§• Bölüm°3

325 32 94
                                    


•••

Müziğin gürültülü tınısı, ciğerlere dolan iğrenç alkol kokuları ve sıkıcı geçen bir gece.

Jungkook, eline aldığı içki bardağıyla yanında oturan Jimin'e kısa bir bakış atmış sonrasında tüm içkinin boğazından geçmesine izin vermişti.

Partiye geldiklerinde en arkada bulunan masaya Beta ile beraber geçmiş ve dans eden insanlara boş gözlerle bakmışlardı. Jimin bazen Jungkook'u yalnız bırakıp Alfasıyla takılıyordu. Bazen de Jungkook'u zorla dansa kaldırmaya çalışıyordu.

"Ben Yoongi'nin yanına gidiyorum."

Jungkook'un cevabını dinlemeden oradan ayrılmıştı.

Partinin sonlarına yaklaşıyorlardı fakat insanlar azalmak yerine artmaya devam ediyordu. Jungkook şimdiye kadar ne kadar içtiğini bilmiyordu ama dönmeye başlayan başıyla fazla aldığını anlayabiliyordu.

Bardağında kalan son yudumuda kafasına dikip, sandalyesini ayaklarıyla masadan uzaklaştırıldı.
İyice terlemeye başladığını hissediyordu ve gürültülü ortam ağrıyan başı için hiç iyi gelmiyordu.

Masadan kalkarak sersem adımlarla balkona doğru yürümeye başladı. Jimin'in ne tarafta olduğunu bilmiyordu. Zaten bunu pek umursadığı da söylenemezdi.

Dans eden insanların arasından geçerken çarpmamak imkansızdı. Arada o birilerini ittiriyor yada başkaları onu ittiriyordu. Bir kaç kere düşme tehlikesinin ardından merdivenlerin başına geldiğinde yavaşça çıkmaya çalıştı. Yukarıda, aşağıda olduğu kadar fazla kişi bulunmazdı.

Alkol her saniye biraz daha kanına karışıp onu hızlıca sarhoş ediyordu.

Arada soluklanma ihtiyacı ile durduğu merdivenle sonunda çıkmayı başarmış ve her adımında da alkol kokusundan uzaklaşmıştı. Duvarların kenarında utanmazca öpüşen çiftleri umursamadan balkona gelebilmişti.

Gittikçe boğuklaşan ses ile kafası biraz da olsun rahatlamıştı.Korkuluklara doğru ilerleyip, rüzgarlı havanın saçlarını uçurmasıyla birlikte derin nefes almıştı.
Hâlâ terliyordu fakat soğuk hava ona iyi gelmişti.

Şehir ışıkları olduğu gibi gözlerinin önündeydi. Arada gözleri kayıyordu ve görmekte zorluk çekiyordu. Bir kaç kere gözlerini kırpıştırıp sıcaktan terlediği için yakasını çekiştirdi.

Arkasından teras kapısının sesini duymuş fakat hiç oralı olmamıştı. Tanıdık gelen keskin ve ağır kokudan kimin geldiğini az çok tahmin edebilmişti.

Taehyung.

Bugün onu sabah hariç hiç görmemişti. Üzerinde siyah bir gömlek ve siyah bir pantolanla duruyordu. Gömleğin ilk iki düğmesinin açık olması, omeganın gözlerinin oraya kaymasına neden olmuştu. Alfanın gerçekten kaslı bir bedeni vardı.

Jungkook ona bakarken, Alfa da onu inceliyordu. Beyaz bir gömlek ve yırtık mavi pantolonu ile gelmişti. Omeganın her zamanki hali.

İkisi de birbirini süzerken orta yolda çarpışmıştı gözleri.

Jungkook sarhoşluktan dolayı yerinde duramazken, Alfa onun aksine gayet iyi durumdaydı.
Omeganın, kızarmış yanakları ve Bayık bakışlarıyla sarhoş olduğu her halinden anlaşılabilirdi.

"Neden buradasın?" Jungkook kayık cümlesini umursaman konuşmuştu. Şuan Alfayla hiç kavga edecek havasında değildi. Ve neden burada olduğunu öğrenmek istiyordu.

"Jimin gönderdi." Derken yavaş adımlarla omeganın yanına doğru yürüyordu.

Jimin geri döndüğünde masada arkadaşını göremediği için daha yeni gelmiş olan Taehyung'u fark edip Jungkook'u araması için görevelendirip tekrar oradan uzaklaşmıştı.

Enemy | Taekook (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin