11-"Jeon Jungkook, ilk yenilgisini Park Jimin'e karşı tattı."

1K 110 144
                                    

1k olmusuz sizi severim ben 😭💗💗
merhaba askolar
cok kufur ettiniz bana biliyorum ve bu bolum de cok sovucekmissiniz gibi geliyo ama sovmeyin 40 DERECE SICAKTA DERSHANEYE GITTIM COK SINIRLIYIM ve bolumu goz ucuyla kontrol ettim yazim yanlislarim varsa affedin!!💗

loui'nin sarki onerisi: my you, Jungkook

#

"Eller yerde! Hazır!" diyip düdüğü çalan hakemle Jungkook'un haftalardır hazırlandığı o maç başlamıştı. Topu alan orta oyuncularıyla anında hücuma geçmişlerdi. Karşı takım beklenenden düşük performans gösteriyordu. Oldukça yavaşlardı. Jungkook'un duruma sevinmesi gerekirdi değil mi? Ancak Jungkook hiç olmadığı kadar kötü hissediyordu.

Jimin gelmemişti. Maçtan önce ona geleceğine dair söz veren Jimin'i gelmemişti. Tribüne göz gezdirdi. Tribünde pankartlar açılmıştı, üzerlerinde Jungkook'u ve takımı destekleyen yazılar yazarken kampüsten bazı kızlar çığlık çığlığa Jungkook'un adını sesleniyordu. Ne acıydı ama, Jungkook'un aklı sadece Sarışının'daydı.

Tribüne göz gezdirdiğinde ne Jimin'i ne arkadaşlarını görememişti. Yaklaşık dört yüz kişinin izlediği maçta görememe ihtimalinin çok düşük olduğunu biliyordu. Bu yüzden araya girdiklerinde aramayı düşündü-

"JUNGKOOK! TOPU ALSANA APTAL NE YAPIYORSUN ORADA DİKİLEREK?" koç yüksek sesle bağırdığında Jungkook başını sallayarak kendisine geldi. Topu filesinin içine alarak rakip takımın kalesine koşmaya başladı. Önüne çıkan savunmayla topu yan tarafta oynayan Minghao'ya fırlattı. Minghao, çevik bir hareketle rakibi atlattıktan sonra tamamen boşta ve kalenin önünde olan Jay'i gözüne kestirdi.

"Hop! Hop! A top neredeymiş?" diye rakip takımın oyuncusuyla alay ederken topu Jay'e fırlattı ve Jay topu filesine alır almaz kaleye gönderdi. Hakemin sesi duyuldu, "Jeonbuk 1, StreetWar 0!"

"Tabi göremezsin topu ezik! Bu oyunla nasıl finale kaldınız ayol!" dedi Minghao rakibin yanından geçerken. Bunu duyan rakip oyuncu Minghao'ya küfür savurduğunda Minghao gülerek orta sahaya ilerledi. Topu ortaya daha koymamışken zil sesi çaldı ve takımlar ara aldı. Takımların ara almasıyla Jungkook soyunma odasına koştu. Dolabındaki çantasından telefonunu çıkarttı. Başındaki kaskı ve eldivenleri de çıkarttığında Jimin'i aradı ve beklentiyle telefonun çalmasını bekledi.

"Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor."

Jungkook gelen sesle kaşlarını çattı ve bu kez de Jimin'in arkadaşı Taehyung'u aradı. Taehyung'un ve Hoseok'un numarasını ne olur ne olmaz diyerek Jimin'e ulaşamadığı zamanlarda kullanmak için almıştı. Taehyung'un telefonu ise iki kere çaldıktan sonra meşgule atıldı. Bir boklar dönüyordu. Ve Jungkook ne olduğunu anlayamıyordu. Hoseok'u aradı bu kez. Hoseok'un telefonu birkaç kez çaldıktan sonra açıldı.

"Hyung Tanrı'ya şükür! Neredesiniz?"

"Jungkook.. Biz maça gelmedik." dediğinde Jungkook'un gözleri şaşkınlıkla aralandı. "Ama söz vermişti Jimin. Bir şeyi mi var? Hasta mı? Bana neden haber vermedi-"

"Jungkook ben bir şey yaptım." dedi Hoseok sesindeki pişmanlıkla. Jungkook kaşlarını çattı, "Ne yaptın hyung?"

"Jungkook ben.. Dün akşam Jimin'lerle buluştuğumuzda Jimin seninle olanları anlattı. Sana bazı şeyler itiraf edeceğini ve sana aşık olduğunu söyledi." Jungkook'un duyduklarıyla ağzı kulaklarına vardı. Ancak bu gülümseme çok kısa sürmüştü, Hoseok lafına devam etti. "Ben de eğer aşık olduysa senin iddiayı kazandığını söyledim. Ve Jimin'in iddiadan haberi yokmuş." Jungkook'un yüzündeki gülümseme solarken göğüsü sıkıştı. "Hyung ne-"

The Bet ↬JikookWhere stories live. Discover now