Mahkum

7.6K 260 62
                                    

Keyifli okumalar 🍀

***************************

Yattığı küçük hücreden çıkarılıp odasına götürüldü genç adam

Oups ! Cette image n'est pas conforme à nos directives de contenu. Afin de continuer la publication, veuillez la retirer ou télécharger une autre image.


Yattığı küçük hücreden çıkarılıp odasına götürüldü genç adam. Bu gün beş yılı tükettiği, bu küf kokan hapishaneden çıkma vaktiydi.

"Çıkıyorum dostlar ama merak etmeyin fazla özletmem kendimi," diyerek alayla gülümsedi... Her bir arkadaşı ile helalleşip usulca tavanı pas tutmuş bu köhne yerden çıktı.

"Gardiyan gardas... Yarın görüşürüz ha!" Diyerek tekrar kahkaha atmıştı... Herkes onun alaycı kişiliğine alışmıştı orada, o yüzden pek fazla umursamıyor gülüp geçiyorlardı.Fakat genç adam gülse de sözlerinde, kimse bilmese de , o kadar ciddiydi ki. Sadece gökyüzünü soluyup mahallesini görecek daha sonra arkadaşının ölümünü üzerine atan o solcuyu öldürecekti.Beş yıl boyunca bunu planlayıp durmuştu.

Cezaevinden çıkıp tertemiz gökyüzüne baktı. Sanki güneş ona selam veriyordu.. Arkasına döndü. Askerlere bakıp elini kalbine vurarak kafa salladı.

" Bu gün ben çıktım... Sen toprağa gireceksin itin oğlu." Diyerek elindeki küçük valizle yürümeye başladı.

Yürüdü. İçindeki beş yılın verdiği kinle, intikam hırsı ile yürüdü. Yaklaşık bir saatin ardından bir dolmuşa rasgelip mahalleye geldi. Otobüsten inip kendi mahallesine doğru inmeye başladı... Özlemişti mahallesini... Evden eve sohbet eden teyzeleri, dik yolda maç yapmaya çalışan bebeleri. En çokta ocakta içtiği çayı özlemişti.

Onu gören herkes fısır fısır konuşmaya başlayınca yanak içlerini dişleyip etrafı süzdü kalkık kaşla... Neden böyle korkuyordu ki bu millet.

"Oğlum!!!" Aşağıdan duyduğu feryatla duraksadı genç adam.

"Ana..." Elindeki valizi fırlatıp ona doğru koşan annesini sarmaladı.

"Oğlum benim... Türkeş'im. Canım oğlum." Anasının sıkı sarılışına karşılık verdi uzunca. Daha sonra çantasını yerden alıp eve doğru yürüdü.

O geceyi öylece ailesiyle geçirmişti genç adam, durgundu çünkü aklında hep aynı şey vardı.Gidecek onun, o iğrenç hücrede yatmasına sebep olan o solcuyu öldürecekti. Yeminliydi.
...
Erkenden ayaklanıp üzerini giydi. Silahını beline takıp annesinin ve abilerinin feryatlarını dinlemeden yürüdü... İçindeki bütün birikmişler ile yürüdü.

Genç yaşta hayatın üstüne yüklediği yükle yürüdü.

İki katlı binanın dibine gelince duruldu.

"Engin!" öyle sert çıkmıştı ki sesi. Etraftaki pencereler aniden dolmaya başlamıştı... Genç adam evin kapısını yumrukladı.

" Çık dışarıya yalancı pezevenk," diye soludu tekrar.

" Yemin ettim. Öldüreceğim seni lan. Çık lan dışarı." Bu kez kapıyı ayağıyla vurmaya başlamıştı.

"Oğlum yapma... Lütfen dur." Annesi ve abileri gelince yine kollarına yapışmış çekmeye çalışıyorlardı.

"Ana... O çocuğu bu it öldürdü ana.İmanıma ben yapmadım ama yapacağım. Bu iti öldürmeden içim rahat etmeyecek." Diyerek kurtardı kendini.

"Türkeş yapma abim. Bırak Allah'ından bulsun... Gençliğin gider oğlum." Türkeş hırsla itti abisini. Gitmişti zaten, 19 yaşında girmişti hapishaneye beş yıl prangalar eskitmişti.

"Olmaz abi... Yemin ettim. Tekrar içeri girmek umrumda değil." Tekrar kapıya vurduğu sırada birden kapı açılmış, gördüğü yüzle yumruğu havada kalmıştı.

Kendi boylarında esmer bir çocuk çıkmıştı kapıya... Mavi gözleri tenine tezat parlıyordu. Tam dibine girip sıktığı dişlerle baktı kendisine.

Türkeş öylece yumruğu havada öfkeli bedenin yüzünü seyrediyordu. Uzunca baktı kaşını kaldırmış onları süzen gence. Vücudunda garip bir gerilim baş göstermişti sanki.

"Ne mal gibi bakıyon bıyıklı?" kulağına ilişen kadifemsi ses tüm öfkesini yerle yeksan ederken, kaşları havalandı birden.

O an kapıya vurduğu sert yumruğu, neden kalbinde hissetmişti?

:(

BL Hilal BıyıklımOù les histoires vivent. Découvrez maintenant