0.2

839 40 3
                                    

Şarkılar;Deli Divanenim-Ziynet Sali
Başa Sar-Ege Can Sal

Restoranın önüne geldiğimizde Barış arabayı valeye verip inmemizi söyledi.
Ah Eflall keşke sana uyup bu elbiseyi giymeseydim inşallah gün boyunca çekiştirmek zorunda kalmam.
İçeriye girdiğimizde rezervasyon yaptırdığımız masada Kerem'i gördüm ve hızlı adımlarla yanına geçip oturdum.

-Hey,hey,heyy.Kerem beey bu nasıl yakışıklılık böyle.Ateş ediyorsunuzz.
-Bana söyleyene bak,böyle bir elbisen olduğunu bilmiyordum her zaman ki gibi mükemmelsin.

Dediğinde abimlerde masaya gelmişti.
-Oo Barış kardeşim.Gene mükemmelsin.
-Eyvallah,eyvallah.
-Sizi bekleyene kadar öldüm valla ama değmiş gibi,kızlar gene mükemmelsiniiizz.
-Ben dedim bu kadar abartmaya gerek yok diye ama Eflal küserim konuşmama getirince mecbur kaldım.Hatta Eflal olmasa gelmiyordum bile.

Barış'a döndüğümde kaşlarını kaldırmış sorgulayıcı bakışlarıyla bana bakıyordu.Hemen Kerem'e döndüm.

-Sende bizi satmaya ne kadar meraklıymışsın Helin ya.Eflal olmasa yüzünü göremeyeceğiz herhalde.
-Yok Kerem'im ben seni görmeye gelirim.Diğer gereksizlere gerek yok.
Diyip güldüm.

-Öyle mi Helin?Dedi abim
-Sen beni hergün görüyorsun ne havalardasın ya.
Dedim.

-Sözüm başkalarına.
Barış;
-Beni kastettiğini bu kadar belli edemezdin.Anladık.
Dedi ve telefonuyla ilgilenmeye başladı.
Sadece göz devirdim.

Anla diye dedik zaten.Allah allah.
Eflal bana bakarken kahkahasını saklamaya çalışıyordu.Ben bu kızı öldüreceğim ya.

-Eflal sen bi benle gelsene.
Dedim.Çünkü kaldırmazsam kahkahayı basacaktı.
-Geleyim,geleyim.

Masadan uzaklaştığımızda beklenen olmuştu.Mal mal gülen Eflal ve onu öldürecekmiş gibi bakan ben.

-Komik birşey var mı gerizekalı?
-Birbiriniz ile uğraşmanız acayip komik valla.Kusura bakma Helin ama bu kadar belli edemezdin gerçekten.

-Eflal sence artık zamanı gelmedi mi?Şu zamana kadar içimde tuttum yeter.Söyleyeyim zaten olmayacağı belli.En azından denemedim demem.
-Dur şuan bir anda ciddileştik adapte olamadım.Ahhh,yani haklısın.Ama ben şöyle düşünüyorum.Ben birkaç gün nabzını yoklayayım.En azından ne cevap vereceğine hazırlanmış olursun.Okey misin?
-Tamam be ona da tamam!
-Hadi artık gidelim çünkü biz gitmezsek Apo ya da Kerem gelecek.
-Offff tamam.

Yavaş adımlarla masaya doğru ilerlediğimde abimin Kerem'in yanına geçtiğini ve boş olan tek yerin Barış'ın yanı olduğunu gördüğümde abime öldürücü olduğunu düşündüğüm bakışlarımı yollayarak Eflal'e döndüm.
-Eflall buraya sen geç ben kendi yerime geçeyim.
Abicim hadi nanay geç yerine.
-Ya kızım geç otur işte birşey konuşuyoruz şurda.

Kulağına fısıldayarak;
-Senin böyle yapmaman gerek bir tane zaten vardı iki oldunuz şimdi abi ya.

Diyerek Barış'ın yanındaki sandalyeye geçtim.Bir yanımda Eflal bir yanımda Barış.Oh ne güzel bir üçgen böyle.Eflal'e dönüp kısık sesle;

-Kızım geçsene abinin yanına,beni utandırmak ve strese sokmak için elinizden geleni yapıyorsunuz valla.
-Ya sus otur işte.
Eflal'in kolunu çimdikleyip gruba döndüm.

-Siparişleri versek mi artık?Konuşmanız bittiyse.
Dedim abimlere doğru.
-Hıhı bitti bitti.Ayrıca sana bir haberim var artık Kerem de biliyor dedi.

Barış;
-Şu gruptaki herkesin bildiği ama benim bilmediğim şey ne çok merak ediyorum dedi.
-Anlatmak isteseydim anlatırdım,dedim.
-Helin bana söylememene çok kırıldım.Malum kişiyle aynı anda mı söyleyecektin.
-Sen şuan sus sonra konuşalım.Ortam uygun değil,dedim kaşlarımla Barış'ı işaret ederek.
-Tamam tamam.

görmezden ; barış alper yılmaz Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ