2.💙

269 27 1
                                    

Meyra..
Parıldayan ışık..
Kime göre neye göre..

Genç kız eve geldiğinden beri sinirini geçirmek için bir sürü şey yapsa da sakinleşmiyordu.Hiç tanışmadığı ama kim olduğunu bildiği adam sırf tesettürü ve elindeki kitap yüzünden ona 'teyze'demişti.Yaş takıntısı olmayan kız bile buna öfke duyuyordu.
Geri dönüp kavga edecek kadar sinirli olsa da ,yanından geçtiği adamın acı çektiğini hissettiği için vazgeçmişti.

Pars'ın abisiydi o adam.Leş gibi içki kokan , sesi bile bıkmış olduğunu belli eden ,ruhsuz abisi..
O Meyra'yı bilmese de genç kız onun herşeyini biliyordu.Çünkü bu dünyada onu en çok seven kardeşinden yıllarca onu dinlemişti.

Meyra'nın yıllarca hayatında olan Pars'ın avukat abisiydi o. Her konuştuklarında anlattığı, çok sevdiğini ama kırgın olduğunu söylediği abisi..Fıstık alerjisi var diye Pars, kendi kafesinde fıstıklı bir şey bulunduruyordu mesela. Belki abisi gelirde, yanlışlıkla onlardan yer diye. Ama yıllar boyunca gelmediği için hevesi kursağında kalmıştı, Pars'ın..

Meyra gözlerini yakan acı hatıralarla beraber üzerini giyiniyordu. Bugün siyaha yakın lacivert bir takım giyinmişti. Şalını da sıkıca bağlayıp evden çıkarken içeride şakalaşan ikiliyi izlemişti bir süre. Genç kadın arabasına bindiğinde aklına yine mezarlıktaki adam düştü.Onunla bir hesabı vardı ama genç adamın bundan haberi bile yoktu. Pars'ın ölümünden sonra Meyra, eline ulaşan belgelerle şu an çalıştığı kafenin kendisine miras kaldığını öğrenmiş,bunu asla kabul etmediğini belirterek, gerekli belgelerle beraber abisinin hukuk bürosuna yollamıştı. Ama aylardır ne bir arama vardı ne de bir geri dönüş. Genç kız bulunduğu kafede başlarda pastacı olsa da son yıllarda müdür olmuştu.Pars'ın, sağ kolu gibi oluşunun üçüncü yılında ise o acı kaybı yaşamıştı.O istemese de bugün o kafenin sahibiydi.Şu an bulunduğu konumu hak ettiğini bilse de artık buradan ayrılma vakti gelmişti.Pars olmadan, onun kurduğu yere gitmek zoruna gidiyordu.

Meyra, durduğu kırmızı ışıkta yolcu koltuğunda ki belge zarfına göz attı. Bu sefer kendisi bizzat gidip belgeleri abisine vereceği için kafeden erken ayrılmalıydı.Aklına gelen düşünceler aklını meşgul ederken sonunda kafeye vardı.İki katlı büyük kafenin kapısını açıp içeri girdi. Turuncu ve yeşil renklerinin hakim olduğu bu kocaman yer ne kadar da ıssızdı. Oysaki aylar önce Pars ile yarış yaparlardı, kim daha önce önce açacak diye.. Şimdi ise Meyra açıp havalandıktan sonra gelen çalışanlarla açılış yapıyordu.

Genç kız etrafı kolaçan edip üst kata bakarken dış kapının açıldığını duydu. Çalışanlardan birinin gelmesine ihtimal vermediği için "Müşteriyseniz kafe daha açılmadı." diye seslendi. Amacı saçma sapan laflar eden erkek müşterilerden birisi ise hemen gitmesini sağlamaktı. Bir süre cevap bekleyip, bir ses duymadığında ise üst katın korkuluklarından aşağı kata baktı.

Arkası dönük bir adamı görünce kaşlarını çattı. Madem burada, neden cevap vermiyordu ki?

" Beyfendi daha açılmadığını söyledim."

Onun tersleyen cevabına karşılık duyduğu ses,oldukça rahattı.
Aldığı cevap "Müşteri değilim. Buranın sahibinin abisiyim,pardon eski sahibinin." olunca genç kız korkuyla yutkundu. Arkasını dönüp mezarlıkta karşılaştığı sarhoş adamın kendisini görmemesini amaçlasa da kendisine bakan adamla göz göze gelince tüm planı bozuldu. Kaşları çatık gözleri şüpheyle bakan adam, onu tanımış olabilir miydi?

...

Çağan dakikalar önce yanına gelip hiç başını kaldırmayan kadını izliyordu. Asla ona bakmıyor, sanki o yokmuş gibi davranıyordu. Belirli bir süre bekleyen adam artık dayanamayacağını anlayınca kendisini tanıtmak için elini uzattı.

KAKTÜS VE İNTİKAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin