Sona Yaklaşıyoruz -1

252 16 7
                                    

Mesajın kimden geldiğini hala bulamamıştık. Aslında bu bizim için çocuk oyuncağı olurdu. Bir kaç tanıdık arar anında ücreti mukabilinde buldururduk. Bu sefer öyle olmamıştı ve bu ister istemez bizi kuşkuya hatta telaşa götürmeye başlamıştı. Öyle olmadığını söylesek de ikimizde içten içe biliyorduk. Erdem son çare olarak babasına gitmeye karar verdi. İkimizde bunun en iyi hamle olmadığını biliyorduk ancak tek çaremiz ne yazık ki buydu.

Arabanın içerisinde yaklaşık iki saattir Erdem'in gelmesini bekliyordum. Radyodan çalan şarkılarla çok da zor olmamıştı ve araçta düşünme fırsatım olmuştu. İşin özünde arkadaşlarımı özlüyor yokluklarını çekiyordum ama  onları benim gibi büyük bir tehlikeden de kurtarmıştım. Ahu'yu da kurtarmak istiyordum ama ayrılırsak daha da kötü olabilecek gibi geliyordu. İtiraf etmeliyim ki şu an duygularım olduğunu ve kaybetmekten korkmak hissini oldukça fazla hissediyordum. Mesajı atanı bulmak ve ondan kurtulmak sonra da Ahu ile mutlu bir şekilde devam etmek istiyordum. Tabi bunlar sadece istek. Hayat istediklerimizi kolayca vermiyor. 

Telefonum çalmasıyla irkildim. Arayan Erdem'di .

"Alo. Hala arabadaysan in ve hemen eve gel. Çalışma odasındayız."

"Tamam." arabadan inerek kapıya doğru yürüdüm. Evleri çok büyüktü ve koyu renklere boyanmıştı. Tam hayalimdeki ev olmasa da ona en yakın evdi. Kapıda duran takım elbiseli uzun boylu adam kapıyı açtı. Etrafı inceleyerek içeri girdim. Uzun zamandır bu eve gelmemiştim. Çalışma odasının önünde kaslı ve iri bir adam vardı. Kafasıyla selam verdikten sonra kapıyı açtı. 

Odaya adım atmamla Erdem'in babası ve Erdem'in bakışları bana döndü. Babasının yüzü sinek kaydı tıraşlı, yaşına göre oldukça iyi ve gergindi. Üzerindeki takımın özel tasarım olduğu çok uzaktan bile fark edilebilirdi. Her şeyi planlı programlı bir adamdı ve duyduğuma göre sağlığına dikkat edip düzenli spor yapıyordu. Vücudunun fitliğinden bu anlaşılabilirdi.

Erdem'in babası eliyle bana sandalyeyi işaret etti ve elindeki su bardağını önündeki masaya bırakarak geriye yaslandı. Yavaşça sandalyeye oturdum ve bakışlarımı Erdem'e çevirdim.

"Biraz araştırma yaptık. Bu numaradan her kim bu mesajı attıysa çok güçlü olmalı."

"Yani bulamadık mı?"

"Bulamadık ama bu mesajı atan illa ki tekrar ortaya çıkacaktır."

 "Bu iş hiç istemediğimiz kadar yoracak gibi duruyor."

Erdem kafasını yukarı aşağı sallayarak onayladı. Erdem'in babası :

"Dikkatli olmalısınız çocuklar. Elinizde silahlar ve korumalar var. Bu kadar zaman benden gizli de olsa beraber bir sürü iş yapmışsınız. Eminim ki bunu da halledersiniz. Aklınızda bir plan varsa yapın, başarırsanız güzel ama başaramazsınız çok şey kaybedersiniz. İkiniz ayrı ayrı değil. Biriniz diğerinin kaybedişini izler. Bu size en büyük ceza olur. Hedef sensin Doruk. Senden intikam almak isteyen biri Erdem'e zarar verebilir. Ya da Erdem sen Doruk hedefken yanında olamazsan Doruk zarar görebilir. Hamlenizi iyi yapın. En önemlisi de birbirinizden başka kimseye güvenmeyin."

İkimizde kafa sallayarak söyleneni onayladık. Erdem oturuşunu düzelterek

"Teşekkürler baba. İzninle biz çıkabilir miyiz?"

"Çıkın."

Ayağa kalkarak kapıya doğru yürüdük, yaklaşınca Erdem benim içim kapıyı açtı ve çıktık. Kapıdan çıktıktan sonra derin bir nefes aldım. 

"Of Erdem of."

"Of Doruk cidden of."

Arabaya doğru yürürken telefonuma gelen mesajla beynim durdu ve o an ne hissettiğimi hiç hatırlamıyorum. Erdem'in koluma girip bana destek olarak beni arabaya kadar götürdüğünü hatırlıyorum. 

"Ne oldu? Doruk bana bak." sağ eliyle ortalama bir hızda yanağıma vurdu. Mesajı görmesi için telefonu uzattım. Yine bilinmeyen bir numaradan Ahu'nun sandalyeye bağlı olduğu bir fotoğraf gelmişti.

Bilinmeyen Numara: **FOTOĞRAF**

Bilinmeyen Numara: Selam Doruk. Barda arkadaşlarınla eğlenmiyorsan bize katılmak isteyebilirsin. Çünkü burası çoooooook eğlenceliiiiiii :) Hem sevgilinde seni özlemişş. Tabi buraya gelmek için bizi bulman gerek. VE BENİM CANIM ÇOK SENİNLE BERABER OYUN OYNAMAK İSTEDİ. Ne dersin bu oyuna var mısın?

"Ben bunu bulduğum yerde öldüreceğim."

"Önce bulmamız lazım." dedim derin bir nefes alarak.

"Ne oyunundan bahsediyor bu?"

"Anlamadım ki. Ver cevap yazayım." Erdem'den telefonu aldım ve mesaj yazmaya başladım.

Doruk Göksel: Ne oyunu? Neden bahsediyorsun? Ahu'yu bırak ben seninle ne istiyorsan yaparım.

Bilinmeyen Numara: Öyle heyecanı olmaz ya. Ahu ve ben bekliyoruz. Sana bilmecelerim var eğer ki hepsini doğru bulabilirsen bizi bulursun. Kabul mü?

Doruk Göksel:  Tamam kabul ediyorum.

Bilinmeyen Numara:   Eli kan oldu faninin. Kurtarmasa ölüyordu civcivim.

Erdem ve ben mesaj görünce aniden birbirimize baktık ve ne tür bir olayın içine düştüğümüz düşüncesi beni tamamen germeyi başarmıştı.

Tutsak (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin