Bölüm-31

22.2K 731 80
                                    

Altan üzerine siyah bir trench kot,  altına da gri pantolon giymişti.
Saçları özenle taranmıştı.
Aslında gerçekten yakışıklı bir çocuktu.
"Beni nasıl buldun sen?" Diye sordum.
"Ben seni her yerde bulurum hayatım."
Diye cevap verdi.
"hayatım derken?"
"Yakında Evleneceğiz Nehir, buna alış artık."
Gözlerimi devirdim.
"Ben gidiyorum bu saçmalığa daha fazla katlanamıncağım."
Ben tam kalkarken bileğimden yakaladı.
"Gitme biraz konuşalım." Çok güzel bakıyordu nedense onu kırmak istemedim.
Her ne kadar saçma hayaller kursada sonuçta oda babamın kurbanlarından biri olacaktı.
"5 dakikan var."
"neden beni tanımak için çaba sarf etmiyorsun?"
Ona Boradan hoşlandığı mı söylemezdim. O yüzden sessiz kalmayı tercih ettim.
Ki ben gerçekten Boradan hoşlanıyor muydum?
Kabul ediyorum onu etkileyici buluyorum ama hoşlanmak apayrı bir seviye.
"Sorun boraysa o sadece seni kullanacak."
"Onu tanımıyorsun." Dedim.
"Emin ol tanıyorum nehir bugüne kadar kaç adam öldürdüğünü, kaç kızla beraber olduğunu biliyorum."
söyledikleri içime bir yumruk gibi otursa da çaktırmadım.
"O bir katil Nehir bir kıza bağlanacak bir insan değil."
Üzgün gözlerle ona baktım , o da bu halime üzülmüş gibi duruyordu.
"İstersen sana kanıtlayabilirim."
"Nasıl kanıtlayacaksın?"
"Benimle gelmen gerekecek."
"Hayatta olmaz!"
"Sana söz veriyorum seni babana bırakmayacağım ama eğer Bora'yla ilgili daha fazla şey öğrenmek istiyorsan benimle gelmelisin."
Söylediklerini kafamda tarttım, merak içimi kemirirken bu teklifini nasıl reddedebilirdim ki?
Altan çok masum ve içten duruyordu. Belki de ona güvenmeliydim.
"Tamam seninle geleceğim ama sonra beni aynı yere tekrar bırakacaksın."
mutlulukla gülümsedi.
Gülümsediğinde gamzeleri ortaya çıkmıştı.
"Gel benimle." Ayağa kalktı ve elini bana uzattı.
Tereddüt etsem de elini tuttum ve yürümeye başladık.

arabasını hemen bankın arkasına park etmişti.
Beni nereye götüreceğini ve nasıl bora hakkında bilgi vereceğini merak ediyordum o yüzden arabaya bindim.
-
"Beni evine mi getirdin?!" Diye sordum korkuyla.
Arabasını bir villanın önüne park ettiğinde bunu anlamalıydım.
O arabaya asla binmemeliydim.
"Lütfen sana göstermeme izin ver."
Kapıyı arkamdan kapattığında çok korkmaya başladım.
ya bana bir şey yaparsa?
Ayrıca Bora şu anda Altan'ın evinde olduğumu öğrenirse beni de Altanı da bütün dünyayı da yakar.
Yolda beni üç kere aramıştı hiçbirini açmadım.
umarım telefonuma takip cihazı koydurtmamıştır.
sessizce Altanı takip etmeye başladım.
Çalışma odasına benzeyen küçük bir odaya götürdü.
Kollarımı göğsümde birleştirdim.
"Göster bakalım." Dedim.
Altan bilgisayarını açıp görüntüleri televizyona bağladı.
"bunları izledikten sonra bana hak vereceksin."
Televizyon mavi ekrandan çıkıp video açıldığında korkunç şeyler gördüm.
Bora bir adama insafsız bir şekilde işkence ediyordu.
Elimle şok içinde ağzımı kapattım.
Aman tanrım, videoda adamı kap karanlık bir odada sandalyeye zincirlenmiş.
Yüzü mosmor ve kanlar içinde olan adam konuşacak halde değil.
Bora adamın etrafında dönüyor ve tehditler yağdırıyordu.
-video-
"Söyle kimin için çalışıyorsun?"
Bora eline pense aldı ve adamın elini tuttu.
"Belki parmaksız dolaşırsan dersini alırsın."
Diyip adamın parmağını kesti.
Adam acıyla inlemeye başladı.
"Hala konuşmuyorsun demek."
Diğer parmağında kesti. Adam acı dan Kıvranırken ve yere kanlar akarken, Bora gülüyordu.
"Belki birkaç dişini de çekmeliyim."
Bora yanında duran masadaki su dolu kovayı aldı.
Sudan buharlar çıkıyordu.
hiç düşünmeden kaynar suyu adamın üstüne döktü.
Adam çığlıklar atarak bağırdı.
"KONUŞ!"
-
"Altan lütfen kapat şunu!"
Altan videoyu durdurdu.
"dahası var nehir emin ol."
Ve başka bir videoyu açtı.
-2.video-
Bora kızları kucağına almış öpüşüyordu.
Kızlar Rusça konuşuyor Borada karşılık veriyordu.
Kızlar soyunmaya başladı.
-
"yeter!" Ağlayarak odadan çıktım.
arkama bile bakmadan koşup villanın bahçesine çıktım.
Ağlıyordum, hem de hayatım boyunca hiç ağlamadığım kadar çok.
Hoşlandığım, etkilendiğim adam korkunç bir insandı.
ağlayarak Çimlerin üstüne çömeldim.
Kollarımla kendime sardım, ağlıyordum.
Benim tanıdığım bora bu değildi , olamazdı!
Aptal nehir! Gözümün önündeki hiçbir şeyi görememiş meğer.
O gün o barda dövdüğü adam... bana tecavüz etmeye kalkan adamı da bodrum kata yollamıştı kim bilir orada neler yapmıştı....
acıyla çığlık attım.
Bunların hiçbirinin olmasını istemezdim.
Onunla öpüştüğüm için kendimden iğreniyorum.
O, Acımasız bir seri katildi.
Omuzuma dokunan bir elle kendime geldim.
"Ben yanındayım."
Dedi Altan.
Ben hala hıçkırıklar içerisinde nefes alamıyordum.
Sanki bir el Boğazımı sıkıyor ve beni boğuyordu.
gözyaşlarım elimin tersiyle silip ayağa kalktım.
"Ben bunların hiçbirini bilmiyordum.."dedim hıçkırarak.
Güçlü olmaya çalışsam bile başaramıyordum,  her kelimem de gözümden iki üç damla daha yaş akıyordu.
"Özür dilerim bunları görmeni istemezdim."
Ben ağlarken Altan yavaşça gelip bana sarıldı.
Ben de onu sıkıca tuttum ve hıçkıra  hıçkıra ağladım.
Altan saçımı okşuyordu. Saçlarıma bir Öpücük kondurduğunda ağlamam biraz dinmişti.
Birkaç dakika sonra kendimi toparladım ve Altandan ayrıldım.
"daha iyi misin?"
burnumu çekerek basımı salladım.
Kollarımla kendimi sardım ve savunmasız bir canlı gibi Altana baktım.
"burada kalabilirsin hemde istediğin kadar."
dediğinde içimde bir güven oluştu.
Hava soğumuştu bu yüzden üşünmeye başlamıştım.
Altan üzerine giydiği trench kotunu çıkardı ve benim üzerime giydirdi.
"hadi içeri girelim sana bir kahve yapayım."
Başımı yine olumlu anlamda salladım ve beraber içeri girdik.
-
Altan ikimize birer kahve yaptı ve salondaki koltuklarında oturduk.
"Sana bir battaniye getireyim ister misin?"
utandım ve "İsterim." Dedim.
Altan bana battaniye getirmeye gittiğinde telefonuma bir mesaj geldi.
*Boradan bir yeni mesaj*

-nehir aç şu telefonu

-neredesin saat kaç farkında mısın?

-hemen beni ara, yoksa gelir seni bulurum ve olduğun yeri başına yıkarım.
-

Güneş KızımWhere stories live. Discover now