7

721 97 12
                                    

~Günümüz~

    Yoongi sonunda yerden güç aldı ve ayağa kalktı. Jimin'in kolyesi hala elindeydi. Şarkı sallanırken ses çıkartıyordu. Yavaş yavaş odada dolaşmaya devam etti. Bir süre yatağın üzerindeki kana kilitlendi. Gözleri doldu. Ellerini yavaşça kurumuş kanın üstünde gezdirdi. Onu hissetmek istedi. Ama hissettiği tek şey ölümdü.

    Titrerken gardolabı açtı. Jimin'in kıyafetlerini izledi. Yoongi'nin aksine dolabı renk renkti. Beraber aldıkları mavi tişörtü çıkarttı ve yavaşça kokladı. Kokladıkça ağladı. Sonra tişörtü yerine bıraktı. Araştırmasına devam etti. Odada şüpheli hiç bir şey yoktu. Kolyeyi cebine soktu. Kıyafeti de giderken almak için komodinin üstünde bıraktı.

    Yan taraftaki odaya girdi. Jimin'in fotoğraf odasıydı burası. Fotoğraflar iplere asılmıştı. Odanın içindeki kırmızı ışıksa odayı her zaman aydınlatırdı. Yoongi titreyerek kırmızı ışığı kapattı ve odanın ışığını açtı. Fotoğraflarda göz gezdirdi.

   Çoğunda Yoongi vardı. Jimin kimilerini gizlice çekmişti: uyurken, bir şeyle ilgilenirken, gülerken ya da film izlerken... Kimileriniyse beraber çekinmişlerdi. Gülümseyerek odada dolaştı.

    Ama son fotoğraflar kaşlarını çatmasına sebep oldu. Hızla fotoğrafları ipten çekti ve dehşetle baktı. Üstünde ölüm tehditleri yazan bir not, Jimin'in kanla boyanmış bir resmi, kafası koparılmış kanlı bir oyuncak bebek...

     Elleri titremeye başladı. Bu fotoğraflar çok korkutucuydu. Peki o fotoğraflardaki şeyler nerdeydi? Bu evin içinde olmalıydı. Tabii, Jimin atmadıysa... Belki katille ilgili bir şey bulabilirdi. Evi aramaya devam etti. Her ne kadar canı yanıyor olsa da, Jimin'i ondan alan kişiyi bulmalıydı. Bunu Jimin'e borçluydu.

CİNAYET / YOONMİNWhere stories live. Discover now