19 - i divorced, san.

221 34 28
                                    

san jongin'in yanında kalacağı için eşyalarını yerleştirdi. daha sonra abisine haber verip markete gitti. rafları gezerken elindeki sepete bulduğu lezzetli şeyleri atıyordu. bir anda elinden alınan sepetle yanına döndü ve gözleri kan çanağı olmuş seonghwa'yla karşılaştı. o anda kalbinin ağzından çıkacağını sandı, anında midesi çalkalanmıştı. ne yapacağını bilemeyip bir adımını geriye attığında seonghwa kolunu tutmuştu.

"yalvarırım konuşmama izin ver."

"beni bırak seonghwa, evine bebeğine karın-"

san henüz cümlesini tamamlayamadan seonghwa'nın yüzüne inen yumrukla çığlık atmıştı. yumruk atan kişi ise abisiydi. ne yapacağını bilemeden seonghwa'nın yanına çöktü. jongin hwa'nın yüzüne bir yumruk daha indirdikten sonra san ancak kendine gelebilmiş ve abisini uzaklaştırmıştı. jongin'i hiç bu kadar sinirli görmemişti. titreyen ellerini abisinin göğsüne vurduğunda jongin bir adım sendeledi. daha sonra kardeşinin gözlerindeki yaşları gördü. san hemen seonghwa'nın kanayan burnuna baktı. yaşlar yanaklarından süzülmüştü bile. sevdiği adamın burnunu cebindeki peçeteyı çıkarıp temizledi. jongin bir adım yaklaştığında san bağırdı.

"jongin yeter kötü de olsa onu seviyorum!"

"bir şey yapmayacaktım. insanlar tuhaf tuhaf bakıyor kalkın eve geçiyoruz."

seonghwa'nın koluna girip bedenini kaldırdı ve daha sonra eve geçtiler. seong kendini koltuğa bırakırken san da yanındaki koltuğa oturmuştu. jongin mutfakta yiyecek bir şeyler hazırlamakla meşguldü.

"boşandım san."

"bunu yapmana gerek yoktu."

"tamamen senin olabilmem için vardı."

"neden bana gelmeden önce yapmadın peki?"

"söyleyecek bir şeyim yok gerçekten haklısın. ama..."

kalkıp san'ın yanına oturdu ve elini küçüğün eline koydu.

"ben sana çok aşığım choi san."

san'ın kalp atışları anında hızlanırken bir şey demeden önüne döndü. seonghwa küçüğün elini alıp kalbine bastırdı.

"eğer ortada bebek olmasaydı o kadın çoktan hayatımdan çıkmış olacaktı ama velayet direkt ona geçeceğinden beklemek zorunda olacaktım. bana bebeği göstermeyecekti, defalarca tehdit etti. ne yapsaydım san? sevmediğim bi kadınla bi eve tıkılıp aklımda seninle ölse miydim? şimdi en azından bebeğimi görebileceğim ve artık tamamen seninim san. kalbim sana ait, hissedebiliyor musun?"

san elinin altındaki titreyen kalbi hisseder hissetmez seonghwa'ya olan tüm nefreti uçup gitmişti. yüzüne bakıp kanayan burnunu tam olarak temizledi ve dudaklarına uzanıp uzun, özlem dolu bir öpücük kondurdu. o sırada içeri giren jongin'i ikisi de fark etmemişti.

"of evimde sevişemezsiniz san."

san hemen geri çekilip abisine baktı.

"ikide bir yırtık dondan çıkar gibi ordan burdan belirmeye başladın valla korkuyorum senden."

jongin gülüp elindeki tepsiyi masaya bıraktı. birer kase tavuklu ramen ve birer kadeh şarap vardı.

"bu kombinasyonu çok mu düşündün beş saattir yoksun da?"

"sana ne be tarla faresi dilin pabuç gibi olmuş yemiyosan ben yerim."

seonghwa bu tatlı tartışma karşısında gülerken yüzü bir anda ekşimişti çünkü burnuna ağrı saplanmıştı. san endişelenince hiçbir şey olmamış gibi davranmıştı.

"dostum üzgünüm öyle acıtmak istemezdim ama san korkmuş görününce kötü bir şey yapıyorsun sandım."

"sorun değil hak etmiştim zaten."

"boşandın değil mi?"

seonghwa gözleri parlayarak onaylar şekilde kafasını salladı. san gülümserken jongin bebeğinin saçını okşadı.

"kardeşimi mutsuz edersen bu sefer çocuk ihtimalini de kaybedersin park seonghwa."

.
.
.


nasilsiniz beybiliboylarim?? bn cukk iyiyimmm sizden bir ricam olacak

hesabımda yine cok emek verdiğim 2 hikayem daha var, acaba okur musunuuz? bundan daha fazla emek vermeme ragmen az okundular cok uzgunum 🥺 optum kocamaann yorumlarinizi bekliyorum ve sizi çuk seviyorum 💕💕💕

i want you, daddy. 親 sanhwaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin