| 33 |

352 58 41
                                    

Hatalar varsa affola. Keyifli okumalar. 


(Yazardan)


Karaduman Ailesinin büyük ve geniş evine giden yol sessizlik içinde geçti. Ne Karmen konuştu ne de İzgi. Evin önüne geldikleri an İzgi direkt arabadan indi. Ağır adımlarla evin ön bahçesine giren İzgi'nin arkasından bakmakla yetindi Karmen. 

Bir an sonra başka bir araba durdu. Rengin biraz tedirginlikle arabadan indi. Olay çıkmasını istemiyordu.

"İzgi bir dakika önce eve girdi," diyerek gözleriyle evin giriş kapısını gösterdi. Rengin'in gözleri sevinçle parladı. Ellerini birbirine vurdu.

"Çok iyi haber! Demek kalmayı tercih etti."

"Evet."

"Gitmeni istemiyorum dedin yani?"

Gözlerini devirdi Karmen. Yandan sırıttı.

"Evet," dedi soğuk sayılabilecek sesle. 

Rengin, ablasının böyle bir hamle yapmasını beklemiyordu. Tamam, Karmen'le detaylı bir şekilde konuşmuşlardı ancak huyunu bildiği için açıkça kalmasını istemez, gururu ağır basar sanmıştı. Bu kez yanılmıştı.

Çanta ipini omzuna asarak ablasına doğru yürüdü fakat onu teğet geçerek korumanın açtığı kapıdan içeri girdi. Arkasına bile bakmadan hızlıca yürüyordu. İzgi'ye kocaman sarılmak istiyordu. Onu eve bırakan Güzay'a dönüp bakmadı bile.

"Vay vay!"

Duyduğu sesle arkasına dönmekte gecikmedi Karmen. Onun hâlâ burada olduğunu fark etti. Güneşli bir gündeki parlak gökyüzünü andıran mavi gözlerini tanıdık yüzde sabitledi. 

Ellerini yavaş yavaş birbirine vurarak alkış tutuyordu Güzay. Aynı yavaşlıkla yürürken yine aynı yavaşlıkla başını aşağı yukarı sallıyordu. Dudaklarını pek de iyi niyetli olmayan bir gülümsemeyle yukarı kıvırdı. Ellerini bedeninin yanlarına indirdi.

"Burnundan kıl aldırmayan Karmen Karaduman'a bak sen. Hani şu kimseler için gururumu geri plana atamam kafasındaki Karmen Karaduman."

Çok hafiften, alnı ve kaşlarında kendini belli eden mağrur bir ifade oluşmaya başladı fakat Güzay'a göre sinir bozacak derecede ifadesiz duruyordu.

"İsteyince nasıl da gitme diyebiliyorsun. Koca bir hayatı egondan bir adım öte gidemeyerek geçireceğini sanıyordum. Aslına bakarsan halen öyle sanıyorum ancak en azından bu kez adım atabilme özelliği kazanmış gibisin."

Kaşlarını ve dudaklarını alaycı tavrına eşlik etmesi için büktü. Karmen'in gözleri de önce kaşlarına sonra dudaklarına kaydı. Güzay bir an durdu ve bir zamanlar çok sevdiği mavi gözlerin nereye baktığını fark etti. İstemsizce yutkundu. Başını biraz geri attı. Haddinden fazla yakın olduklarını düşündü fakat aralarında üç adımlık mesafe vardı.

Karmen o yutkunuşu gözlerinden kaçırmadı. Bir etki edebildiğini görmenin hazzıyla dudağının sağını kıvırdı ama bir saniye içinde bu kendini beğenmiş bir gülümsemeye döndü.

Birbirlerinin gözlerine bakmaya başladılar. Güzay garip bir şekilde tedirgin hissederken Karmen gayet rahat hissediyordu. Güzay'ı halen etkisi altına alabildiğini düşündü ancak bu düşüncenin üstünde fazla durmaya niyeti yoktu.

Kumral kaşlarını çattıkça çattı Güzay. "Susmaya yemin mi ettin?" diye sordu. Karmen'in susması canını sıkıyordu. Konuşmasını istiyordu.

"Billur sesimi duymayı çok özledin belli," dedi. Güzay yüzünü buruştururken inadına gülümsedi. Bu gülümsemenin altında nefret duruyor gibi görünüyordu. En azından Karmen'in anladığı buydu. 

HATIRA KASIMPATI  (GxG)Where stories live. Discover now