- 29. Bölüm 👣 - Final

232 28 78
                                    

Duydukları silah sesiyle hepsi arkasın döndü. Karşılaştıkları manzara ise kan gölünün ortasında yatan bir Kai olmuştu.

Hoseok kucağındaki Ahnjong'u indirip gence doğru yavaş adımlarla yaklaşmaya başladı. Seokjin, küçük kızın ellerini sıkı sıkı tutup, diğer eliyle gözlerini kapattı.

" Kai..." diye mırıldandı Hoseok, gencin yanına ulaştığında" Ne yaptın sen?"

Gençten bakışlarını bir türlü ayırmıyordu.
Bu sırada Yoongi'de Hoseok'a doğru adımlamaya başladı. Kai'yi donuk bakışlarla izleyen diğer gençlere döndü.

" Siz gidin. Biz size yetişiriz."

Namjoon'a doğru çevirdi bakışlarını. Mesajı alan Namjoon önce Jimin'in omuzlarından tutup onu bir kaç adım geri çekti.

Jimin'in hareketlenmesi ile diğerleri de hareketlenmeye başladı.

Yoongi ve Hoseok, Kai'nin başında yanlız kaldıklarında, elini Hoseok'un omzuna koydu Yoongi.

" Onu yoldan kaldıralım."

Bir süre öylece durdu Hoseok. Ardından başını onaylar şekilde salladı.
Yoongi, genci kucağına alırken, Hoseok ' ta silahını aldı eline.

Sonunda yolun kenarına yatırdılar genci. Hoseok elindeki silahı gencin baş ucuna bırakıp bir süre baktı.

" Sen çok iyi bir arkadaşsın Kai...." dedi gencin başını okşarken.
" Eminim, Bomgyu sana sahip olduğu için kendini çok şanslı hissediyordu."

Çömeldiği yerden kalkıp Yoongi'nin koluna girdi. İkili bir süre genci kol kola izlediler. Ardından boş yolda kol kola yürümeye başladılar.

Hoseok başını Yoongi'nin omzuna yaslarken gözünden bir kaç damla yaş süzüldü.

Bir süre yürümeye devam ettiler. Yürüdüler, yürüdüler ve yürüdüler. Sonunda kalabalığın sesi kulaklarını doldurmaya başladığında başını Yoongi nin omzundan kaldırdı Hoseok.

Az ötede barikatı geçmeye çalışan yüzlerce insanı izledi. Hepsinin dilinden dökülen yalvarışları dinledi.

Sonra barikatın bu tarafına geçmeye çalışan insanlara baktı. İçeride onları neyin beklediğini bilmeden askerlere dil döküyorlardı.

Yoongi ve Hoseok'un bakışları birbirini buldu. Yoongi, elini Hoseok'un saçları arasında gezdirip gülümsedi.

" Bitti..." diye fısıldadı. " Artık bitti."

Hoseok'un yüzünde de bir gülümseme belirdi o an. Başını Yoongi'nin omzuna yaslayıp sıkı sıkı sarıldı. Yoongi saçlarının arasına bir öpücük bıraktığında gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı.

" Gitmiyor muyuz? "

Duydukları ses ile ayrıldı ikili. Namjoon ve diğerlerinin onları gülümseyerek izlediklerini gördüklerinde onlarında yüzünde ufak bir tebessüm belirdi.

" Gidelim." diye yanıtladı Namjoon'u, Hoseok.

Birlikte kalabalığı yararak ilerlemeye başladılar. Hoş... Onları yara bere içinde gören herkes kalabalığı kendiliğinden yarıyordu zaten.

Bitik, yorulmuş, kirli ve tükenmiş haldeydiler. O zombilerden pek farklı gözükmüyorlardı.

Kalabalık, barikata kadar yarıldığında adımlarını devam ettirdiler. Hepsi hıçkırık ve göz yaşları eşliğinde sonunda barikata ulaştığında askerlerden biri koca bir çığlık attı.

" Komutan Jung!! Oğlunuz ve kızınız hayatta!!"

İşte Hoseok için zaman o anda durmuştu. Kalabalığın bağrışları, yerini sadece bir kulak çınlamasına bıraktığında, görüş açısına kendisine koşarak gelen babası girdi.

Parazitler / SOPE 🌟Where stories live. Discover now