2

740 45 21
                                    


ᰔᩚ

üzerimde bana ait olmayan bir ceket, yüzüme esen sert soğuk rüzgar ve bana sarılı olan kollarla beraber; güvende hissediyordum.

ama her halükarda, bana sarılı olan kollar yakın arkadaşıma değil, kalbimin ritmini yaptığı her harekette değiştiren adama ait olsaydı, daha huzurlu olurdum.

içim çıkana kadar ağlamama sebep olan o olsa bile, durum böyleydi.

kalbime söz geçiremiyordum.

"bana sorarsan, bir sevgilisi yok ve o attığı hikaye..." sonlara doğru sesi kısıldı ve devam etti. "hadi ama, ne düşündüğümü sende biliyorsun, lily."

"louis, kimse yüzüstü bıraktığı bir kimseye gol ithaf etmez. " omuzlarımı sarılı olan kollarını ittirdim ve ondan uzaklaştım.

ayağa kalktım ve tüm barselona'yı ayaklarıma seren manzaraya baktım.

büyülenmemek elde değildi.

"o seni bıraktıktan sonra konuşma şansınız oldu mu hiç?"

aklıma gelen şeylerle gülmeden edemedim. "ulaşmayı denedim, tabii her yerden engellenmiş olduğumu bilmeden."

"siktir..." diye mırıldandığını duydum louis'in ama duymamış gibi davrandım.

küfürden hoşlandığım söylenemezdi ama görmezden gelebilirdim.

"yani, anlayamıyorum," adım seslerini işittim ve çok geçmeden yanımda belirdi. o da benim yaptığım gibi manzarayı izliyor, bana bakmadan konuşuyordu.

"siz ikiniz, iyiydiniz. yani, bir çift gibiydiniz ve bu basit bir takılmaca değildi. anlıyorsun beni değil mi?" dedi ve yüzünü bana çevirdi.

"seninle kameralara gözükmekten çekinmedi. bir hafta boyunca tüm magazin sayfaları sizi konuştu." diyerek güldü. "hatırlamıyorum deme sakın bana."

omzuna vurarak, "tabii ki hatırlıyorum. ama düşündüğün gibi değil hiçbir şey. pablo," uzun zaman sonra adını anmak bile kalbimin teklemesine yetmişti.

derin bir nefes aldım, "pablo her zaman biraz umursamazdı."

"umursamazdı kısmını düzeltelim," dedi ve çimenlerin üzerine oturdu. "o senin dışında olan şeylere karşı umursamazdı."

"şöyle konuşmayı bırak, bana boş yere umut vermekten başka bir şey yapmıyorsun louis."

ben onun etrafında daireler çizerek yürürken o rahatlıkla, "umut vermiyorum, düşüncelerim bu yolda." dedi.

"o düşünceleri doğru yola koy o halde," sinirle devam ettim. "çünkü almışlar başlarını, madrid'e doğru gidiyorlar."

ellerini çırparak kahkaha atmaya başladı ve "şakaya bak hele!" diye bağırdı. "nereye gidiyorlardı, bir daha söylesene?" dediğinde dizine hafif bir tekme savurdum.

acıyla inledi ve, "cinderella'yı evine bırakma zamanı gelmişte, geçiyor." diye mırıldandı huysuzca.

o an irkildim ve evde beni sabırsızlıkla bekleyen ailemin varlığını tamamiyle unutmuş olduğumu fark ettim.

"louis, bittim ben. annem defalarca aramıştı beni."

cebinden yeni çıkardığı telefonuna göz atarken o da, "benim de sevgilim binlerce mesaj atmış, bu sefer ben de bittim galiba.." diye mırıldandı.

"bu olaylı geceyi de burada bitiriyoruz o halde." dedim ve arabada ki yerimi aldım. o da çok geçmeden şoför koltuğuna oturmuş, evime doğru yol almıştı.

tabii, bu olaylı geceyi atlatmış sayılırdım. fakat önümde, benim tahmin edemeyeceğim kadar olaylı günler beni bekliyordu, bilmiyordum; yaşayacaktım.


ᰔᩚ

bu bolum biraz gecmise inelim istedim

Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.

bu bolum biraz gecmise inelim istedim

diger ki bolum olaylara girisiyoruz, hazir olunn😼😼😼

deep, pablo gaviWo Geschichten leben. Entdecke jetzt