kocası ise zamanının


çoğunu Amerika'da geçirirdi, öyle ki sonunda orada


bir firma kurup biraz da toprak edinmişti.

Resimli kitaplar, gıcır, gıcır kum, portakal ağaçları, deniz görünümleri


dost köpekler ve gülümse-


yen yüzlerle dolu ışıl ışıl bir dünyada mutlu, sağlıklı bir çocuk olarak


büyüdüm. Şahane Otel Mira-


na çevremde bir çeşit kişiye özel evren, dışını çevreleyen göz


kamaştırıcı maviliğin içinde beyaza boyalı bir gezegen gibi döndü durdu


Pirinç saksı zarflarını parlatan


önlüklü adamdan flanel pantalonlu


yetkiliye kadar herkes severdi, şımartırdı beni. Yaşlı Amerikalı


hanımlar bastonlarına dayanır, Pisa kulesi gibi üzerime


eğilirlerdi.Babama olan borçlarını


ödeyemeyen sıfırı tüketmiş Rus prensesleri bana pahalı bonbonlar


alırlardı. O, mon cher petit papa ...


beni yelkenliyle, bisikletle gezmeye çıkarır, yüzmesini , dalgasını


su kayağı yapmasını öğretir, bana


'Don Kişot'la 'Sefiller'i okur ve ben ona tapar, ona


saygı duyardım; hizmetçilerin kendi aralarında onun


sayısız hanım arkadaşlarından (beni el üstünde tutan, şen şakrak


annesizliğime gözyaşları döküp içle-


nen güzel, iyi varlıklar) sözettiklerini duyduğumda


onun adına mutlu olurdum.

CATHERİNAOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz