Bip....
Ben geldim. Bölüm atma zamanlarım uzuyor farkındayım. Ama malum sıcaklar hepimizi bitirme noktasında. Ben de mağdur olanlardanım. Bilgisayar başına oturduğumda yazmak için gerçekten çok çaba sarf ediyorum. Elimden geldiğince bölüm atmaya çalışacağım...
Klasik...
Ne diyoruz?
Keyifli ve bol yorumlu okumalar tatlişlerim...
Uyur halde yatan adamın yüz hatlarını inceliyordu. Çehresi yumuşak hatlara sahipti. Saçları ensesine kadar uzun, kendinden daha koyu sarı renkteydi. Gözleri ise deniz mavisiydi. Serumun takılı olduğu eline baktı. Parmakları tıpkı kendisinin gibi ince ve uzundu. Elinin üzerinde sanki hiç damar yokmuş gibi pürüzsüzdü. Uyuduğunu bildiğinden daha cesaretliydi onu inceleme konusunda. Kenarda duran sandalyeye oturmak hiç aklına gelmemişti. Yarım saattir yatağın yanında ayakta onu inceliyordu.
"Benden ne istedin Tuna? İsmini bile yeni öğrendiğim biri benden ne isteyebilir? Benim neyim var sana verecek? Her şeye sahip birinin eksik nesi olabilir ki?" Mırıldanır şekilde sorduğu sorulara karşılık beklemiyordu. Ama aniden açılan mavi gözler ona bakınca pişman olmuştu. Bakışlarını başka tarafa çevirip ondan uzağa gideceği sırada yine kolundan yakalamıştı onu. Serumun takılı olduğu kolu olduğu için hafifçe
"Of" Diye inledi. Mina telaşla arkasına döndü.
"Ne, ne oldu? Hemşireyi çağırayım ister misin?" Tuna tebessüm ederek
"Merak etme iyiyim." Bir süre gözlerini kaçırmadan birbirlerine baktılar. Mina ilk kez ona öfkeyle bakmıyordu ve bunun keyfini sonsuza kadar sürmek istiyordu.
"Gerçekten iyi misin?"
"Bu gözlere bakıp kötü olmam mümkün değil."
"Bunu yapma işte."
"Neyi?"
"Böyle saçma sapan şeyler"
"Bunların neresi saçma Mina?"
"Başlı başına hepsi saçma. Beni tanımıyorsun. Birkaç kere gördüğün birine bunların söylenmesi sence de saçma değil mi?"
"Değil. Çünkü seni yıllardır tanıyor gibiyim." Mina hala onun elinde olan kolunu hafifçe çekerek kurtardı. Ondan uzaklaşacağı sırada,
"Lütfen, lütfen gitme." Şaşkınlıkla bakarken
"Arkadaşın gitmemem için elinden geleni yaptı."
"Nasıl yani?"
"Açık açık bizi tehdit etti."
"Sen ciddi misin?" Dedi başını kaldırırken. Başı dönmeye başlayınca yeniden yastığa attı kendini. Gözlerini kapatınca Mina yine aynı telaşla
"Ani hareket etmesene! Başın mı dönüyor?"
"Evet"
"Yastığını düzeltmemi ister misin?"
"Zahmet olmazsa evet lütfen!"Mina yastığı düzeltmek için eğildiğinde kokusu her hücresine işlemeye başlamıştı. Derince kokusunu içine çekti. Gözleri kapalı adamın onu izlediğini bildiğinden işini hızlı yapıp kenara çekilmek istiyordu.
"Bu, bu amber kokusu"
"Hı"
"Parfümünün kokusu amber çiçeği!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TESADÜF
RomanceTuna ve Mina'nın macerasında bakalım bizleri neler bekliyor? Hadi satır aralarında buluşalım...