"Haydi yoobin topu bana at abicim , bak sana o kadar kek yaptım ,o yüzden topu bana at"
"Hayır yoobin bana at sen ,bak seninle o kadar gezdim dolaştım o yüzden topu bana at"
"Ya sen niye hemen müdahale ediyorsun ya yoobin bana atıcak topu , değilmi abicim "
"Asil sen müdahale edip yoobinle benim arama girme yoobin bana atıcak topu , degilmi abicim "
Jungkook derin bir of çekti. Sabah piknik yapmaya evlerinin az ötesindeki parka gelmişlerdi ,karınlarını doyurmuşlar şimdide top oynuyorlardi . Daha doğrusu oynayamiyorlardı çünkü top yoobinin eline geçmişti ve jin ile jimin kavga ediyorlardı top için , yoobin ise bir türlü topu kime atacağını bilmiyordu.
Yoobin son bir kararla topu jine attı . Bunun üzerine jin zafer kazanmış bir şekilde kahkaha atıp topu deliğe attı ve böylece oyun son buldu. Jimin ise hemen küsmüş taklidi yapmaya başladı.
"Öyle olsun yoobin , Öyle olsun sen bir daha bana jimin abi gel gezelim beraber dersin."
"Ama jimin abi-"
"Boşver yoobincim ben seni gezdiririm " jin olduğu yerde debelenip kahkaha atmaya devam ederken jiminin telefonu çalmaya başlamıştı, biraz ilerdeki bankin yanina doğru gidip telefonu çıkarttığında arayanın yoongi olduğunu gördü ve hızla açtı telefonu ve konuşmaya başladı;
"Alo "
"Alo , nasılsın sevgilim " yoonginin kalbi duracaktı , daha sevgili olmalarina bile inanamazken birde jiminin kendisine sevgilim demesi onu fazlasıyla heycanlandiriyordu .
"İyiyim sevgilim , sen nasılsın ne yapıyorsun "
"Bizimkilerle pikniğe geldik , oyun oynuyorduk ."
"Hm anladım " cok klasik bir konuşmaydı ve bunu iki tarafta farkediyordu . Ama umursamiyorlardı nede olsa hayat böyle şeyleri umursuyacak kadar uzun değildi.
Jimin yoongiye hayatı boyunca alıp alamayacağı en güzel hediyeyi vermişti. Ve bu hediye jimin için geri dönüşü olan bir hediye olmuştu.
Şayet sevgili oldukları ilk günden beri jiminin kapısında çicekler ve marka hediyeler eksik olmuyordu.
Jimin bu durumdan rahatsız olsada içten içe mutlu oluyordu .
Yoongi onun ilkiydi bircok konuda ve bu jiminin ek olarak daha fazla utangaç ve yaptıkları her şeyde daha bir heyecanlı olmasını sağlıyordu. Onceden bir deneyimi yoktu çünkü.
Kisa konuşmalarının ardından arkadaşlarının yanına dönen jimin imalı bakışlara maruz kalmıştı. Jungkookun yüzünde şerefsiz bir sırıtış vardı ve jin de hafif kıkırdamalarını durdurmaya çalışıyordu. Neden böyle yaptıklarını da bilmiyordu alt tarafı telefonla konuşmuştu umursamadı ve önüne döndü . Her zamanki arkadâşlariydi işte.
...................................................................................................................................
"Yürü git mia " Taehyung üstüne çıkmaya çalışan sekteterini bıkkın bir ifade ile itmişti. Sekreteri artık haddini fazlaca aşıyordu . Taehuyngun kendisiyle ilişki yaşması ona özgüven veriyordu. Sirketin sahibi gibi davraniyor ve her fırsatta taehyung ile yakınlaşmaya çalışıyordu. Haliyle taehyung da itiraz etmiyordu.
Ama uzun bir süredir Taehuyngun kendisinden uzaklaştığını görüyordu bu yüzden günlerdir taehyunga yaklaşmaya , onu azdirip kime ait olduğunu kanıtlamaya çalışıyordu. Fakat taehyung bunu umursamıyor ve mia danda eskisi gibi etkilenmiyordu.
Ve bunun sebebinin jungkook olduğunada adı kadar emindi. Jungkook ile ilk birlikteliğinden beri sadece onunla oluyor ve başka kimse ile bir yakınlaşma içerisine girmiyordu , daha doğrusu giremiyordu çünkü jungkookdan aldığı hazı başka kimsede bulamıyordu.
