𝐁𝐋𝐎𝐎𝐃 // ⍟𝐒𝐇𝐔𝐍𝐓𝐀𝐑𝐎 𝐂𝐇𝐈𝐒𝐇𝐈𝐘𝐀⍟

3

Oyun çıkışında ne yapacağımla ilgili bilgim olmadığı için etrafı incelemeye başladım.

Elenen kişiler neredeydi?

O iki adama sorsam söyleme ihtimalleri yüksekti.

Onlara yetişip konuşmaya başladım...

Mitsumi:Burasıyla ilgili bilgi verebilir misiniz?

Aguni:Ne zaman geldin?

Mitsumi:Bu oyundan yaklaşık on beş dakika önce.

Aguni:Sahil'e gel her şeyi anlatalım.

Adamın bu dediğiyle kısa sürelik düşünmeye başladım...

Daha onları tanımıyordum. Onlarla bilmediğim bir yere gidemezdim.

Mitsumi:Teşekkürler, kalsın.

Dedim ve oradan uzaklaştım.

*5 GÜN SONRA*

Beş gün geçmişti ve benim burasıyla ilgili bilgim artmıştı.

O ilk günkü adamın dediği yeri bulmak istiyordum.

Sahil dediği yeri araştırmaya başladım.

O iki adamın da kolundaki bileklikleri fark etmiştim.

Arada dışarıya çıkıp insan var mı diye bakıyordum.

Bir kaç kere insan görmüştüm ama onlar hem o adamlara göre bakımsız hem de bilekliksizdi.

Bugün yeni bir oyun alanına gidip o bilekliklilerden var mı diye gözleyecektim.

Girişte bekleyip girenleri gözetleyecektim. Eğer o bilekliklilerden varsa oyun bitimine kadar bekleyecektim ve sonra da takip edip Sahil'in ne olduğunu öğrenecektim.

***

Yeni oyun alanı bulmuştum ve girişinde köşede öylece bekliyordum. Ne olur ne olmaz diye yanıma girdiğim alışveriş merkezinde bulduğum bisikleti de almıştım ama biraz uzağa koymuştum onu.

O iki adam yine oyuna giriyordu ama yanlarında bileklikli birileri daha vardı.

Sarı saçlı olan beni fark etmişti ama çok takmamışa benziyordu.

Oyun bitimine kadar burada bekleyecektim.

Sıkılmamak için bir kütüphanedne aldığım kitabı yanımda getirmiştim.

Yere oturdum ve kitabı okumaya başladım ama asıl dikkatim etrafımda ne olup bittiğindeydi.

***

Yaklaşık üç saat olmuştu ve ben yanıma aldığım kitabı bitirmek üzereydim.

Bir kaç kişinin çıktığını görünce ayağa kalktım ve biraz daha belli olmayacak şekilde kenara geçtim.

Bir arabaya biniyorlardı.

Onlar arabaya daha binemeden bisikletle kenardan dolaşıp onların biraz ilerisine geçtim ve beklemeye başladım.

Arabaya yetişemeyeceğimi bilsem de takip edebildiğim kadar edecektim.

Araba ilerlemeye başladığında zaten onların ilerisinde olduğum için biraz daha rahattım.

***

Yaklaşık on dakika geçmişti ve araba biraz önümde kalıyordu.

Aşşırı yorulmuştum bu yüzden biraz durup arabayı izlemeye başlamaya karar verdim.

Sanırım Sahil denilen yer şuan tam karşımdaydı.

Bu yüzden daha fazla arabayı takip etmedim.

Zaten çok yorulmuştum.

Arabayı hızlı sürmemelerine rağmen o kadar on dakikalık sürüş yormuştu.

Biraz olduğum yerde oturdum ve sonradan tam kalkmış Sahil'e doğru gitmeye karar vermiştim ki kafama yediğim darbeyle yere yığıldım.

***

Gözlerimi açtığımda garip denilebilecek bir odadaydım.

Duvarda kart resimleri vardı ve bir kaç tanesinin üstü çizilmişti.

Kafam çok sızlıyordu.

Karşımda azrail gibi dikilenlere baktığımda uzun kıvırcık saçlı adam konuşmaya başladı.

Şapkacı:Böyle karşılamamız için üzgünüz. Sahil'e hoşgeldin!

Adama kısa bir süreliğine ne diyorsun sen bakışı attım sonra da diğerlerine baknaya başladım.

O iki adam da buradaydı.

Böyle yakalandığıma inanamıyordum.

O kadar koşmuştum.

Şapkacı:Sana kurallardan bahsedeyim-

Mitsumi:Ha? Ne saçmalıyorsun sen.

Şapkacı:Buranın da kuralları var.

Mitsumi:Ben gidiyorum.

Dedim ve ayağa kalktığım gibi kolumdan bir kaç kişi tutup beni geri oturttu.

Şapkacı:Buraya geldiğine göre kurallara da uymak zorundasın...

Mitsumi:Mitsumi.

Şapkacı:Evet Mitsumi... Burada olduğuna göre...

Ve ben düşünmeye başladım. Bu Sahil dedikleri yeri hiç böyle tahmin etmiyordum.

Şapkacı'nın beni uyarmasıyla irkildim.

Şapkacı:Beni anladın mı Mitsumi?

Mitsumi:Evet.

Şapkacı:Yani seni üst düzey üye yapacağız ilk gelenlerden olduğun için.

Mitsumi:O neye yarıyor?

Şapkacı:Dinlediğine emin misin?

Mitsumi:Yok dinledim ben, dalgınlığıma geldi sadece.

Şapkacı:O zaman kurallara geçelim... Mayo giymek zorunlu.

Mitsumi:Ne!?

Şapkacı:İhanet eden ölür.

Ölür mü..?

Oyunlarda ölüm olduğunu yeni öğrenmişken burada da ölüm olduğunu öğrenince bir tırsmıştım açıkçası.

Hiç güvende olamayacak mıydım?

Şimdilik bu kadardı... Umarım beğenirsiniz. Bir yazım yanlışım varsa lütfen kusuruma bakmayın, söyleyin düzeltirim. İyi okumalar, iyi günler...