Tanıtım

1 0 0
                                    

Selam veren çalışanlara başımla karşılık vererek kat asansörüne doğru büyük adımlarla yetiştim, odasında olmalıydı. Elif'in yerinde olmadığını gördüğüm de haber vermeyi sonraya erteleyip direk odasına doğru yöneldim, elimi kapı kulpuna attığım da içeriden gelen konuşma sesleriyle duraksadım.

Atıfın burada ne işi vardı?

- Açıklama yapacak mısın herkese, Han çoktan duymuştur dedikoduları.

- Ne açıklaması?! Bu dedikoduyu o yaymış belli ki?! Bi de ona istediğini mi vereceğim?!

Benim yaptığımımı düşünüyordu yani?

-Ağzından çıkanı kulağın duysun Gökalp?! Han böyle bişey yapar mı sanıyorsun sen?! Onun için ne kadar değerli olduğunun farkında değil misin?

- Başka kim yapmış olabilir ki?! Daha geçen gün bu konu için kavga ettik?! Aramızda ki bu saçma şeyi fazla önemsemiş demek ki.

Omuzumda hissettiğim elle kapıdan uzaklaşıp bozulan dengem yüzünden duvara yaslandım.

- İyi misin Han?

Elifin sesini duyabiliyordum ama cevap vermek için kelimeleri seçemiyordum. Dün ilaçlarla bastırdığım ateşimin yavaş yavaş yükseldiğini hissediyordum, kıravatımı zar zor esnetip ceplerimi yokladım.

Kahretsin astım ilacımı Lavinia'ya vermiştim, yedek olanı vermiş olmalıydım.

- Han?! Beni duyuyor musun, Han?!

Görüşüm iyice bulanıklaştığın da başım duvara doğru geriye düştü, Elifin büyük çığlığı bile boğuk geliyordu artık.

-YARDIM EDİN?!

Yaklaşan ayak sesleri duyuyordum, ayakları sanki kafamın içinde şiddetle yere çarpıyor gibiydi. Çenemden süzülüp boynuma akan ıslaklıkla Elif'in çığlığını duydum, kanıyor diyordu sanırım.

- Han?!

Gökalp...

- Han?!

Hazar abim...

Abilerimin seslerini duyuyor gibiydim, bağıran kişi sanırım Hazar abimdi. Sırtım duvardan ayrılıp sıcacık tanıdık bi göğsün üzerine dayatıldı, bu göğüs Mir abime aitti. Yüzümü kavrayan koca ellerle görüş açıma giren Hazar abimle seslerin iyice boğuklaştığını anladım, bana bişeyler anlatmaya çalışıyordu.

- Bana odaklan aslanım hadi. Han?! Kendine gel lan?!

O geriye doğru düşen başımı dik tutmaya çalışıyordu ama ben dik duramıyordum, sanki kemiklerim hamur olmuştu. Bağırsa da elimde değildi ki, odaklanamıyordum bi türlü. Mir abimin ensemi ıslattığını hissettim, soğuk kanlılığını koruyordu yine her zaman ki gibi.

- Bırakın lan beni?!

- Sakin olun lütfen, beyefendinin durumu zaten kötü.

Bi kaç çalışanın tuttuğu Gökalp can havliyle çırpınıyordu ama gelen güvenlikler sıkı sıkı tutuyordu. İlk kez bana dokunmadığı için sevindim.

Gözlerimin geriye doğru kaydığını hissettiğim de sarsılan bedenim Hazar abimin kucağında bez bebek gibi kaldı, koskoca adam olan ben abimin kucağına muhtaç kalmıştım.

Başım geceye doğru düştüğün de koşan kişileri gördüm, Atıf Elifle beraber hızla bizi takip ediyordu.

Gökalple bakışlarımız buluştuğun da yanağından süzülen bir damla gözyaşı yere düşene kadar gözlerimle takip ettim sonrası karanlıktı...

....

Kurgu b×b kurgusudur, rahatsız olanlar uzak dursun lütfen.

Kaç Kurtar Kendini Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin