1. Bölüm DEMİR SARUHANLI CEHENNEMİ

1.3K 52 21
                                    

Merhaba arkadaşlar yeni hikayemizle yeniden buradayım.

Bu hikayede cinsellik ve şiddet içeren unsurlar vardır. Bu kitapta Deva'ya psikolojik olarak şiddet uygulanması asla tasvip etmediğim bir şey. Hiçbir kadın değersiz görülmeyi, şiddete maruz kalmayı asla hak etmez.

Ama gerçek hayatta malesef ki kadınlara uygulanan fiziksel ve psikolojik şiddet hiç bitmiyor. Buna istinaden böyle bir kitap yazmayı istedim.

Sevmenin sadece dokunarak değil, uzaktanda mümkün olabileceğini analatan güzel bir hikayemizin başındayız. Sizde benimle beraber bu yolculukta kendinizden belki de bir parça bulabileceğiniz bir kitap olsun istedim.

Bu kitap, her türlü şiddet gören ve sevgiyi hiç tatmamış kadınlara armağan olsun.

Hadi başlayalım.

BEĞENİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYINIZ.

2022 TEMMUZ

Zaman hızını alamazken bizi bir bilinmeze sürüklüyordu. Aldığım yaraların sarmalanması imkansız olsa da arabanın arkasında oturan oğlum Miran sayesinde bir nebzede olsa hayatımın akışına devam ediyordum. Huzursuzdum.

Onun beni yeniden yakalama ihtimali içimi kemiriyordu. Huzursuzluğumdan etkilenen Miran elindeki uyku oyuncağına sıkı sıkı sarılmış ve ağzından bırakmadığı emziğini emiyordu.

Gözlerimi dikiz aynasından ayırarak yeniden yola odakladım. Normal gideceğim yolu es geçerek bilmediğim dar sokaklara dalıyordum. Mobeselere yakalanmamak için girdiğim dar yollar beni epeyce zorlamaya başlamıştı. İzimi kaybettirmem gerekiyordu. Çukurlu yollar arabayı hafifçe sallarken, girdiğim sokağa kuşkuyla göz gezdirdim. Sessiz sokak derin bir nefes almamı sağlarken arabayı yavaşça kaldırım kenarına park ettim. Derin bir nefes alarak başımı bir dakikalığına direksiyona yasladım.

Başımın ağrısı gittikçe çoğalırken, artık ağrı kesiciler bile iyi gelmiyordu. Yavaşça başımı direksiyondan kaldırarak dikiz aynasından Mirana baktım. Araba koltuğunun içinde şaşkın gözleriyle etrafa bakınıyordu. Arabayla gezmeyi çok seviyor ve asla sesini çıkartmıyordu. Sokak lambasının cılız bir şekilde gözlerine vurması onu rahatsız etmiş olacak ki gözlerini ovaladı. Çocuğun, o lanet adam yüzünden uyku düzeni de bozulmuştu.

Arabadan dikkatle inerek yeniden etrafa göz gezdirdim. Issız sokakta yankılanan köpek sesi beni bir an tedirgin etse de hemen toparlandım. Saat gece yarısına yaklaşmışken herkes evlerinde aileleriyle, kendi dertlerindeydi. Önümde duran beş katlı apartmana baktım yavaşça... arkadaşım İzel'in, teyzesinin eviydi burası.

Onun beni İzel'in yanında bulacağını biliyordum. O yüzden İzel'den mobese olmayan bir ara sokakta arabasını almıştım. Şimdilik burada daha güvende olabilirdim. Tam iki gün önce İzel ile beraber ayarlamıştık bu planı ve şimdilik bir aksaklık olmamıştı. İzel'in adresini biliyordu ve beni orada hemen bulurdu. Çünkü başka gidebileceğim bir yer yoktu. Ama İzel'in teyzesine gidebileceğim aklının ucundan bile geçmezdi. Çünkü İzel'in teyzesini tanımıyordu bile.

Allahtan kendi arabamı değil de, İzel'in arabasını almıştım. İzel'e sorarsa arabasının tamirde olduğunu söyleyecekti ve beni mobeselerden de bulamayacaktı. İki günde yapılmış bir plan ancak bu kadar olabilirdi.

Ondan kaçmak benim hayatımın rutini olmuştu artık. Her fırsatı değerlendirmeye çalışsam da çoğu kez yakalanıyordum. Ama bu sefer olacaktı. Bu sefer beni bulamayacaktı. Kendimi ve Miranı onun karanlığına mahkum etmeyecektim.

Arabanın arka kapısını açarak araba koltuğunun içindeki Miranı dikkatle kucağıma aldım. Bebek çantasını da omuzuma astığımda, yavaşça arabanın kapısını kapattım. İçimdeki o tedirginliği daha atamamıştım. Beni her seferinde bulan adamın bu sefer bulmasını istemiyordum. Hayatımdan defolsun gitsin istiyordum. Ama gitmiyordu, takıntılı manyak.

SENİNLE BİR DAKİKAWhere stories live. Discover now