15.10 Kördüğüm

63 8 2
                                    

"Amta Parkı olayının faili kalp krizi geçirerek hayatını kaybetmiş bulunmaktadır. Ş.G.K. komitesi altında bulunan Muhafız Timi ise diğer olayların faillerine en kısa zamanda ulaşacaklarını açıkladı." 30/Ocak

"Kusem müzesinin açılışında meydana gelen olaylarda on iki şüpheli de etkisiz hâle getirilmiştir." 18/Mart

"Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan on iki şüphelinin dava dosyası kapanmıştır. Şehirde meydana gelen güvensizliğin bir daha meydana gelmeyeceğini  yineleyen Şehir Güvenlik Kurulu elim olaylarda hayatını kaybedenlerin ailelerine  tekrar taziyelerini bildirdi."  20/ Haziran

"Sorun yok efendim."

Konuşan polisi dinlemeyi es keseceğim an sözleriyle olduğum yerde kalakalmıştım.

"Hiçbirinin yaşamasına izin vermeyeceğiz."

Bir Muhafız Timine mensup olan birinin bunları söylemesine inanamazken efendim diye hitap ettiği kişinin suçluların infaz edilmesi emrini veren olduğu açıkça belliydi. Suçluları adalete teslim etmek varken neden birileri öldürülmelerini isterdi ki ? Suçlu sanılanlar gerçek suçlu değildi. Peki buna benim gibi kaç kişi inanıyordu.
Hiç kimse.

Ya da işi başaramadıkları için öldürüleceklerdi. Belki ilk tutuklanan suçluyu da onlar öldürmüştü. Yakalanma endişesi ağır basarken merdivenlerden aşağı inmeye başladım. Bodrum katta kimsenin olmaması beni rahatlatmıştı. Loş ışık sanki daha temkinli yüremem için bir uyarı niteliği taşıyordu. Şuan da beni burada ilerleten şey uslanmaz merakım ve cesaretimdi. Yavaş adımlarım hiç olmadığı kadar temkinliydi. Duyduğum iniltiyle çantamın kolunu daha sıkı kavradım. Bir anlığına durakladım. Sırtını duvara yaslamış ne yapacağını bilmez halde etrafına bakınan genç adamı fark ettim. İçimde ki esrarlı korkuyu dizginlemek adına birkaç adım geriledim. Bu adam mutlaka suçlulardan biri olmalıydı. Ya da rehin alınmış biri olabilirdi.

Muhafız Timin de ki komutanların tüm rehineleri kurtardıklarını hatırlamamla karşı karşıya kaldığım gerçek ürpermeme sebep oldu. Şuan da bir suçluyla aynı ortamı paylaşıyor olabilirdim. Hayır bu  ihtimal değildi. Karşımda ki kesinlikle suçlulardan biriydi. Daha önce de aynı ortamı paylaşmıştım ama bu suçlu diğerlerinden farklıydı.
Sessiz olmaya çalışarak çıkardığım fotoğraf makinesine kendimi siper ettiğim duvarın köşesinden bir kaç tane fotoğraf çekmeyi başardım. Sözde suçlunun ayağa kalktığını gördüğümde fotoğraf makinesini aceleyle çantama koyup ses kayıt cihazını çıkarıp avuçlarımla kıyafetimin arasına gizledim. Onların suçlu olmadıklarını düşünsem bile bu suçlu olmadıkları gerçeğini değiştirmiyordu. Şuan ki fikrim Efza'nın sözlerine de destekliyordu.

Bir an çekip gitmek aklıma gelse bile haftalardır araştırmış olduğum olayların sadece bir tane failiyle  karşılaşmış olsam dahi hedefe giden yolda bir adım daha ilerleme isteği ağır basmıştı. İkimizden başka birinin daha varlığını hisseder gibi olurken etrafa bakındım. Işıklandırmaların son bulduğu yere uzunca baktım fakat kimseyi görememiştim.  Suçlulardan biri olsaydı şuan da beni çoktan etkisiz hale getirmiş olurdu. Zaten karanlıkta birini seçip ve görebilmek büyük bir yetenek gerektiriyordu.

Eğer iznim olmadan varlığımın farkına varırsa beni kendisi için bir tehdit olarak görebilirdi. Temkinli adımlarla gizlendiğim duvarın ardından çıktım. Şimdi tamamen görüş alanımda duran adamın çok genç olduğunun farkına vardım. Yirmi yaşının başlarında olmalıydı. Göz göze geldik.
Kızarmış olan gözlerinden bakışlarımı çekemedim. Bir adım gerileyerek fısıltıyla karışık sert bir sesle konuştu.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Oct 13, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

RUH SAĞNAĞIWhere stories live. Discover now