/ Kitabı yazdığımı tamamen unutmuşum🤦♀️ /
Sabah uyandığımda Pansy daha uyanmamıştı. Bugün çok mutlu ve enerjiktim. Dün gece aklımdan hiç çıkmıyordu. Sabah işlerimi halledip giyindim. Yüzüme hafif renk katacak bir makyaj yaptım. Saçlarımı dalgalandırdıktan sonra asa ve kitaplarımı alıp aşağıya indim. Tom'un yanında Mattheo'yu göremeyince yanına gittim.
Tom: Günaydın güzelim
Sara: Günaydın :)
Hayatımda ilk defa bir sevgilim olmuştu. Kendimi çok garip ve mutlu hissediyordum. O varken huzurluydum, heyecanlıydım.
Sara: Mattheo nerede?
Tom: Hala uyuyor. Derslerin başlamasına 45 dakika var. Bakıyorum da erkencisin bugün
Sara: Sen de öyle. Bugün derslerden sonra bir şeyler yapalım mı?
Tom: Tabi olur. Yasak ormana gidebiliriz.
Sara: Muggle'ların dünyasında bir yemeğe çıkabilirdik Tom.
Tom: Şey, tabi olabilir.
Tom'un yasak orman aşkını anlamıyorum.
20 dakika sonra Mattheo ile Pansy gelmişti. Bizi yan yana gördükleri için şaşırmışlardı. Önümüze oturdular.
Sara: Sonunda uyandınız ya
Pansy: İlk önce bir günaydın deseydin arkadaşım
Sara: Günaydın Pansy Günaydın Mattheo günaydın Tom. Ay sana günaydın demiştim zaten... Bir kere daha desem bir şey olmaz günaydın. Aslında bir şey açıklamamız gerekti-
Saçmalamalarımın ardından üçü de dikkatlice bana baktıklarında sustum.
Pansy: Evet?
Mattheo: BİLİYORDUM YA HAYIRLI OLSUN
Ne? Daha söylememiştim bile.
Sara: Tom sen mi söyledin?
Tom: Ne? Hayır.
Herkes birbirine bakıyordu.
Pansy: Sizden bir şey duymadık. Yan yana oturmanız, dün gece sözde "arkadaş" olarak yasak ormana gitmeniz ve Sara'nın az önce "açıklamamıZ gerek" demesi. Her şeyi açıklıyor zaten.
Gülmeye başladım. Ardımdan üçü de güldü.
Pansy: Sandığınızdan daha detaycı ve zekiyiz.
Sara: Belli
Gülüşerek kahvaltımızı yaptık ve ders saati yaklaştığında sınıfa girdik. Dersteyken Tom küçük kağıtlarda küçük tatlı notlar veriyordu. Tüm dersler bittiğinde Tom ile kütüphaneye gittik. Sadece oturup konuşuyorduk.
Tom: Muggle Dünyasında seni Restoranda götürebilirim.
Sara: Harika bir fikir. Hiç gittin mi?
Tom: Restoranda gitmedim ama dışarıdan gördüm.
Sara: Ben hiç gitmedim.
Uzun uzun konuştuk ve hazırlanıp çıktık. Muggle Dünyasına cisimlendik. Ben de Muggle Dünyasında büyümüştüm. Yetimhanede :). Restoran çok büyük ve tatlı bir yerdi. Bir masaya oturduk ve yemek söyledik. Buranın yemekleri çok güzeldi. Tom her saniye bana bakıyordu. O narin gözleriyle bana bakıyordu.
Sara: Çok güzel bakıyorsun...
Tom: Baktığım gözlerin güzelliği.
Hayranca ona bakıyordum. Konuşa konuşa yemeklerimizi bitirmiştik. Biraz yürüdükten sona tekrar okula cisimlendik. Hava kararmıştı. Slytherin Ortak Salonuna girdik ve oturduk.
Tom: Bu gece Pansy'i Mattheo'nun yanına gönderebiliriz sence, ne dersin?
Sara: Sormamız lazım
Tom birden ayağa kalktı ve elini uzattı. Nazikçe elini tuttum ve ayağa kalktım. Odaya gittiğimizde Pansy yoktu. Mattheo'nun odaya gittiğimizde ikisinin de birbirine sarılarak uyuduğunu gördük. Rahatsız etmeden oradan çıktık ve odaya gittik.
Tom: Sormamıza gerek kalmadı.
Sara: Öyle mi?
Toma karşı bir adım attım. Tom da bana doğru bir adım attı.
Tom: Öyle.
Nefesini boynumda hissediyordum. Yaklaştım ve küçük bir öpücük kondurdum. Eliyle belimi sardı. Ben ise bir elimi yanağına koymuştum. Uzunca öptü beni. Dudakları dudaklarımda huzurluydum.
Sara: Seni seviyorum
Tom: Ben de seni seviyorum
Yatağa uzandık. Gözlerimiz hala ayrılmıyordu. Elleri yine belimi sardığında yavaşça göğüsüne yaklaştım ve kendimi huzur dolu uykuya bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝒯𝒪𝑀 𝑀𝒜𝑅𝒱𝒪𝐿𝒪 𝑅𝐼𝒟𝒟𝐿𝐸 / 𝐓𝐡𝐞 𝐝𝐚𝐧𝐠𝐞𝐫 𝐢𝐭𝐬𝐞𝐥𝐟
Science FictionSara adındaki yetim kız, 11 yaşında mektup alır. Kısa süre içinde Hogwarts adındaki büyücülük okuluna kaydı yaptırılır. Seçmen şapkaya ilerler ve kafasına geçirir. Slytherin seçildiğinde bir çocuğun yanına oturur. Çocuk bunu tersler ve yanından kalk...