𝟎,𝟐 𝐭𝐞𝐬𝐚𝐝𝐮𝐟

85 12 10
                                    

27 Nisan, Perşembe༄

Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.


27 Nisan, Perşembe༄

Ruhumda yeşeren bir kaç dal yeniden yaşadığımı hissettirmişti. Daha da yeşermesini istediğim bu dalların bir sarmaşığa ait olmamasını diliyordum; bir sarmaşığa ait olmasınki nefes aldığımı hissettiğim o an, yeniden beni boğan bir ele dönüşmesinler. Baharın gelişi olan kiraz çiçeklerinin açmasını diledim, bu dallarda.

Ellerimi cebime yerleştirerek adımladığım kaldırımda, aldığım derin nefes ile biraz olsun sakinleşmeye çalıştım. Ama aldığım nefesin her seferinde yaşamamın hakkım olmadığını hissttirircesine boğazımda oluşturduğu yumru, gözlerimden bir kaç damlanın daha süzülmesine sebep olmuştu. Her gün sarsılarak çıktığım o evden yine kaçar adımlarla uzaklaşıyordum. Han nehrinin kıyısında ilerlerken evden yeterince uzaklaştığımı farkettim. Ardından karşı caddeye geçerek çoğu restoranın açık olduğu kaldırımda ilerlemeye devam ettim. Biraz ilerlememin ardından sağ tarafımda kalan parka girdim. Boş olan salıncağa yerleşerek yavaş yavaş sallanmaya başladım. Kısa süreli düşüncelerim arasında, bir anda sırtımda hisstiğim el ile ayaklarım daha da havalandı. Ardından arkamı döndüğümde 'onu' gördüm.

Üstünde bulunan önlükte hemen arkamızda bulunan kafenin adı yazıyordu, bir eliyle beni sırtımdan itmişken diğer eliyle de yarısına kadan geldiği sigarayı tutuyordu. Sallanan salıncağı durdurarak ayağa kalktığımda içi dolu olmayan bir samimiyetle konuşmaya başladı. "O günkü güçlü alkışın için." Beni hatırlıyor olabilirdi, benim de gördüğüm yüzler hafızamdan kolay silinmiyordu. Elindeki sigarayı dudaklarına getirerek derince çekti ardından sağına dönerek dumanını dışarı verdi. Hala ayakta dikiliyor olmam ve susmamdan dolayı konuşmasına devam etti. "Tiyatrodan bahsediyorum. Yüzümde farklılık yaratacak bir kostüm giymediğimi hatırlıyorum." Kurduğu cümle ile birlikte işaret parmağını yüzüne doğrultru. "Hatırlıyorum, oyununuz etkileyiciydi. O günkü güçlü alkışımın sebebi de buydu." Hepsi buydu, hepsi oyunun bu kadar etkileyici olmasıydı.

Adımlayacağım sırada az önce yüzüne doğrulttuğu parmağını alnına götürerek konuştu. "Alnın kanıyor." Elimi alnıma götürdüğümde kurumaya yeni başlayan kan elime bulaştı. Annem ile ettiğimiz kavga sonucu bana fırlattığı şişenin duvara isabet ettiğini sanıyordum. Duvardan fırlayan bir kaç cam parçasının alnıma geldiğini farketmemiştim. Cebimde olan, en son ne için kullandığımı bilmediğim peçeteyi çıkartarak yaranın üstüne bastırdım. "Teşekkür ederim." Teşekkürümün ardından yanından geçerek parkın çıkışına ilerleyeceğim sırada hırkamın kapüşonundan tutmasıyla durmak zorunda kalmıştım. "Böyle hallolacağını sanmıyorum, iltahaplanabilir." Elinde olan sigarayı yere atarak ayak ucuyla ezdi. Ardından az önce tuttuğu kapüşonumdan çekiştirerek, önlüğünde yazan kafenin yan kapısına doğru sürüklemeye başladı. "Çekiştirmeyi bırakabilir misin?" Bırakmasının ardından arkama geçerek ilerlememi bekledi.

theatre, park sunghoon [ara verildi]Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt