Perişan mı pişman mı

2.5K 21 3
                                    

—açıklama—
Herkese merhaba, upuzun bir aradan sonra.
Yazmaya tekrar başlıyorum, umarım daha iyi ve istikrarlı bir şekilde devam eder.
Yazmayı pek bilen biri değilim bir önceki hikayemi okuduysanız ne kadar saçma bittiğini görmüşsünüzdür ama bu hikayeyi yeniden alevlendiriyorum ve daha iyi bir şekilde yazmaya çalışmaya söz veriyorum. Bana zaman ayırıp oy verdiğiniz ve yorum yaptığınız için çok teşekkür ederim yorumların hepsi beni çok mutlu ediyor. İyi veya kötü!
Hoş buldum.

Kelimeler, çok sihirli ve güçlü. Ne kadar can yaktığını ya da ne kadar mutlu ettiğini bilemezsin. Unutmak ise çok korkutucu ve güzel. Korkutucu çünkü zamanında neyin seni üzdüğünü hatırlamıyorsun; güzel çünkü, neyin seni bu kadar üzdüğünü hatırlamıyorsun!

Söylediği kelimeler bir an olsun aklımdan çıkmıyordu. Sırtımda bir ağrı hissediyordum. Taşıyamayacağım bir yük gibi.

Asansörden çıkmadan evvel çantamdan bir peçete buldum ve bacaklarımı temizledim, elbisemi düzelttim, saçlarımı bir iki şekil verdikten sonra hazırdım. Zevk almanın vermiş olduğu bir rahatlık vardı üzerimde o ise çok soğuktu buz gibiydi ama bedeni onun aksine sımcıcacıktı biliyordum çünkü güç almak ister gibi serçe parmağını tutuyordum. Bunu bazen yanlışlıkla ya da bilerek yapıyordum. O ise hiç sesini çıkarmıyor halinden memnun gibi gözüküyordu. Biraz çocuk gibi hissediyordum ama bir serçe parmak bile beni güvende hissettirmeye yetiyordu.

Bir şey söylemem gerekiyor muydu? Ya da ne söyleyebilirdim? 'Bazı şeyler son, bazı şeyler de yeni başlıyor gibi hissettiriyordu.' Çok tuhaf.

Topuklularımın sesi mahalleyi inletiyordu. Biraz rahatsızdım ama iyi ki kalın topuk tercih etmiştim. Yoksa yuvarlanır giderdim.

"Bir şey söylemem gerekiyormuş gibi hissediyorum."

Şaşkınlıkla başımı ona doğru çevirdim hızlı bir şekilde, bu hız; önümdeki taşı görmeyip bileğimi hafifçe burkmama sebep oldu.

"Hoopp, kızım yürüyemeceksen giymeseydin bu ne!"

Son anda beni yakaladı ve kolumdan tuttu. Güç alarak doğruldum.

Gözlerim dolu. Neden doldu anlamadım.

O da bunu fark etmiş olacak ki "Acıdı mı canın?" Diye sordu.

"Cık."

"Bağırdım diye mi? İstemeden oldu. Düşeceksin sandım. Neden hassassın bu kadar?"

Dolan gözlerim kendilerini bırakma kararı almış olacak ki yanaklarımda sıcaklık hissettim.

"Nilüfer..."

"İstemiyorum! Başkasıyla birlikte olmak-" Hıçkırdım. "İstemiyorum bu topukluyu giymek-" gözlerimi sildim."Ağlamak istemiyorum."

Bana doğru yaklaştı.

İttirdim.

"Sarılma..."

"Çok saçma, bir sarılıyorsun..." nefes alamıyordum. Uzun zamandır bu kadar ağlamamıştım.

"Bir sarılıyorsun... tüm kötü düşüncelerim silinip gidiyor."

Hüznün Fahişesi (+18)Where stories live. Discover now