20.

16.2K 834 120
                                    

Deli oğlan bir hışımla odadan çıkınca şaşkın ve öfkeli adamları arkasında bırakmıştı. Levent ve arkadaşları da onun peşinden odayı terk ederken Aslan öylece orada kalmış içerideki garsonların ona korkarak bakmasını umursamadan sakinleşmeye çalışıyordu. Pek de başarılı olduğu söylenemezdi.

Eldivenli ellerini dağılmış saçlarına atıp geriye yatırırken derin bir nefes aldı. Aden'in nasıl da başkalarının yanında tenini sergilemiş olmasını kabullenemiyordu. Onu bilerek kırışı aklına geldikçe ne kadar büyük bir salaklık yaptığını şimdi daha iyi anlıyordu. Aden'in onu böyle her seferinde yerle bir edip geride bırakması, o zayıf bedenine rağmen bu kadar cesur davranışlar sergilemesine, ona karşı her kaybedişinde daha da aşık oluyordu adam.

Yanındaki garsonların şimdi farkına varıyormuş gibi çocuklara baktı. Ürkütücü sesiyle "Aden'in boynuna ne oldu?" diye sorunca çocuklar korkuyla birbirine bakmış sonra biri cesaretini toplayıp konuşmuştu.

" Çocuğu buraya getirdiğimizde birden deli gibi boynunu silmeye çalıştı. Sonrada kustu biz de bir şey anlamadık." dediğinde biri diğer çocuk çekingen bakışlarını Aslan'a çevirip "Şeyy öptü o adam çocuğu ondan oldu sanırım." dediğinde bu Aslan için son nokta olmuştu.

Hiçbir şey söylemeden odayı terk ettiğinde karşısına çıkan herkesi yok edecekmiş gibi olan bakışlarıyla çok korkutucu görüyordu. Yürürken cebinden çıkardığı telefondan kayıtlı numaraya tıklayıp kulağına götürdü.

"Nerede ?" diye sorunca karşı taraf hemen cevap vermiş Aslan bir şey söylemeden kapamıştı telefonu. Mekandan çıktığında Kemal'i arabanın başında beklerken görmüş hızlı adımlarla yanına gidip hemen arabaya binmişti. Kemal içeride olanları az çok öğrendiği için o da en az Aslan kadar delirmişti. Üstelik Aden'in orada çalışmasına sebep olduğu için de çok pişmandı.

Kemal, Aslan'ın ardından arabaya binmiş gideceği yere bir an önce ulaşmak için sabırsızlanırken arabayı çalıştırıp gaza bastı. Aslan yumruk yaptığı ellerine bakarken Aden'i düşünmeden duramıyordu. Az önce içeride duyduğu şeyle çocuğun yara olmuş boynu gözünün önüne gelince yumruğunu bir kaç kere önündeki koltuğa geçirmişti.

Kemal, Aslan'ın neden bu olaya bu kadar delirdiğini anlamıyordu. Bunu Aden'in onun hayatını kurtardığı için borçlu hissetmesinden dolayı yaptığını düşünüyordu. Yıllardır abisinin yanında hiç kimseyi görmediği için aklına Aden'e karşı duygusal bir şeyler hissedebileceği gelmiyordu.

"Aden nerede?"

"Abi bizim çocuklardan birini peşine taktım. Haber verecekler."

Aslan arabanın camını açıp gözlerini kapatarak derin nefesler aldı. Aden'in orada çalışmasını istemiyordu. Biliyordu onu bu şekilde rahatsız edip rahat bırakmayacaklarını. Tahmin ettiği gibi de olmuştu. Levent'e onu işten çıkartmasını gecenin sonunda uygun bir dille söyleyecekti ama bu şekilde olması onun da hoşuna gitmemişti. Levent'in güzel oğlanlara zaafının olduğunu biliyordu eğer bu gece Aden ona saygısızlık etmeseydi emindi ki Levent ona bağırır çağırır ama yine de kovmazdı. Aden'i üzeceğini bilerek kovulması için o kötü sözleri söylemiş yine kırmıştı sevdiği çocuğun kalbini ama o an Aden'i o işten çıkarması için en doğru zamandı.

Derin bir off çekip kafasını koltuğa dayadı. Birazdan yapacağı şeyler onu asla rahatlatmayacaktı en azında birazcık da olsa içinin ateşini alabilirdi. Onu tek rahatlatacak şeyin ela gözler olduğunu biliyordu Aslan.

Depoya vardıklarında Aslan hemen arabadan inmiş içeriye doğru yürümüştü. Yürürken ceketini çıkartıp Kemal 'e uzattı. Ardından gömleğinin manşetlerini yukarıya bir kaç kez katladıktan sonra belindeki silahı yerinde sağlamlaştırdı.

TENİ TENİME [BxB]Where stories live. Discover now