Voleybolcu | Yarı Texting

45

Merhabalar,
nasılsınız?
Bizimkilerin tatiline mini bir bölümle devam edelim 🌞

Boynuma batan şeyler yerimde kıpırdanmama sebep olduğunda kapalı gözlerimi de hafifçe araladım. Güneş ışıkları hafiften odanın içini doldururken , batan şeylerin Bedirhanın sakalları olduğunu idrak etmem bir kaç saniyemi almıştı.Fark edip gülümsediğimde ellerim boynuna çıktı hemen.

"Böyle uyanmak çok güzelmiş." dediğimde öpücük konduran dudakları gerilmişti.

"Bence sık sık tekrarlamalıyız." bir kaç kere daha öpüp geri çekildiğinde yüzlerimiz çok yakındı. Mavi gözlerini bu kadar yakından görmeyi seviyordum.

"Hıhım" burnunu burnuma sürttüğünde tamamen uysal bir kedi gibi hissediyordum. Direkt yanaşıyor ve mayışıyordum.

"Saat dokuzu geçiyor. Fazla uyumuşuz."

"Ciddi misin?" soruma başını sallayarak cevap verdi. Hava kararmıştı ama aydınlıktı da.

"Bence bugünü yatarak değerlendirebiliriz." boynuna doladığım kollarımla kendime çektiğimde tamamen üstüme düşmüştü. Ağırlığı altında ezileceğimi hesaplayamamıştım. Dirseklerini hemen yatağa yaslayıp üzerimde ki ağırlığını hafifletti.

"Napıyorsun yavrum sen böyle? Acıdı mı ?"

"Bir an ağırlığı hesaplamadım. Sarılmak istedim."  gülüp yüzüme yaklaştı. "Yatsana şöyle, ağırlığın yatakta olur zaten."

Yine ensesinden kendime çektiğimde, başı boynuma gelecek şekilde uzandı. Omuzlarına sarkan ellerimle hafif sarıldığımda , üzerimde ki hafif ağırlığı fazlaca huzur veriyordu.

Bir kaç dakika geçmişti ki Bedirhan yerinde duramamış ve yataktan kalkmamıza sebep olmuştu. Üzerimde ki bikinimi düzeltip çıktığımda cam kapının kenarında durmuş telefonuyla uğraşıyordu. Ne yapsak sorusuna havuza girelim biraz serinleriz cevabı verdiği için yataktan sürüne sürüne kalkmıştım.

Yaklaşıp koluna başımı yasladığımda telefonda ki gözleri bana değdi. Kapatıp cebine attığında keyfimde fazlaca yerindeydi. Ben varken dikkatini sadece bana veriyordu. Mecbur olmadığı sürece ne telefona ne de başka bir şeyle oyalanmayı tercih etmiyordu.

"Yataktan çıkmamak için surat asana bak, yüzünde güller açıyor." gülerken diğer yandanda dışarı doğru yürümeye başladık.

"Seni görünce keyfim yerine geliyor işte." yandan gülerek baktığında şezlong kısmına gelmiştik. "Güneş kremi sürmeme gerek kalmamasıda etkili olmuş olabilir."

"Sevmiyor musun?" şezlongların yanında ki yere telefonunu koyup bana döndü.

"Zulüm gibi geliyor. Sür sür bitmiyor bi de mecbur sürmek lazım yani."  yüzümü buruşturduğumda tam karşımda geçip gülüşünü devam ettirdi.

"Bana hiç zulüm gibi gelmiyor biliyor musun? Ben zevkle sürerim sana, getir." Cümlesinin ardından yanağıma büyük bir öpücük bıraktığında, eli de belimde ki yerini bulmuştu yine.

"Hım?" mırıldanıp ona doğru biraz daha yanaştım. "Ama şansına küs , güneş yok."

Eli sırtımda dolanmaya başladı. "Olsun güzelim bak gün batımı var, güneş ışınları var. Zararlı."