Oops! Questa immagine non segue le nostre linee guida sui contenuti. Per continuare la pubblicazione, provare a rimuoverlo o caricare un altro.
Hyunjin her yerde küçüğünü aramaya başlamıştı, farklı sınıflara hatta lavobalara baktı fakat bir türlü onu bulamadı.
Aklına erkek arkadaşının üzüldüğünde gittiği bir yer geldi, çatı.
Çatıya çıkıp gökyüzüne bakarak babasıyla konuşmayı sevdiğini biliyordu. Bu yüzden hızlı adımlarla çatıya çıktı.
Çıktığında Seungmin'i görmüştü, tahmin ettiği gibi gökyüzüne bakıyordu ama bu sefer gözleri ağlamaktan kızarmıştı.
"Prenses?"
Hyunjin, küçüğüne seslendi ama Seungmin tepki vermedi.
Ardından büyük olan prensesinin yanına oturdu ve onu kendisine çevirerek gözyaşlarını sildi.
"Artıkağlama, güzel bebeğimin ağlamasınıistemiyorum."
Seungmin'in dudakları titredi daha çok ağlamak istiyordu, Hyunjin ise küçüğüne güven verici bir şekilde sarıldı.
"A-ağladığım içinözür dilerim."
"Özürdilemene gerek yok prenses, sakin ol tamam mı?"
Küçük olan karşısında ki bedenin göğsüne kafasını gömdü ve sakinleşmek için onun kokusunu içine çekti.
"Beni babanla tanıştırmaya ne dersin?"
Birbirlerinden ayrıldılar ve Seungmin gözyaşlarını silerek gökyüzüne baktı.
"Merhaba baba, seni biriyle tanıştırmakistiyorum. Bu erkek arkadaşım Hyunjin, umarım erkeklerden hoşlandığım için bana kızmazsın. Onu çokseviyorum, beni çok mutlu ediyor. Seni çoközlüyorum baba ama Hyunjin bununla başa çıkmama yardım ediyor, o benim hep yanımda."
Seungmin'in hıçkırıkları arasında söyledikleri şeyler büyük olanı da duygulandirmisti. Bunu dinlemek Hyunjin için acı vericiydi, neredeyse ağlayacaktı.
-Flashback-
"Ağlamaoğlum."
Bay Kim, Seungmin'in gözyaşlarını silmek için dizlerinin üstüne çöktü.
"B-beni cezalandırıyor."
Karısının oğlunu ses yaptığı için oyuncaklarla oynamasına izin vermediğini biliyordu.
"Bunun için ağlamana gerek yok Minnie."
Babası Seungmin'i kucağına alarak sırtını ovuyordu. Daha sonra kapının çarpma sesini duydu, karısının sarhoş olduğu için yüzünde ki ağır makyaja baktı.
"Haneul, neden o kaltakla ilgileniyorsun?"
Bay Kim, karısının dediği şeye yüzünü buruşturmuştu.
"Ona öyle deme."
"Ben onun annesiyim, istediğimşeyi derim."
Seungmin tekrar ağlamaya başlamıştı, Haneul ise daha fazla dayanamayarak oğlunu da alarak kendilerini odaya kilitledi. Çünkü oğlunun daha fazla annesini bu şekilde görmesini istemezdi. Karısı ise bir yandan bağırıyor bir yandan kapıya vuruyordu.
"Yah! Seni piç kurusu, buna nasılcüret edersin?! Ah lanet olsun sen zaten iyi bir baba değilsin!"
Karısının dediği şeyler Bay Kim'in canını acıtıyordu ama yine de oğlunun yanında güçlü kalması gerekti.
-Son-
~~~~
"Bay Kim, ben Hyunjin. Merak etmeyin oğlunuz benimleyken güvende."
Seungmin'e dönerek onun yanağına hafifçe dokundu büyük olan.