eposide 9

2.1K 320 1.3K
                                    

Selena Gomez - Same Old Love

instagram: roenvia

200 vote 1000 vote. Satır arası yorumlarınızı okuyor olacağım.


Jeon ailesiyle geçirdiğim birinci hafta oldukça hızlı geçmişti. Koskoca malikanede hâlâ gezmediğim odalar ve görmediğim yerler olsa da alışmaya çalışıyordum. Değişik kurallara sahip olan bu köklü ailede rekabet her şeyden önce gelirdi. Patrick beyin tüm oğulları ve torunları fazlasıyla çalışkan ve baskın karaktere sahipti. Mükemmelliyeçi yapıları ve kariyer hayatlarını her şeyin üstünde tutmaları taktire şayandı. Yaklaşık 20 hizmetlinin bulunduğu bu malikanenin işinin bitmesi imkânsız gibi gözüküyordu. Odamı toplamama bile izin vermeyen hizmetliler arı gibi çalışıyordu. Birdenbire değişen hayatıma ayak uydurmak deveye hendek atlatmaktan daha zordu.

"Lisa bana tuzu uzatır mısın?" diye sordu Jisoo gülümseyerek.

Başımızda dikilen hizmetliler benden önce davranıp tuzu uzattıklarında minnetle gülümseyerek karşılık verdim. Bugün kahvaltı masasında sebebini bilmediğim bir gerginlik hâkimdi. Çatal bıçak sesleri tüm evde yankılanırken tam karşımda Jisoo, yanımda ise ablam vardı. Jungkook masanın en köşesinde babasıyla yan yana oturuyordu ama gözlerini benden ayırmıyordu.

"Duyduğuma göre Lisa okula başlayacakmış," dedi Patrick bey gülümseyerek. "Mimarlık okuduğunu bilmiyordum."

Tam ağızımı açıyordum ki Jungkook araya girdi. "Modellik Lisa'ya göre değil. Kariyerine mimar olarak devam edecek. Hem bizim şirkette staj yaparak kendini geliştirir."

Ablam bu habere sevinmiş olacaktı ki gülümseyerek karşılık verdi. Patrick bey başını olumlu anlamda salladı. "Tıpkı Karina gibi."

"Aynen," dedi Jungkook başını sallayarak. Aynı zamanda yüzüme bakarak gülümsüyordu. "Aranan mimarlar ayağımıza geldi."

Gözlerimi kısarak kimse görmeden dil çıkardığımda Jungkook gülmeyi sürdürerek başını iki yana salladı. Tanrım bu adamın mizah seviyesi beni çılgına çeviriyordu. Aniden gelen cesaretle, "Karina nerede? Onu hiç görmedim." dediğimde masadaki tüm gözler bana çevrilmişti. Utançla başımı öne eğdim. "Yanlış bir şey sorduysam özür dilerim."

"Hayır yanlış değil," dedi Patrik bey. "O biraz kendi başına kalmayı sever. Odasında kahvaltı yapıyor."

"Odası nerede?" diye sordum.

"En üst katta," dedi Taehyung. "Daha fazla soru sormazsan iyi olur."

"Ne kadar kaba bir dile sahipsin abiciğim?" dedi Jungkook ima ile gülümseyerek.

Taehyung gözlerini devirdi. Benden haz etmediğini biliyordum. Ona kalırsa Jennie ve benim bu evde kalmam saçmaydı.

Sana araya girdi. "Büyükbaba, biz Yoongi ile birkaç gün tatile gitmeyi planlıyoruz. Tabii iznin olursa."

"Şu an iznim yok," dedi Patrick bey. "Şirket işleri bu kadar yoğunken Yoongi'nin tatile gidecek zamanı yok."

"Pekâlâ ben, Jennie, Jisoo, Lisa ve Rose gideriz," dedi Sana başını sallayarak. "Paris için bir sürü biletim var. Madem beyler çalışıyor, biz kız kıza tatil yaparız."

"Rüyanda mı?" diye sordu Yoongi salatayı dudaklarına götürürken.

"Nedenmiş?" dedi Sana.

"Gerek yok," dedi Jungkook kaşlarını çatarak. "Dışarıda havuz var, şezlong var. Canınız sıkıldıkça yüzebilirsiniz."

eucalyptus flower Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin